. - K A R A R - Davacı vekili, dava dışı şirket aracılığı ile davalının sahibi bulunduğu ... yerini 160.000,00 TL bedel ile satın almak üzere anlaşıldığını, davalıya 1.500,00 TL kaparo verildiğini, davalının satış taahhüdünü yerine getirmediğini, ihtarnameye rağmen kaparo bedeli kadar tazminatı iade etmediğini ileri sürerek 1.500,00 TL tazminatın 09.11.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davaya bakmaya ... mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuş, esasa cevabında ise taraflar arasında resmi şekilde yapılmış bir alım satım vaadi bulunmadığını, adi sözleşme yapıldığını, bu nedenle müvekkilinin davacıya tazminat ödeme yükümlülüğünün olmadığını beyan ederek davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece; sözleşmenin niteliği davalının bu satım işini ticari ve mesleki faaliyetle yapan bir şahıs olması, davacının ise taşınmazı konut ihtiyacı için alması nedeniyle 6502 sayılı yasanın 3. maddesi dikkate alınarak olayın bir tüketici işlemi olduğu belirtilerek Tüketici Mahkemesi sıfatıyla davanın kabulü ile 5.000,00 TL'nin 17/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1- ) Dava; harici taşınmaz satışı nedeniyle ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 vd. maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı vekili; taraflar arasında 08.03.2014 tarihinde 212 ada 293 ve 294 parsel sayılı taşınmazların satış ve tapu devrini içeren bir sözleşme akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davacı müvekkilinin kaparo olarak davalıya 21.500,00- TL verdiğini, daha sonra tarafların bir araya gelerek 293 parselin tapu devrini gerçekleştirdiklerini, 294 parsel kendisinin olmamasına rağmen taşınmazın satışı için müvekkilinden kaparo aldığını, müvekkilinin davalıya toplamda 54.500,00- TL para ödediğini, Kaş Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/1940 soruşturma sayılı dosyası ile davalıya dair şikayetinin bulunduğunu, tüm bu sebeplerle 294 parselin müvekkili adına tesciline, bunun mümkün olmaması halinde sebepsiz zenginleşme olarak davalıya haksız ödenen bedelin hesaplanarak yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmiştir....
Davalı/satıcı ile davacı/alıcı arasında, davalı/satıcıya ait taşınmazın davacı/alıcı tarafından satın alınacağı hususunda sözlü olarak anlaşmaya varıldığı ve davacı/alıcı tarafından davalı/satıcıya 3.000.000 TL tutarında Kaparo ödendiği, sonrasında davacı/alıcının taşınmazı satın almaktan vazgeçtiği, hususunda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacı alıcı tarafından davalı satıcıya harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince ödenen kaparo bedelinin iadesinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşme, resmi şekilde düzenlenmelidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 706, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 237, 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve 1512 sayılı Noterlik Kanunu'nun 60 ıncı maddeleri uyarınca Tapulu taşınmazların satışına ilişkin sözleşmeler resmi şekilde yapılmadığında hukuken geçersizdir. Geçersiz sözleşmeler, taraflarına geçerli sözleşmelerde olduğu gibi hak ve borç doğurmaz....
Şti. arasındaki sözleşmesel ilişki ve hukuki ihtilaf olduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasındaki sözleşmesel ilişkinin dayanağı ihale ve ihale sürecinde davacı'nın kusuru ve tasfiye heyeti tarafından verilen kararların yanlış anlaşılması nedeniyle ihtilaf yaşandığını, ihale sürecinde yaşanan ilk problem kaparo tarihinin ihale ilkelerine uygun bir şekilde belirlenmemesinden kaynaklandığını, davacı tarafından, sadece ticari nitelikli taşınmazlara ilişkin ödenmesi gereken meblağ müvekkili şirket'e ödendiğini, konut nitelikli taşınmazların satışı için yeterli kaparo müvekkili şirket'e gönderilmediğini, davacı ile müvekkili şirket arasında sözleşme'ye göre belirlenen kaparo bedeli yatırma süresi, ihale şartnamesindeki eksiklik nedeniyle hatalı olarak kararlaştırıldığını, davacı tarafa ihtarname gönderilerek, kendisine bedel iadesi gerçekleştirilebileceği belirtildiğini, ihtarnamenin cevapsız bırakıldığını beyan ederek dava konusu taşınmazların dava tarihindeki değerlerinin tespit edilerek...
Davalı vekili istinaf başvurusunda özetle; mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin simsarlık olarak nitelendirilmesinin hatalı olduğunu, dava ve takibin harici satış sözleşmesine dayandığını, sözleşmede bedelin kaparo olduğunun açık olduğunu ileri sürmüştür. Uyuşmazlık, sözleşmenin yerine getirilmemesi nedeniyle ödenen kaparonun iadesi talebine ilişkindir. Dosya kapsamında; Mahkemece sözleşme simsarlık olarak nitelendirilmiş ise de sözleşmede açıkça "...4 nolu villayı sattık., kaparo olarak 7.000,00 TL alınmıştır" ifadeleri nedeniyle sözleşmenin tapuya kayıtlı taşınmaza ilişkin harici satış sözleşmesi niteliğinde olduğu görülmektedir. Davaya dayanak sözleşmede davacı tarafından verilen paranın kaparo niteliğinde olduğu görülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, www.sahibinden.com isimli internet sitesinde otomobil satışı için ilan verdiği, katılanın da internetteki ilanı görüp burada belirtilen cep telefonu vasıtasıyla sanıkla irtibat kurduğu, daha sonra katılan ile sanığın pazarlık yaparak suça konu otomobilin satılması konusunda anlaştıkları, akabinde sanığın katılandan kaparo istediği, katılanın da 04.05.2010 tarihinde olmak üzere 2.250 TL parayı sanığın... hesabına havale ettiği, ancak sanığın söz konusu otomobili katılana göndermediği, bilahare almış olduğu kaparo niteliğindeki parayı da iade etmediği, bu şekilde sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında; eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-g maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Dolandırıcılık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Sanığın, www.ilanturk.com isimli internet sitesinde diz üstü bilgisayar satışı için ilan verdiği, katılanın da internetteki ilanı görüp burada belirtilen cep telefonları vasıtasıyla sanıkla irtibat kurduğu, daha sonra katılan ile sanığın pazarlık yaparak suça konu diz üstü bilgisayarın 700 dolar bedelle satılması konusunda anlaştıkları, akabinde sanığın katılandan kaparo istediği, katılanın da nişanlısı... vasıtasıyla 15.03.2006 tarihinde olmak üzere 260 TL parayı sanığın ...Şubesi hesabına yatırdığı, ancak sanığın söz konusu diz üstü bilgisayarı katılana göndermediği, bilahare almış olduğu kaparo niteliğindeki parayı da iade etmediği, bu şekilde sanığın üzerine atılı dolandırıcılık suçunu işlediğinin iddia ve kabul olunması karşısında;eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık...
a belirlenen kaparo bedeli içinden 2.000 TL emlakçılık ücreti olarak ödendiğini, davalı tarafından sadece kalan 3.000 TL kaparo olarak alındığını, davalının dava konusu sözleşmeden caymadığını, kaparo iade yükümlüğü olmadığını, taraflar arasındaki sözleşmede davalıya ödenen kaparo bedelinin iadesi için 4 farklı olasılık ve şart belirlendiğini, satış bedelinin tamamının kredi veren bankaca davalıya ödenmesi, 5.11.2008 tarihine kadar satış bedelinin tamamının alıcı tarafından satıcıya teslim edilerek tapuda işlem yapılmaması durumunda davalının sözleşmeden cayması, 05.11.2008 tarihine kadar kredi veren bankanın hazır olduğu bildirimi yapılarak satıcının tapuya davet edilmemesi halinde davalının sözleşmeden cayması, satışın satıcıdan kaynaklanan bir nedenden dolayı gerçekleşmemesi, bu dört şarttan hiçbirinin gerçekleşmediğini, davalının hiçbir surette satıştan caymadığını, davalıdan kaynaklı bir nedenle satışın gerçekleşmemesi söz konusu olmadığını, davalının 29.07.2008 sözleşme tarihinden...
sözleşmenin ifasının istendiği tarihlerde, taşınmaz üzerine Kültür ve Çevre Bakanlığınca kısıtlılık Şerhinin işlenmesi için çalışma başlatıldığı ve daha sonra koruma amaçlı alan ilan edildiğinin duyulduğunu, davalıların taşınmazla ilgili satıştan önceki aşamalarda da bu durumu vakıf oldukları ve alıcıdan gizledikleri kanaati hasıl olduğundan davacı müvekkili şirketin davalılara olan güvenini kaybettiğini, bu suretle davalıların tavrı ile sözleşmenin ifasının imkansız hale geldiğini, Esasen 6098 sayılı BK nun 237 .maddesine göre " taşınmaz satışı ve satışı vaadinin geçerli olabilmesi için resmi şekilde yapılması şartı "nın zorunlu şart olduğunu, benzer hükümlerin tapu kanunu 26 ve medeni kanun 706 maddelerinde de yer aldığını, bu kurala göre taraflar arasında yapılan taşınmaz satış sözleşmesinin resmi şekle uyulmadığından geçersiz olduğunu, davalılara ödenen pey akçesinin ( kaparo ) sözleşmenin hukuken geçersiz ve fiilen de uygulanamamış olması nedeniyle davalıların mal varlığında sebepsiz...