Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı taşınmazın ferağı hakkını kaybettiğini, ancak açtığı eldeki davada öğrendiğinden alacak istemi açısından zamanaşımı davanın açıldığı tarihte başlamış sayılır. O yüzden davacının satış bedelinin istirdadına ilişkin talebi incelenerek sonucuna uygun bir hüküm kurulmalıdır. Alacak talebinin zamanaşımı varmışcasına reddedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 26.04.2006 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

    -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre; Elatmanın önlenmesi, karşı dava harici satış sebebi ile ödenen bedelin tahsili ile taşınmaz için yapılan masrafların tazmini isteğine ilişkin olup, elatma isteğinin kabulüne, karşı dava yönünden alacak ve tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiş, karar harici satın almadan kaynaklanan alacak ve tazminat davasının davacısı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve Resmi Gazetede yayımlanarak 01.03.2012 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden 14. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 11.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ....

      ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu, dava ve takip konusu alacaklarının; davalı borçlu adına kayıtlı Keşan ilçesi, Paşayiğit Mah 3381 parsel sayılı taşınmazın satış sözleşmesine dayalı olarak davacı tarafından davalı tarafa ödediği 50.000,00- TL kapora bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesine ilişkin olduğunu, kural olarak tapuda kayıtlı taşınmaz mallarla ilgili temliki tasarrufların MK nun 634, Tapu kanunun 26 ve Borçlar Kanunun 213 maddelerine göre tapu memuru önünde resmi şekilde yapılması zorunlu olduğunu, aksi halde, harici taşınmaz satış sözleşmelerinin hukuken alıcıya herhangi bir hak bahşetmeyeceğini, bu nedenle taraflar arasında düzenlenen harici satış sözleşmesi mülkiyetin nakli bakımından geçersiz olup, taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri isteyebileceklerini, davacının dava ve takip konusu geçersiz taşınmaz satış sözleşmesine dayalı olarak davalı borçlu tarafa 11.08.2017 tarihinde 50.000- TL havale etmiş ise de açıklanan nedenlerle...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında taşınmaz satımına dair geçerli sözleşme ilişkisi bulunmakta olup, asıl ve birleşen davalarda uyuşmazlık; dava dışı belediye tarafından tahakkuk ettirilen kaçak su kulanımına ilişkin para cezasını (taşınmaz maliki olmaları nedeniyle) ödeyen davacılar tarafından, bu eylemin taşınmazların yapımı sırasında yüklenici ve satıcı olan davalı şirketler tarafından gerçekleştirildiği, satım sözleşmelerindeki ayıba karşı taahhüt hükmü uyarınca davalıların para cezalarından sorumlu olduğu iddiasıyla açılmış rücüan alacak istemlerine ilişkindir, Davanın açıklanan bu niteliği ve yerel mahkemece verilen ilk hükmün temyiz incelemesinin Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 18.05.2015 gün ve .sayılı ilamıyla gerçekleştirilmiş olmasına göre; temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir....

        Dava harici gayrimenkul satımına dayalı ödenen bedelin tahsiline yönelik olup davanın konusuna göre İstanbul BAM.' nin işbölümü gereğince davaya bakma görevi 7. H.D. ' ne ait olup dairemizce görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352. maddesi gereğince; 1- Hakimler ve Savcılar Kurulunun 13/02/2018 Tarih, 208 sayılı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İş Bölümü Kararı gereğince istinaf kanun yoluna başvuru incelemesinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi tarafından yapılması gerektiğinden dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, 2- Dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi gönderilmesine, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda 28/01/2021 tarihinde, dosya üzerinden davacılar, vekili ve davalıların yokluğunda oy birliği ile karar verildi....

        İcra Müdürlüğünün 2013/882 E sayılı dosyası ile 08.04.2013 tarihinde 15.762,72 TL lik alacağa ilişkin icra takibi başlattığını, davalının itirazı ile takibin durduğunu, itirazın iptaline, asıl alacak miktarının %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; oto alım satımına aracılık yaptığını, davalının 08.01.2007 tarihinde iş yerine gelerek dava dışı......

          Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı şirket tarafından taraflar arasındaki yatırım sözleşmesine dayalı alacak isteminde bulunulmuş, aynı zamanda borcun ödenmesi için davalıya farklı zaman dilimlerinde bildirimlerde de bulunmuştur. Bu durumda davalı/borçlu alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir....

            metrekare, 156 ada 222 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan alanı 58.762 metrekare olup toplam alanı 59.428,11 metrekare) taşınmazın 156 ada 222 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan kısmın tapusunun iptali ile tescil harici alanda kalan kısımla tevhid edilerek; yine aynı rapor ve krokilerde (A3) olarak gösterilen (tescil harici kısım alanı 21.989,77 metrekare, 156 ada 222 parsel içerisinde kalan alanı 30.461,91 metrekare olup toplam alanı 52.451,68 metrekare) taşınmazın 156 ada 222 parsel içerisinde kalan kısmının tapusunun iptali ile tescil harici alanda kalan kısımla tevhid edilerek; yine aynı rapor ve krokilerde (A4) olarak gösterilen (tescil harici kısım alanı 12.398,45 metrekare, 156 ada 222 parsel içerisinde kalan alanı 8.625,83 metrekare olup toplam alanı 21.024,28 metrekare) taşınmazın 156 ada 222 parsel içerisinde kalan kısmının tapusunun iptali ile tescil harici alanda kalan kısımla tevhid edilerek davacı ... adına 3/12 hisse, davacı ... adına 1/12 hisse, müdahil davacı...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında taşınmaz satımına ilişkin geçerli sözleşme ilişkisi bulunmakta olup; yerel mahkemece, uyulan bozma ilamı doğrultusunda sözleşmeye dayalı zararın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine karar verilmiştir. 14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2014 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır....

                Ayrıca; davacı tarafından davalılar aleyhine açılan harici satışa dayalı tapu iptali tescil olmadığı takdirde temliken tescil davasında geçersiz satışa dayalı tapu iptali tescil kararı verilemeyeceği, davacı tarafından bedel ödendiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali tescil davasının reddine, temliken tescil davasının kabulüne karar verildiği, mahkemece verilen hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde; mahkemece; dava konusu harici satış sözleşmesine göre satış bedelinin davacı tarafından davalıların murisine ödendiğinin ispatlanamaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu