Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın ikamet ettiği apartmana pazarladığı ürünleri satmak amacıyla geldiği, kendisini başka isimle tanıtan sanığın katılana ücretsiz parfüm vereceği fakat parfüm şişelerinin içinde hediye kutuları olabileceği, bu hediyelerin epilatör cihazı, laptop, lcd tv ve Cumhuriyet altını olduğu, parfüm şişesinden hediye kutusu çıktığı takdirde 100 TL para vermesi gerektiği, epilatör cihazı çıksa bile diğer ürünlerle değiştirebileceği şartlarını koştuğu, katılanın sanıktan aldığı parfüm karşılığında 200 TL para verdiği, daha sonra katılanın parfüm şişesini açtığında piyasa değeri çok düşük olan epilatör cihazı çıktığı, katılanın aldığı 2 parfümü iade etmek istemesi karşısında sanığın parfüm kutusu açıldığından bahisle iadeyi kabul etmediği, olay yerinden ayrılıp izini kaybettirdiği, bu şekilde dolandırıcılık suçunu işlediği iddia olunan olayda; sanık savunması, katılan beyanı ve dosya kapsamından sanığın mahkumiyetine ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir....

    ./... seferiyle iş ve turistik seyahat için bulunduğu ...’den ...’ya döndüğünü, müvekkilinin uçaktan indiğinde verdiği bagajına ulaşamadığını, bunun üzerine derhal davalı şirkete başvurduklarını, ancak tutulan bagaj kayıt raporundan sonra müvekkilinin bagajının bulunamadığını, bu nedenle müvekkilinin içinde maddi ve manevi değeri yüksek, eşine dostuna aldığı hediyelerin kaybolduğunu ileri sürerek, 3.000,00 TL maddi, 2.000,00 TL manevi tazminatının zararın oluştuğu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının ihbar yükümlüğünü yerine getirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

      E) Gerekçe: 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanunî gerektirici sebeplere göre, davacının tüm davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı, davalı işyerinde 01.12.1997-20.09.2013 tarihleri arasında çalıştığını, tarafına uzun süreli ve sistematik mobbing uygulandığını, en sonunda işyerinde davalının müşterilerinden...isimli Firmaya kesilen sponsorluk faturasını ararken...amblemli iki kağıt zarf görünce faturanın bu zarflarda olduğunu düşünerek aldığını, bilâhare bu zarfların içinde bileklik, kolye tarzı hediyelerin olduğunu görmesini müteakiben zarfları teslim ettiğini, ancak bu konuda işverence hakkında şikâyet olduğu, işten çıkarılacağı, istifa etmesi gerektiği şeklinde baskı yapılarak kendisine istifa beyanı ve ibraname imzalatılıp iş akdinin haksız bir şekilde sona erdirildiğini iddia etmiştir....

        karar verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

        Aile Mahkemesinin 2012/216 esas 2013/872 Karar sayılı dosyası ile boşandıklarını, müvekkiline ailesi ve yakınları tarafından nişan ev düğünde dava konusu ettikleri ziynet eşyalarının takıldığını, müvekkiline ait olan bu ziynet eşyalarlar ev alınacağı ve daha sonra müvekkiline geri verileceği söylenerek davalı tarafça müvekkilinin elinden alındığını ve müvekkiline ait ziynet ve altınların geri verilmediğini, müvekkilinin ziynetlerini geri istemesine karşın bir sonuç alınamadığını, bu sebeple bahsi geçen ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iadenin mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100,00- TL.nin müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir....

        O halde, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde ve taleple bağlılık kuralına aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bozma sebep ve şekline göre, tarafların sair temyiz itirazları şimdilik incelenmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; "...nişanın bozulmasında müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, diğer tarafın 2 yıla kadar bir süre geçmesine rağmen evlenme günü belirlemediklerini, bu nedenle nişanın bozulduğunu, takı ve hediyelerin mutad hediye kapsamında olduklarını, manevi tazminat isteminin de yerinde olmadığını, davanın reddini" istemiştir. Mahkemece neticeten ve özetle; "...takılara yönelik davada davaya konu edilen takıların aynen iadesine, olmadığı takdirde 3.680 TL.'nın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline, davacı Ali lehine 2.550 TL. maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı Ali'ye verilmesine, davacı Kezban'ın çeyiz eşyalarına yönelik maddi tazminat talebinin reddine, 700 TL. manevi tazminatın dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine" karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki (asıl davada) nişan bozulması nedeniyle hediye edilen eşyaların istirdadı, (karşılık davada) maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın ve karşı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı-karşı davalı vekili, dava dilekçesinde; tarafların nişanlandıktan sonra üç ay kadar sonra aralarında anlaşmazlık çıktığını, nişanın bozulduğunu, nişanın bozulması ile nişanda takılan hediyelerin davalı tarafından iade edilmediğini, hediyelerin müvekkilinin ekonomik ve sosyal konumu itibariyle alışılmış dışında hediyeler olduğunu, davalıya takılan 1 adet altın kaplama kol saati, her biri ayrı ayrı 35 gram ve 22 ayar olan 4 adet burma tabir edilen bilezik, bir adet 14 ayar ve tek taş altın...

            Davalı vekili, müşterilerine ismen gönderdikleri hediyelerin ulaştırılması için davacı ile imzaladıkları sözleşme gereğince davacının gönderilen hediyeleri sözleşmeye aykırı olarak hasarlı bir şekilde yanlış kişilere gönderdiğini, bu nedenle şirketlerinin 9.891,00 TL zarara uğradığını, bu zararın da davacı tarafa hatalı gönderimden doğan maliyet açıklamasıyla fatura edildiğini, mezkur faturaya davacı tarafından itiraz edilmediğini ve zararlarının karşılanacağının belirtildiğini savunarak davanın reddi ile davacının %20’den aşağı olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini savunmuştur....

              Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; Öğrenci olan müştekiler...ve ...’nin olay günü İstanbul ili, Beşiktaş İlçesi Barbaros Bulvarı üzerinde yürüdükleri sırada sanık Orhan Şadi’nin yanlarına gelerek broşür dağıtıp dağıtamayacaklarını sorduğu ve kabul etmeleri halinde kendilerine tişört, pantolon gibi hediyeler verileceğini söyleyerek onları ikna ettiği, akabinde müştekileri Barbaros Bulvarı üzerinde bulunan bir binaya götüren sanığın broşür ve hediyelerin binanın üst katından alınması gerektiğini, ancak üst kata cep telefonu ve metal eşya ile çıkılamayacağını söylediği, bunun üzerine müştekilerden Tuba Aybüke’nin cep telefonunu diğer müştekinin çantasına koyduğu ve içerisinde bir miktar para ile her iki müştekiye ait cep telefonlarının bulunduğu çantayı bina girişinde bulunan askılığa asan müştekilerin üst kata çıkmak üzere asansöre bindikleri, bu sırada sanığın müştekilere ait çantayı bulunduğu yerden alarak olay mahallinden kaçtığı, bu şekilde sanığın...

                UYAP Entegrasyonu