G E R E K Ç E : Dava, aidiyet, düzeltme istemine ilişkin olup; bu tür aidiyet davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan çalışmaların başka bir sigortalıya ait olup olmadığı noktasında titizlikle inceleme yapılması ve toplanılan delillerle hiç bir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde hizmetin gerçekte kime ait olduğunun saptanması gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 19/09/2007 gün ve 2007/21- 600 E-2007/604 K sayılı kararı da aynı yöndedir. Dava, davacının 10/01/2013 ile 06/06/2013 tarihleri arasında davalılardan T5 Şti. unvanlı işveren yanındaki kaydının iptali ile davalılardan Bedaş yanında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir. Davacının hizmet döküm cetveli incelendiğinde; uyuşmazlık konusu dönemde davalılardan T5 Şti.'...
İnceleme konusu davada, davalı işyerinin 01.02.1995-31.12.2001 tarihleri arasında kanun kapsamında olduğu, dosyaya gönderilen dönem bordrolarında davacının yer almadığı ve davacının hizmet cetvelinde davalı işyerinden bildirilmiş çalışmasının bulunmadığı ancak ... sicil sayılı işyerinden 1984, 1985, 1986 yıllarında kuruma bildirim yapıldığı, 1996/2 dönemde 44 gün, 1996/3 dönemde 20 gün olmak üzere davalı işyerinden ... adına kuruma bildirim yapıldığı, ATK raporu ile portör muayene kartında yer alan fotoğraf ile davacının fotoğrafı arasında benzerlikler olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Somut dosyada; öncelikle, eldeki dava hizmet tespiti ile birlikte aynı zamanda ... adına yapılan bildirimlerin aidiyeti istemine ilişkin olup, öncelikle HMK 124. madde kapsamında ...'in davaya katılımı sağlanıp aidiyet uyuşmazlığı yöntemince araştırılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmelidir....
Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için, işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadır. Vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki temel haklardan olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik tespit ve aidiyet davalarının kamu düzenine ilişkin davalardan olduğu gözetilerek, davacının iddiasının gerçekliğinin resen araştırma ile saptanması gereklidir. Eldeki incelemeye konu dava dosyası kapsamında, davacının 01.09.1997 işe giriş tarihli işe giriş bildirge aslının ve belirsiz süreli hizmet sözleşmesinin bulunması ve yargılama aşamasında elde edilen delillere göre mahkemece 01.09.1997 tarihi itibariyle kabul edilen sürelerde davacının hizmet akdine tabi çalıştığına dair kararı yerinde ve isabetli ise de, davalı işyerine ait 1997 yılı 3....
Anılan Kanunun 10. maddesine göre ise, kayıt ve tescil işlemlerinde valilik, kaymakamlık, özel idare, belediye, muhtarlık ve nüfus idareleri kayıtları ile, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifleri ve birliklerinin ...Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. ... sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir....
Fabrikaları Anonim Şirketi ve ... kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. ... ... sigortalılığının yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Kanunda, bildirimsiz kalan sigortalılar için 506 sayılı Kanunun 79. ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinde öngörülen "hizmet tespiti" davasına koşut bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Anılan düzenlemede, kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takiben başlayacağının hükme bağlanmış olması karşısında, kayıt ve tescil, yada tescil yerine geçen iradi prim ödemesi veya prim tevkifatı öncesine isabet eden tarımsal faaliyet ve buna dayalı "... ... sigortalılığının tespiti" söz konusu olamayacaktır. Davaya konu olayda, yapılan yargılama sonunda, davadışı ...'...
Dava niteliği itibarıyla ... adına kuruma bildirilen hizmetlerinin davacıya ait olup olmadığının tespitine yönelik aidiyet davası olup kurum davalı sıfatına haiz olması gerekirken davanın hizmet tespiti gibi kabul edilerek feri müdahil olarak gösterilmesi hatalıdır. Kuruma bildirilen dönem bordrolarında iş veren olarak dosyanın davalısı olan ... İnşaat Tic Ltd Şti görünmemesine rağmen bu şirket aleyhine hüküm kurulması ve davacı talebinde bildirilen sigortalılık sürelerinin kendisine aidiyetinin tespitini talep etmesine rağmen, başlangıç tespitine de karar verilmesi hatalıdır. Dosyadaki belgelerden davacıyı çalıştıran işverenin tespit edilerek bu iş verenden davacının iş yeri sicil dosyaları celp edilmelidir. Aidiyet tespiti davalarında hak kaybına sebep olmamak ve gerçek çalışanın tespitini sağlamak amacıyla davacıdan başka ... isimli şahıslar bulunup bulunmadığı gerek Kurumdan gerekse nüfustan talep edilmeli, başka ... varsa Kurumdan bu şahısların sicil dosyaları celp edilmelidir....
İnceleme konusu karar, kesinleşmiş mülkiyetin tespiti kararının tapu kütüğünün beyanlar hanesine tescili istemine ilişkindir. Hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş olup, belirgin şekilde Yargıtay Büyük Genel Kurulu kararı gereği Dairemizin inceleme kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay (16).Hukuk Dairesinin iş bölümü alanı içine girmektedir. Ne var ki, Yargıtay (1) ve (8).Hukuk Dairelerince aidiyet kararı verildiğinden, üçüncü aidiyet kararı Başkanlar Kurulu Kararı gereğince verilemeyeceğinden dosyanın HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU'na GÖNDERİLMESİNE, 23/09/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vazgeçilemez ve devredilemez nitelikteki temel haklardan olan sosyal güvenlik hakkının yaşama geçirilmesine yönelik tespit ve aidiyet davalarının kamu düzenine ilişkin davalardan olduğu gözetilerek, davacının iddiasının gerçekliğinin resen araştırma ile saptanması gereklidir....
Daha sonraki bir tarih olan 10/02/2015 tarihinden itibaren başlayan hizmet bildirimlerinde ise aynı anne - baba adı, doğum yeri ve doğum tarihi ile bu kez nüfusa kayıtlı olduğu yer bilgileri de yazılarak 00 sigorta sicil numarası ile kaydolmuştur. Davacı bu iki ayrı sigorta sicil numarasındaki çalışmaların kendisine ait olduğunun tespiti talebi ile dava açmış olup, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de hükmün eksik incelemeye dayalı olduğu anlaşılmıştır. Bu tür aidiyet ve tespit davalarında gerçeğin tam olarak saptanması için tanık sözlerinden ayrı olarak işin kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde etraflıca araştırılması gereği ortadadır. Somut olayda; her iki işe giriş bildirgesinde şahsi bilgilerin aynı olduğunda tereddüt yoksa da, farklı soyad ve doğum yerleri ile kayıtlardaki bağlantı belirlenememiştir....
Hal böyle olunca davacının aidiyet tespiti davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz, davalıların temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan 532,50 TL temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 21.12.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....