Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R A R Davacı, davalı ile taşınmaz satımına ilişkin yapılan harici sözleşme gereğince cezai şart tutarının tahsili için aleyhine icra takibi yapıldığını ileri sürerek sözleşme geçersiz olduğundan takipten dolayı borçlu olmadığının tesbitine ve % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının borçlu olmadığının tesbitine ve takibin iptaline, % 40 tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre , davalının tüm davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan itirazlarının reddi gerekir. 2-Davalı tarafından davacı aleyhine 10.000,00 YTL. asıl ve 85,00 YTL.işlemiş faiz üzerinden icra takibi yapılmış ve mahkemece bu takipten dolayı davacının borçlu olmadığının tesbitine , %40 tazminatın reddine karar verilmiştir....

    Ne var ki, 10.07.1940 tarih, 2/77 sayılı Yargıtay İçtihatı Birleştirme Kararı’nda da belirtildiği üzere “haricen yapılan (tapu memuru huzurunda yapılmayan) taşınmaz mal satışından dönüldüğünde, satış bedelini geri vermeyen taraf taşınmaz malın kendisine verilmesi için karşı tarafı zorlayamaz.” (6098 s.TBK m 97, mülga 818 s. BK m. 81). 10.04.1940 tarih, 2/77 sayılı YİBK uyarınca taşınmazı haricen satan, satıştan kaynaklanan aldığı parayı iade etmedikçe verdiğini geri isteyemeyeceği, harici satış senedinde gösterilen satış bedeli ile varsa zorunlu ve yararlı giderler üzerinden hapis hakkı tanınarak el atmanın önlenmesine karar verileceği kural olarak kabul edilmektedir. Bunun yanı sıra geçersiz harici satış sözleşmesi nedeniyle yanlar verdiklerini sebepsiz zenginleşme (haksız iktisap) veya mülkiyet (TMK 683.md)) davasıyla geri isteyebilirler....

    Yolu” yazılmak suretiyle tespit ve tescil harici bırakıldığı bildirilmesine rağmen taşınmazın önceki durumuna ilişkin söz konusu çelişki giderilmemiş; taşınmazın tescil harici bırakılma nedeninin ne olduğu kesin olarak belirlenmemiş; Dava, TMK'nın 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince tapusuz taşınmazın tescili istemiyle açılmış olup, taşınmaz yol niteliği ile tespit dışı bırakılmış ise halen bu niteliğini koruyup korumadığı, imar-ihya suretiyle elde edilip edilmediği, bu şekilde elde edilmiş ise imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun kullanım olup olmadığı hususlarında yeterli araştırma yapılmamış; taşınmazın niteliğinin belirlenmesi amacıyla 3 kişilik ziraat bilirkişi kurulundan, taşınmazın öncesinin ne olduğunu, taşınmazda imar-ihya işlemi yapılıp yapılmadığını, yapılmış ise imar-ihyanın hangi tarihte tamamlandığını, kullanım durumunu, taşınmaz bölümü üzerinde bulunduğu belirtilen zeytin ağaçlarının...

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi yazılı sözleşme ile taşınmaz satın alındığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir. 2....

        Davalı, 12/06/1983 tarihli senette belirtilen taşınmazın dava konusu taşınmaz olduğuna ilişkin bir delil bulunmadığını, senette sadece taşınmazın mevkii ve hisse adedinin belirtildiğini, harici satışı yapılan taşınmazın bir an için 46711 ada 7 parsel olduğu kabul edilse dahi, taşınmazın satış tarihi itibariyle ifrazının ve hisseli satışının mümkün olmadığını, bu sebeple harici satışın geçerli olmadığını, denkleştirici adalet ilkesinin uygulanamayacağını, senette alacak miktarının belirtilmediğini, davacı tarafın satış bedeli olarak 4.500 DM' nin kararlaştırıldığını ve kendisine ödendiğini ispat etmesi gerektiğini, davacının kendisinin ablasının damadı ve aynı zamanda da oğlunun eski bacanağı olduğunu,kendisi ile davacının kayınvalidesinin babasının hacca gitmek için kendisinden para istediklerini,bunun için oğullarının kendisinden bir miktar para aldığını, kendisinin de bu para ödeninceye kadar dava konusu senedi davacının ablasına verdiğini, dolayısıyla davacıya satılan bir taşınmazın...

          Davalı vekilinin 11/04/2019 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının, müvekkilinin arsa sahibinden harici taşınmaz alım satım sözleşmesine dayalı bir talep hakkının olmaması, davacıya karşı herhangi bir borcunun bulunmaması ve sözleşmeden kaynaklı alacak talebini ancak sözleşmenin tarafı olan yükleniciye karşı ileri sürebilecek olması sebebiyle müvekkilinin mallarına ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz konulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. DELİLLER : İstinaf incelemesine esas; Yerel mahkemenin dosyası içerisinde bulunan belge ve kayıtlar. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; Sebepsiz Zenginleşmeye Dayalı Alacak davasıdır....

          Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/597 Esas sayılı dosyası) davada; davacıların 05.04.1996 tarihli harici satış sözleşmesi ile satın alıp bedelini ödediği ve zilyetliğini devraldığı taşınmazın 06.05.2005 tarihinde tapuda davalılardan ...'ye satıldığı belirtilerek, tapunun iptali ile (muvazaa nedeniyle) davacılar adına bedelsiz tesciline, olmazsa TMK 724.maddesi gereğince davacılar adına tesciline, tescil mümkün olmadığı taktirde ise sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda taşınmaz bedelinin denkleştirilerek ödenmesine, ayrıca iyiniyetle taşınmaz üzerine inşa edilen binanın mahkemece belirlenecek bedelinin davacılara ödenmesine karar verilmesi dava ve talep edilmiştir. Asıl davanın davacıları birleştirilen ... 3....

            Mahkemece, gerekçe gösterilmesizin tapu iptali ve tescil davasının reddine, 1500 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmiş, hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 2013/14117 Esas, 2014/13702 Karar sayılı ilamıyla, davanın harici satın almaya dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde verilen bedel ile binaya yapılan faydalı ve zorunlu masrafların tahsili isteğine ilişkin olduğu, uyuşmazlık konusu 313 sayılı parselde bulunan 4 nolu dairenin tapuya işlenmediği, taşınmazın paydaşlar adına tapuda paylı mülkiyet şeklinde kayıtlı bulunduğu, paydaşlar arasında satıcı Erdoğan ve eşi ...’ın da yer aldığı, dosya arasına konulan 03.05.1999 tarihli harici satış sözleşmesine göre, tanıklar huzurunda davalı ... ile eşi Şerife’nin üçmilyar lira karşılığında kaba inşaat halindeki daireyi davacı ...’e sattıkları, tapuda cins tashihi yapılmadığı ve kat mülkiyeti kurulmadığı için binanın bu nedenle tapuda görülmediği, davacı tarafın kural olarak, harici satış sözleşmesiyle...

              Harici olarak sözlü şekilde taşınmaz satışı geçerli bir sözleşme niteliğinde olmayıp, bu satışa dayanarak tarafların hak iddia etmeleri mümkün değildir. Harici satışa ilişkin olarak ancak satışın karşı tarafı açıkça bir ikrar veya kabul beyanında bulunduğu sürece taşınmaz malın sözlü sözleşme ile satış nedeniyle hak iddiasında bulunulabilir....

              Kararda bir taşınmaz satımına ilişkin bedelin ödenmesinden bahsedilmiş olup,bu kararı içeriği itibariyle soyut bir borç ikrarı olarak kabul etmek mümkün değildir. Davacı dava dilekçesinde ve yargılama aşamasında davalıya satışı yapıldığı iddia edilen taşınmazın hangi taşınmaz olduğu ve hangi tarihte tapu devrinin yapıldığı hususlarında bir açıklama getirmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu