WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ye karşı açılan davanın kabulüne; birleşen davada davanın kabulü ile, davacının davalılar T3 ve Memet Diler'e Ankara 15 İcra Müdürlüğü'nün 2007/6330 sayılı takip dosyasına konu 10/04/2007 vadeli ve 38.000TL bedelli bono nedeniyle ve aynı icra müdürlüğünün 2007/6331 sayılı takip dosyasına konu 10/03/2007 vadeli ve 40.000TL bedelli bono nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 15/05/2004 tarih, 2014/3320 Esas, 2014/9200 Karar sayılı onama kararı ile 30/12/2004 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, haksız takip/hacizden, diğer bir deyişle haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylemden kaynaklanan tazminat davalarında kural olarak gerçek zarar ilkesi geçerli olup Türk Borçlar Kanunu uyarınca zararın kanıtlanması davacı tarafa, hükmedilecek tazminatın miktarının belirlenmesi ise hakime aittir. Hükmedilecek tazminat, hiçbir şekilde zarar miktarından fazla olamaz....

Davacı, avukat olarak takip başlattığı ve davalının borçlu olduğu icra takip dosyasından itiraz dilekçesini alıp yok ettiği iddiasıyla davalının haksız şikayeti sonucunda hakkında açılan ceza davasından beraat ettiğini, yine baro tarafından da yapılan soruşturma sonucunda disiplin cezası verilmediğini belirterek bu haksız şikayet ve hakaret nedeniyle kişilik haklarının zarar gördüğünü belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının delil olmadan davacıyı şikayet etmesinin anayasal şikayet hakkı kapsamını aştığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır....

    Davacı, koruma bekçisinin asılsız olarak tuttuğu tutanaklar sonucu davalı tarafça hakkında idari para cezaları düzenlendiğini, bu para cezalarına dayanılarak haksız olarak icra takibi yapıldığını, aynı tutanaklara dayanılarak hakkı olmadığı yere tecavüz ettiği gerekçesiyle davalı tarafından haksız olarak şikayet edildiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talep etmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Dosya kapsamından, davacının hem haksız şikayete maruz kaldığı ve hem de haksız hacze uğradığını belirterek tazminat talep ettiği, haksız haciz sonucu aracının sattırıldığı, banka hesaplarına bloke konulduğunu iddia ettiği; mahkemece, her iki istem yönünden de davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....

      Davalı-karşı davacı ..., davanın reddini dilemiş,karşı davasında da; davacının kendisini Savcılığa şikayet edip haksız olarak işbu davayı açtığını,bu nedenle manevi olarak büyük elem duyduğunu,itibar ve saygınlığının zedelendiğini ileri sürerek, 15.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, asıl davanın HUMK.nun 409.maddesi gereğince açılmamış sayılmasına,karşı davanın kısmen kabulüne,1.500TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı ve davalı-karşı davacı ... tarafından temyiz edilmiştir . 2009/12926-2010/499 1-Davalı-karşı davacı ..., davacı-karşı davalının kendisini haksız olarak Savcılığa şikayet ettiğini ve yine haksız olarak işbu davayı açtığını öne sürerek manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece bu talep kısmen kabul edilmiştir....

        dair ibarenin sonradan eklendiğini ispat etmesinin güç olduğu, bu ispatı aynı derecede bir delille karşılaması gerektiği, sözleşmede yazılı ücretin 6.600,00 TL olduğu dikkate alındığında davalının davacılar hakkında suç duyurusunda bulunması ve davacı T1 hakkında icra takibi başlatmasında ilk derece mahkemesinin gerekçesinde belirtildiği üzere Anayasal şikayet hakkını kullandığı ve takibe başlamada ağır kusurunun olmadığı, komisyon sözleşmesinde yazılı satış bedeli ile tapu senedinde yazılı satış bedelinin farklı olması ve devletin vergi kaybına uğraması nedeniyle davalının kızı vasıtasıyla vergi dairesine yaptığı ihbarın haklı olduğu, bu ihbar nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmadığı, kaldı ki vergi dairesinden gelen yazı sonrasında davacı tarafın Korkuteli Vergi Dairesinden de ayrıca belge istenmesine dair bir taleplerinin bulunmadığı ve sözlü yargılama aşamasına böyle bir taleple geçilmediğinin belirlenmesine göre ilk derece mahkemesince taraflarca gösterilen delillerin toplanmasında...

        Şikayet olunan vekili, sıra cetvelinin doğru olarak düzenlendiğini, borçlu aleyhine yaptıkları icra takibinin de şikayetçilerin icra takipleri gibi tazminat istemine ilişkin ilamlı icra takibi olduğunu, şikayetçilerin ilamlarının da tazminata dayandığını ve sıra cetvelindeki öncelikli ilamlardan olmadığını, kendi hacizlerinin önceki tarihli olduğu savunarak şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, sıra cetvelinin doğru hazırlandığı gerekçesiyle dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda şikayetin reddine dair verilen karar, şikayetçiler vekilinin temyizi üzerine Yargıtay Yüksek 19....

          İcra Müdürlüğünün 2001/4390 esas sayılı icra takip dosyası ile davacı aleyhine icra takibine konu edildiği,bu icra dosyası kapsamında 13.02.2002 tarihinde davacının aracının haczedildiği, 26.02.2004 tarihinde davacının evine haciz işlemi uygulanarak ev eşyalarının haczedildiği, bu ev eşyalarının söz konusu icra dosyası kapsamında satışa çıkarıldığı, bunun üzerine davacı tarafından bu icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ilişkin davalılar aleyhine ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/84 esas sayılı dosyasına konu davanın açıldığı, bu dava kapsamında yapılan yargılama sonucu dava konusu çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ve bu kararın taraflarca temyiz edilmemesi üzerine kesinleştiği anlaşılmaktadır. Ayrıca davalı tarafından davacının karşılıksız çek keşide ettiğine dair yapılan şikayet üzerine davacı aleyhine ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/84 esas sayılı ceza davası açıldığı, yapılan yargılama sonucu mahkumiyet kararı verildiği, ......

            Somut olayda, karşı davacının haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat talep ettiği eylemler bakımından karşı davalıların eyleminin yasal şikayet hakkı kapsamında kaldığı ve emare olduğu anlaşılmakla; karşı davacının manevi tazminat yönünden isteminin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından davalı- karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

            İSTİNAFA CEVAP : Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait taşınmazın satış işlemlerinin mahkeme kararıyla çözümlendiği ve bahsi geçen taşınmazın satışının hukuka uygun bir şekilde gerçekleştirildiği, icra dosyası ve mahkeme denetimiyle gerçekleştirilen iş ve işlemler nedeniyle davacının tazminat talebinde bulunmasının haksız ve hukuka uygun olmadığını beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir. G E R E K Ç E Uyuşmazlık, haksız icra takibinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat isteğine ilişkindir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 20/11/2013 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12/06/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız icra takibi nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece dava reddedilmiş, karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, eşinin davalıdan konut satın alıp yöneticilik hizmet sözleşmesi imzaladığını, kendisinin sözleşmede taraf olmadığı halde sözleşmeye dayanılarak aleyhine icra takibi yapıldığını belirtip, haksız icra takibi nedeniyle uğradığı manevi zararın ödetilmesini istemiştir....

              UYAP Entegrasyonu