Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinde söz konusu devremülkün sözleşmede belirtilen sürede teslim edilmemesinden kaynaklanan ecrimisil bedelinin tahsiline ilişkindir. Davalı tarafından davacıya biri 21.04.2014 ve diğeri 14.03.2014 tarihinde olmak üzere iki adet taşınmazın tapusu devredilmiş olup davacı tarafından tapu örneği dosyaya sunulmuş, davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde de tapu devri hususu kabul edilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında yapılan sözleşmenin adi yazılı şekilde yapılması nedeniyle geçersiz olduğu ve bu sözleşmede düzenlenen cezai şartın da geçersiz olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa ki, davacının talebi, süresinde teslim edilmeyen devre mülk nedeniyle ecrimisil alacağına ilişkin olup adi şekilde yapılan hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi tapu devri ile birlikte geçerlilik kazanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Geri çevirme kararının gereği tam olarak yerine getirilmeden dosyanın gönderildiği anlaşılmaktadır. 1- Maden Belediye Başkanlığı Emlak Şefliği'nin 11.12.2013 tarihli cevabında dava konusu taşınmazın, imar parseli ortaklık olmayıp tam hisseli olduğunun belirtildiği, geri çevirme kararındaki diğer hususlara cevap verilmediği anlaşılmaktadır....
Davacı ... ve ..., anneleri ile miras bırakanları babaları...’nun gayri resmi olarak birlikte yaşadığını, babalarının 1117 parsel sayılı taşınmazını mirastan mal kaçırma amacıyla resmi nikahlı eşinden olan davalı oğluna satış suretiyle devrettiğini, temlik ile saklı paylarının ihlal edildiğini ileri sürerek tenkis istemişler, yargılama sırasında Fatmanur, açtığı soybağının düzeltilmesi davası sonucunda miras bırakanın hanesine kaydedildiğini beyan ederek davacılar yanında davaya katılma isteğinde bulunmuştur. Davalı, süresinde cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin satış şeklinde olduğu, satış işleminde muvazaanın varlığına ilişkin bir iddia ve ispatın bulunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması TBK'nın 237, Tapu Kanunu'nun 26. ve TMK’nın 706. maddeleri uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan göz önünde tutulur. Taraflar arasında imzalanan 14/08/2016 tarihli adi yazılı "Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi" başlıklı sözleşme ile, Yalova İli, Termal İlçesi, Killi Orman Mevkii, 424 ada 23, 25 ve 27 parsellerin 7/3650 hissesinin davacıya satışı kararlaştırılmıştır. Söz konusu sözleşme resmi şekil şartına tabi olup, resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. Taraflar geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verdiklerini iade etmek zorundadır. (Aynı yönde Yargıtay 13....
Ancak satış bedelinin dağıtılmasına ilişkin olarak "davalı borçlunun payına düşecek satış bedelinin icra dosyasına aktarılmasına" şeklinde infaz memurunu bağlayacak şekilde karar verilmesi doğru değilse de bu yanlışlığın düzeltilmesi için hükmün bozularak yeniden duruşma yapılmasında fayda görülmediğinden hüküm fıkrasından yukarıda yazılı kısmın çıkarılarak yerine "satış bedelinin tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki paylar oranından taraflara ödenmesine" ibaresinin eklenmek sureti ile hükmün HMUK.'nun 438. maddesi uyarınca düzeltilmesine ve bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 15.60.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 22.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak satış bedelinin dağıtılmasına ilişkin olarak “davalı borçlu ...’in payına düşecek satış bedelinin icra dosyasına aktarılmasına” şeklinde infaz memurunu bağlayacak şekilde karar verilmesi doğru değilse de bu yanlışlığın düzeltilmesi için hükmün bozularak yeniden duruşma yapılmasında fayda görülmediğinden hüküm fıkrasından yukarıda yazılı kısmın çıkarılarak yerine “satış bedelinin tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki paylar oranından taraflara ödenmesine” ibaresinin eklenmek sureti ile hükmün HUMK.nun 438.maddesi uyarınca düzeltilmesine ve bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 15.60.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 3.6.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak satış bedelinin dağıtılmasına ilişkin olarak “satış bedelinin tapudaki hisselere göre dağıtılmasına, muhtesatın değerinin davacıya tevdiine” şeklinde infazda güçlük oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru değilse ise de bu yanlışlığın düzeltilmesi için hükmün bozularak yeniden duruşma yapılmasında fayda görülmediğinden ve esasen muhtesatın aidiyeti konusunda taraflar arasında ittifak bulunmadığından, hüküm fıkrasından yukarıda yazılı kısmın çıkarılarak yerine “satış bedelinin tapu kaydı ve mirasçılık belgesindeki paylar oranından taraflara ödenmesine” ibaresinin eklenmek sureti ile hükmün HUMK.nun 438.maddesi uyarınca düzeltilmesine ve bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA ve taşınmaz malın satış bedelinden payına düşecek paranın %09.9 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 15.60.-TL’nın mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 03.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
İİK'nun 126/son maddesi göndermesi ile taşınmaz satışlarında da uygulanması gereken anılan Kanun'un 114/2. maddesinde; "İlanın şekli, arttırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra müdürlüğünce alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazara alınarak tayin olunur. İlanın yurt düzeyinde yayımlanan bir gazete ile yapılmasına karar verilmesi halinde, bu ilan satış talep tarihinde tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biriyle yapılır" hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; ilanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü gazete ile yapılıp yapılamayacağı icra müdürlüğünce ilgililerin menfaatine en uygun olacak şekilde tayin ve takdir olunmalıdır. İcra müdürü bu takdirini kullanırken hacizli malın tahmini değerini, niteliğini ve Türkiye genelinde alıcı çıkacak özellikte olup olmadığını gözetmek zorundadır....
İİK'nun 126/son maddesi göndermesi ile taşınmaz satışlarında da uygulanması gereken anılan Kanun'un 114/2. maddesinde; "İlanın şekli, arttırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra müdürlüğünce alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazara alınarak tayin olunur. İlanın yurt düzeyinde yayımlanan bir gazete ile yapılmasına karar verilmesi halinde, bu ilan satış talep tarihinde tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biriyle yapılır" hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; ilanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü gazete ile yapılıp yapılamayacağı icra müdürlüğünce ilgililerin menfaatine en uygun olacak şekilde tayin ve takdir olunmalıdır. İcra müdürü bu takdirini kullanırken hacizli malın tahmini değerini, niteliğini ve Türkiye genelinde alıcı çıkacak özellikte olup olmadığını gözetmek zorundadır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davacının huzurdaki davayı ikame etmesinde hukuki menfaat bulunmadığını, dava konusu sözleşme hisseli gayrimenkul satış sözleşmesi olup davacının cayma hakkı bulunmadığını, dava konusu sözleşmede en az 15 gün tatil hakkının öngörüldüğünü, devre tatil sözleşmesi niteliğine haiz olmadığını, nitekim dava konusu sözleşmenin Kat Mülkiyeti Kanunu'ndan kaynaklanan, resmi şekilde tapuda devir işlemlerinin yapıldığını, genel hükümlere tabi bir Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi olduğunu, ayrıca Kat Mülkiyeti Kanununun gayrimenkul satış sözleşmesinden cayma hakkına ilişkin herhangi bir hüküm barındırmadığını, cayma hakkı devre tatil sözleşmelerine ilişkin olup kapsamının Tüketici Kanunu ile belirlendiğini, nitekim feshi istenen Hisseli Gayrimenkul Satış Sözleşmesi'nde de cayma hakkına yer verilmediğini, dolayısıyla bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda...