Hamiline yazılı pay senedinin devri, senedin devri ile hem şirkete, hem de 3. kişilere karşı hüküm ifade edeceğinden bu çerçevede hamiline yazılı pay senedini elinde tutan onun malikidir. Buradan hareketle hamiline yazılı pay senetlerine dayalı olarak hissedarlığa dair iddia, ancak dayanak olan hamiline yazılı pay senetlerine malik sıfatı ile ziliyet olduğunun ispatı ile mümkündür. Ancak dava konusu hisse senetlerinin basımı sonrasında, hak sahiplerine hisse senetlerinin usulüne uygun olarak teslim edildiğini, senetleri bastıran yetkili ve şirkete ait olduğu tartışmasıdır....
Söz konusu bozma kararından sonra devam olunan yargılamada; davalı ... hisse devir sözleşmesinin aslını dosyaya ibraz etmiş ve 13.09.2011 ve 08.02.2012 havale tarihli dilekçelerinde sözleşmede yazılı olduğu üzere hisse senetlerinin muris ... tarafından kendisine teslim edildiğini beyan etmiş; davacı ise muris ...’dan intikal eden senetlerinin kendi zilyetliğinde olduğunu iddia ederek çok sayıda hisse senedi örneğini dosyaya sunmuştur. Hisse devir sözleşmesi 22.09.2003 tarihinde düzenlenmiş olup, gerek o tarihlerde yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nın 415. maddesi, gerekse 6102 sayılı TTK'nın 489. maddesi uyarınca, hamiline yazılı pay senetlerinin devri, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle (teslim ile) hüküm ifade eder....
Uydu Haberleşme A.Ş.’ye ait 350 adet paya tekabül eden hamiline yazılı hisse senedinin devrine ilişkin, Hisse Devir ve Temlik Belgesi dosyaya sunulmuştur. İşbu Hisse Devir ve Temlik Belgesi şirket Yönetim Kurulu Başkanlığı’na tevdi edilmek üzere düzenlenip imzalanmıştır. Dosyaya sunulmuş olan Anonim Şirketin 31.03.2009 tarihli Olağan Genel Kurulunda alınan 7 no.lu karar ile, hisse senedi bastırılması için yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verildiği ve Anonim Şirketin Yönetim Kurulu’nun 22.05.2009 tarih ve 2009/4 sayılı kararı ile Şirketin hisse senedi bastırılması ve bastırılan hisse senetlerinin şirket ortaklarına kayıtlı sermaye payı oranlarında bedelsiz olarak belge karşılığı teslim edilmesine karar verildiği görülmektedir....
Mülga 6762 sayılı TTK'nın 411. maddesinde nama yazılı hisse senetleri yerini tutmak üzere çıkarılan ilmühaberlerin nama yazılı olması gerektiği ve bunların devrinin nama yazılı hisse senetlerinin devrine ait hükümlere tabi olduğu, aynı kanunun 416. maddesinde nama yazılı hisse senetlerinin devrinin ciro edilmiş senedin devralana teslimi ile olacağı ve devrin, şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade edeceği düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 417. maddesinde hisse senedinin yukarıki maddeye uygun olarak devredildiği ispat edilmedikçe devralan pay defterine yazılamayacağı öngörülmüştür. Türk Medeni Kanun'un teslimsiz devri düzenleyen 979. maddesinde ise ''Bir üçüncü kişi veya zilyetliği devreden, özel bir hukuki ilişkiye dayanarak zilyet olmakta devam ederse zilyetlik, teslim gerçekleşmeksizin kazanılmış olur....
Birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin şirket hisselerinin iradesi dışında, usulsüz ve yasaya aykırı bir şekilde davalılara devredildiğinin öğrenildiğini oysa, müvekkilinin halen pay defterinde kayıtlı olup, şirket ortağı olduğunu, hisse senetlerinin fiziki olarak müvekkilinde bulunduğunu, pay defteri ve hisse senetlerinin elinde bulunmasının müvekkilinin hissedarlığının kanıtı olduğu ancak, elinde bulunan hisse senetlerinin davalılara devredilmiş olduğunun ortaya çıktığını, devir işleminin TTK'nın 416. maddesinde yer alan emredici düzenlemeye aykırı olup, geçersiz olduğunu, geçerli bir devirden söz edebilmek için ciro ve teslim şartı bulunduğunu ancak, hisse senetlerinin fiziki olarak halen müvekkilinin elinde olduğunu, pay defterine kaydedilmeyen, emredici yasa hükmüne ve ana sözleşmeye aykırı olan devir işlemin geçersiz olduğunu ileri sürerek, devrin usulsüzlüğünün tespiti, hisse senetlerinden doğan tüm hakların, maliki bulunduğu hisse senetlerine isabet eden temettü bedellerinde...
A.Ş.’ye ait 69.267 lot hisse senedinin müvekkili adına alındığını ve bu miktardaki söz konusu hisse senedinin davalı ... vekili tarafından dosyaya sunulan beyanla da müvekkil ... adına alınmış olduğunun kabul ve ikrar edildiğini, söz konusu hisse senetlerinin 2005 yılı içerisinde alındığını ve 26.01.2006 tarihi itibariyle bu miktar hisse senedinin ... ismiyle, ... A.Ş.’nin (Yeni ünvanı ... A.Ş.) müşteri portföyünde görünmekte olduğuna ilişkin belgenin kendileri tarafından dosyaya sunulduğunu, dosyaya sunulan bu belgenin altında ...’ın kendi el yazısı ile müvekkiline ve kendisine ait hisse senetlerinin dökümü ve bedellerinin açıkça yazıldığını, Söz konusu hisse senetlerinin 2007 yılı itibariyle split yapmış olup, her bir hisse senedinin, 2 hisse senedi haline geldiğini ve yine 16.03.2007 tarihi itibariyle 69.267 hisse senedinin 2 katı olan 138.534 lot hisse senedinin ... ismiyle, ... A.Ş.’nin (Yeni ünvanı ......
Sanayi A.Ş. hisse senetlerinin 10 senelik zamanaşımına uğramış olduğundan bahisle 31.03.2004 tarihinde ...'ye devredildiğini, hisse senetlerinin 2006 yılında satılarak fona gelir kaydedildiğini, davalı bankanın devir tarihinde yürürlükte bulunan bankaların kuruluş ve faaliyetleri hakkında yönetmeliğin 35.maddesinde belirtilen yasal prosedüre aykırı ve ayrıca BK 128., ... 408. madde hükümlerini ihlal edici nitelikte davranılarak müvekkilinin gerek Türkiye gerekse ...'daki adreslerine bildirim yapılmadan dava konusu hisse senetlerini ...'ye devredilerek satılmasına sebep olduğunu, ileri sürerek 17,856 adet hisse senedinin dava tarihinde belirlenecek değerinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL sinin 31.03.2004 fona devri tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
S.. arasında 23.07.2004 tarihinde 450.000 adet hissenin devri konusunda sözleşme imzalandığını, davalının hisse senetlerinin hamiline olduğunu, henüz bastırılmadığından senetlerin şirket merkezinde bulunduğunu, devrin pay defterine işleneceğini belirttiğini, devir sözleşmesinin şirket merkezinde yapılması, hisse senetlerinin devir anında şirket merkezinde bulunması nedeniyle zilyetliğin hükmen teslim yoluyla devredildiğini, 13.06.2005 tarihinde ihtarname düzenleyerek hisse devrinin pay defterine işlenmesinin istendiğini, davalının sözleşme altındaki imzanın kendisine ait olduğunu ikrar ettiğini, 6762 sayılı TTK'nun 415. maddesine göre hamiline yazılı hisse senetlerinin teslim ile hüküm ifade edeceğini, devredenle devralan arasındaki ilişkide teslimin dahi aranmayacağını ileri sürerek, 450.000 adet hissenin davacıya ait olduğunun tespitini, ortaklığının pay defterine işlenmesini, talepleri kabul edilmediği takdirde 450.000 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir....
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; şirket hisse devri sözleşmelerindeki imzaların davacıların eli mahsulü olmadığının belirlendiği, soruşturma dosyasında yapılan incelemede de hisse devri üzerindeki imzanın noterlik baş katibine ait olmadığı, mührün sahte olduğu, numaraların gerçek tarihlerinin farklı olduğu, noterlikte yapılan işlemlerin gerçekte araç satış sözleşmesi ve dava vekaletnamesi işlemine ait olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ... 5. Noterliğnin 09/06/2014 tarihli ... adet limited şirkete ait ... ile ... yevmiye nolu hisse devri sözleşmelerinin geriye dönük olarak iptaline karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dava, davalılardan ...'a yapılan limited şirket hisse devirlerinin sahtelik nedeniyle iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamı itibariyle davalılardan Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün yasal hasım sıfatıyla davada yer aldığı açıkça anlaşılmaktadır....
var olan hisse payı ve hisse senetlerinin müvekkili davacıya aidiyetinin tespitinin yapılmasını, tüm hisse paylarının ve hisse senetlerinin tespitinin yapılarak davacıya ait olan tüm hisse paylarını ortaya koyar hisse senetlerinin davalı şirket hissedarı müvekkili davacıya teslimine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....