E. sayılı dosyasında yapılan yargılama aşamasında müvekkiline teslim edildiğinin dosyaya sunulan teslim tutanaklarıyla anlaşılması karşısında müvekkilinin bulamadığı hisse senetlerinin zayi olduğunu anladığı ve zayi kararı aldığını, tamamlayıcı delil vasfında olan bu kararın, kesinlikle kanunu dolanmak gibi bir amaç gütmediğini, müvekkilinin sahibi olduğu hisse senetlerine ulaşmak için başka bir imkan bulunmadığından, hisse senetlerinin iptali yoluna başvurmuş olup, bu kararın iptali için davacının kendi muvazaasına dayalı açılan işbu davanın da reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle; müvekkili aleyhine açılmış bulunan işbu davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
Sayılı ilamında; "Dava tarihinde yürürlükte bulunan “Hisse Senetlerinin Devri” başlıklı TTK’nun 415. ve 416. maddelerinde, hamile ve nama yazılı hisse senetlerinin ne şekilde devredileceği gösterilmiş olup, her iki halde de hisse devrinin noterden yapılması gerektiği, bunun sıhhat şartı olduğuna dair bir koşul yoktur. TTK'nun 415. maddesinde hamile yazılı pay senetlerinin devri için özel bir düzenleme getirilmiştir. Hamile yazılı senetler, elden teslim ile devir edilir. Bu işlem ile pay devri yapılmış olur. Nama yazılı pay senetleri ise ciro ve teslim ile devir edilir. Ancak, devir şirkete karşı ancak pay defterine kayıtla hüküm ifade eder. Anonim ortaklığın çıplak paylarının devri konusunda TTK bünyesinde bir hüküm bulunmamaktadır. Payın devredilebilirliği ilkesi uyarınca, çıplak payın da senede bağlanmış paylar gibi serbestçe devredilebileceği hususunda görüş birliği mevcuttur....
Bu itibarla davaya konu hisse devir işlemi, diğer mirasçılardan mal kaçırma amacı taşıyan muris muvazaası değil, taraf muvaazası mahiyetindedir. Taraf muvazaasında, muvazaanın varlığını iddia eden taraf veya bunların ardılı (halef) sıfatı ile hareket eden kişi bu iddiasını ancak yazılı delille ispat edebilir. Somut davada, ispat yükü kendisine düşen davacılar, taraf muvazaasını ispata elverişli yazılı delil ibraz edememişlerdir. Her ne kadar mahkemece ana sözleşme gereğince şirket hisse senetlerinin nama yazılı olarak düzenlendiği, hisse devrinin ancak senetlerin ciro ve teslimi yolu ile gerçekleşebileceği, davalının ciro edilerek kendisine teslim edilen senetleri ibraz edemediği, dolayısıyla davacılar murisi ile davalı arasında TTK'nın anonim şirket hisse devri hükümlerine göre yapılmış geçerli bir devir bulunmadığı belirtilmiş ise de, dava dışı şirket hisse senedi çıkarmamıştır. Senede bağlanmamış pay da hisse senedi gibi her çeşit işleme konu olabilir....
İLK DERECE MAHKEME KARARI :Mahkemece,davacı tarafın hisse senetlerini hisse senedi teslim tutanakları ile teslim aldığının sabit olduğu, aksinin yazılı delil ile ispatlanamadığı, ... ait 129.150 pay hisse senetlerinin 04.06.2016 tarihli YK kararında ...'e devrettiğinin karara bağlandığı, hamiline hisse senetlerinin basılmasının sonuçta geçerliliği ve bu hisse senetlerinin davacıya teslim edildiği olgusu karşısında, hamiline hisse senetlerinin devir şekilleri de dikkate alındığında davacının halen ortak olduğunun tespitinin mümkün olmadığı, bu hususun ancak bu hamiline hisse senetlerini elinde bulundurana karşı davacının açacağı dava ile çözülmesi gerektiği, açılacak bu davanın da eldeki dava ile irtibatının bulunmadığı, her ne kadar davacı tarafça İstanbul 20. ATMnin 2020/236 karar sayılı ilamı ibraz edilmiş ise de hasımsız açılmış zayi nedeniyle iptal kararı olup, davalı şirketi bağlayıcı bir özelliği bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir....
ya bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi durumunda hamiline yazılı pay senedi sahiplerinin şirkel genel kuruluna katılmaları mümkün olmayacağı, TTK.m.489 madde lafzından da anlaşılabileceği üzere, hamiline yazılı hisse senetlerinin devrinin hüküm ifade edebilmesi için hisse senedini teslim alımak suretiyle zilyetliği kazanan devralan tarafindan ...'...
Ş. şirketinin ortakları olduğunu, şirketin müvekkil ... tarafından kurulduğunu, şirketin 50.000,-TL ödenmiş sermayesi olduğunu, her biri 10.000,-TL tutarlı 5 adet hisse senedi basıldığını ve bunlardan 2’sinin müvekkili davacıda, 3’ünün davalı tarafta olduğunu, tarafların 20/12/2017 tarihinde Anonim Şirket Borç Ödeme ve Hisse Devir Sözleşmesi akdettiğini, sözleşme hükümleri uyarınca 30.000,-TL itibari değeri olan hisse senetlerinin sözleşme belirtilen borç tutarı ve hisse bedellerinin ödenmesine müteakip müvekkil davacıya devredileceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, müvekkil davacının 25/12/2018 tarihi itibariyle tüm borcu ödediğini, hisse senetlerinin devri konusunda noter aracılığıyla iki kez ihtar gönderildiğini, davalı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hisse senetlerinin müvekkiline devri yapılmadığını iddia ederek davalı yeddindeki senetlerin alınarak müvekkili davacıya devredilmesine, taraflar arasındaki murazaanın bu şekilde giderilmesine, sözleşmeden doğan...
Ş. şirketinin ortakları olduğunu, şirketin müvekkil Okan Temiz tarafından kurulduğunu, şirketin 50.000,-TL ödenmiş sermayesi olduğunu, her biri 10.000,-TL tutarlı 5 adet hisse senedi basıldığını ve bunlardan 2’sinin müvekkili davacıda, 3’ünün davalı tarafta olduğunu, tarafların 20/12/2017 tarihinde Anonim Şirket Borç Ödeme ve Hisse Devir Sözleşmesi akdettiğini, sözleşme hükümleri uyarınca 30.000,-TL itibari değeri olan hisse senetlerinin sözleşme belirtilen borç tutarı ve hisse bedellerinin ödenmesine müteakip müvekkil davacıya devredileceğinin kabul ve taahhüt edildiğini, müvekkil davacının 25/12/2018 tarihi itibariyle tüm borcu ödediğini, hisse senetlerinin devri konusunda noter aracılığıyla iki kez ihtar gönderildiğini, davalı tarafın sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmeyerek hisse senetlerinin müvekkiline devri yapılmadığını iddia ederek davalı yeddindeki senetlerin alınarak müvekkili davacıya devredilmesine, taraflar arasındaki murazaanın bu şekilde giderilmesine, sözleşmeden...
dan öğrendiklerini, şirket sermayesinin 2.200.000.000,00 TL olduğunu ve davacının hisse miktarının %10 olup hisselerin çoğunun yasal olmayan yollarla ele geçirilmek istendiğinden 29.07.1992 tarihinde genel kurulun toplandığını, davanın haksız sebeple açıldığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. 2.Dahili davalı ... vekilinin 06.12.1994 havale tarihli cevap dilekçesinde; davacının şirkette %24 hissesinin bulunmadığını, sermayesi 2.115.357.000,00 TL olan şirketin 2.080.000,00 TL tutarındaki hisse senedinin tarafında bulunduğunu, diğer hisse senetlerinin Vakıflar Bankası Tunus Caddesi Şubesinde olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. 3.Müdahil vekilleri cevap dilekçesinde; toplam 22.115.757.000,00 TL tutarındaki nominal bedelli hisselerden 1.885.426,891,00 TL tutarındaki hisselerin hisse devri esnasında 1.640.000,00 DM tutarındaki bedel ödeyen müvekkillerine ait olduğunun tespitini istemiştir. III....
TTK’nun 490.maddesinde nama yazılı pay senetlerinin devri düzenlenmiştir. Nama yazılı pay senetlerinin hukuki işlem ile devri, ciro edilmiş senedin zilyetliğinin devralana geçmesiyle yapılabilir (TTK md 490/2). Çünkü söz konusu senetler kanunen emre yazılı senet kabul edildiğinden, emre yazılı senetlerin devrine ilişkin hükümlere tabidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22/11/1978 tarihli 1979/11-922 E.-978 K sayılı kararında nama yazılı pay senetlerinin satışında teslim olgusunun gerçekleşmeme halinde pay satış sözleşmesinin geçerli olmayacağı ifade edilmiştir. Zaman itibarı ile somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 sayılı TTK'nun 489. ve 490. maddelerinde hamile ve nama yazılı hisse senetlerinin ne şekilde devredileceği düzenlenmiş olup, her iki halde de hisse devrinin noterden yapılması gerektiğine ve bunun sıhhat şartı olduğuna dair bir koşul belirtilmemiştir....
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1-Dava, anonim şirket hisse devir sözleşmesi ile satın alınan hisse senetlerinin devredilmemesi nedeniyle alacak istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, böyle bir davanın açılabilmesi için söz konusu şirket hisselerinin davacıya usulüne uygun biçimde geçmiş olması gerekmektedir. Somut olayda davaya konu şirket hisselerinin davacıya hiç bir zaman geçmediği tarafların da kabulünde olduğuna göre, davacı hisse senetlerinin devri karşılığında sadece davalıya ödediği bedeli talep edebileceğinden yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir. 2-Ayrıca, davalı vekilinin yasal süresinde ileri sürdüğü ıslaha karşı zamanaşımı def'i konusunda mahkemece ne ara kararda ne de gerekçeli kararda olumlu olumsuz bir karar verilmemiştir....