Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.), Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 4. maddesi), Kira tespit ilamları(12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı), Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK'nun 72. madde), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar (MÖHUK. 41/2 ), Sayıştay Kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), İdare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar ( 2577 sayılı İYUK 28/1 ), Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/... Esas, 2015/... Karar, 19.06.2015 tarihli ilamı haksız şikayet ve -//- hakaretten kaynaklanan manevi tazminat alacağına ilişkindir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Şikayet eden aleyhine şikayet edilen tarafından ilama dayalı olarak İcra takibi yapıldığı, mahkeme tebligatının kendisine tebliğ edilemediği, ayrıca yahlış icra takibi yapılması nedeniyle şikayet yolu ile takibin iptalini talep etmiş olup, hükmün temyizen incelenmesi görevi 2797 sayılı Yasa'nın 14.maddesi gereğince Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı’na GÖNDERİLMESİNE 31.1.2006 gününde oybirliği ile karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/71 esas sayılı dosyasında vekili olarak görev yaptığını, ancak davalının vekalet ücretini ödemediği gibi haksız olarak kendisini azlettiğini, ayrıcı davalının kendisini serbest meslek makbuzu kesmediği gerekçesi ile haksız olarak şikayet ettiğini, vekalet ücretinin tahsili için başlatmış olduğu icra takibinin davalının itirazı ile durduğunu ileri sürererek itirazın iptaline ve inkar tazminatına,... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/71 esas sayılı dosyasında karşı taraf vekalet ücreti olarak hükmedilen 3.455,40 TL'nin yasal faiziyle ve ayrıca haksız olarak şikayet edilmesi ve azledilmesi nedeniyle 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....
İcra Dairesinin 2010/7925 sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacının evinde haciz ve muhafaza işlemi yapıldığı, ayrıca davacının maaşına haciz konulduğu, davacı tarafından davalı hakkında açılan menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda...3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/994 esas, 2012/143 karar sayılı kararı ile davacının takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve davacı tarafından davalıya ödenen miktarın istirdadına kesin olarak karar verildiği, bu şekilde yapılan icra takibinin ve yapılan haciz işleminin haksız olduğu anlaşılmaktadır. Davacı hakkında yapılan haksız icra takibi ve haciz işleminin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturacağı şüphesizdir. Mahkemece, davacı yararına uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin tümden reddedilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Vekili dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının hukuki olmadığını ve hakkaniyete de aykırı olduğunu, müvekkili bankanın senetteki davacı imzasının sahte olup olmadığı yönünde herhangi bir bilgisi olmadığı gibi, icra aşamasına kadar ki süre içerisinde de bu yönde müvekkili bankaya herhangi bir itiraz veya bildirim yapılmadığını, müvekkili bankanın sahte imzaya dayalı olarak davacı aleyhine bir icra takibi yapmadığını , icra takibi aşamasına kadar ki süreç içerisinde de bu konuda bir şikayet veya itiraz dahi olmadığını ,bu nedenlerle müvekkili bankanın kötüniyetli olduğundan bahsedilemeyeceğini,imzanın davacıya ait olup olmadığının ancak yargılama ile tespit edilebileceğini, takibin haksız olduğu sabit olsa bile müvekkili bankanın kötüniyetli olduğunun kabul edilemeyeceğini, bu nedenlerle, 10.09.2019 tarihli uzmanlık raporunun sonucu ne olursa olsun, müvekkili bankanın somut olayda herhangi bir sorumluluğu ve ilgisi bulunmadığını, İİK 67/2. maddesi hükmüne göre, itirazın iptali davasının...
Kaldı ki, İcra ve İflas Kanunu 89/4 ve 338. madde hükümlerinin 3. kişinin gerçeğe aykırı beyanını suç olarak nitelendirmesi, 3. kişinin bu davranışının haksız fiil olduğunun açıkça bir göstergesidir. Tazminat talebi haksız fiile dayandığından, takibin yapıldığı yerdeki icra mahkemesinde açılacak olan davanın haciz ihbarnamesine itirazın öğrenildiği tarihten itibaren iki yıl içinde açılması gerekir. 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 72. maddesinde tazminat istemine ilişkin zamanaşımı süreleri, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar, şeklinde düzenlenmiştir. Alacaklının haciz ihbarnamesine itirazı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl içinde icra mahkemesinde İİK 89/4'e göre tazminat davası açması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet K A R A R İcra mahkemesi kararı, iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararının işçi alacaklarına ilişkin takibi durdurmayacağı halde İcra Müdürü tarafından haksız verilen haciz ve muhafaza tedbirinin reddi kararının iptali istemi olup ihtilaf bu hali ile İİK.nun 16. maddesinde düzenlenen İcra Müdürünün işlemini şikayet niteliğindedir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih 1. maddesi gereği anılan Dairenin görev alanında kalmaktadır. Ne var ki, dosya (12.) Hukuk Dairesince gönderildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi yönünden Birinci Başkanlar Kuruluna TEVDİİNE, 03.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, davalı banka tarafından davacının kefil olduğu kredi borcu nedeniyle, davacı hakkında icra takibi başlatılmış ve icra takibi sırasında yapılan haciz işlemi nedeniyle davacı borcu ödemek zorunda kalmış ve akabinde icra tehdidi altında ödediği paranın tahsili amacıyla davalı banka aleyhine istirdat davası açmış, mahkemece benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda kredi sözleşmesindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Gaziantep 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin söz konusu 06.03.2012 tarih, 2011/388 E, 2012/280 K sayılı ilamı onanarak kesinleşmiştir....
Bir başka anlatımla haksız bir eylemin tazminat borcu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Hukukumuzda gerçek zarar ilkesi geçerlidir. Zarar gören ancak haksız fiil nedeniyle uğradığı gerçek zararını haksız fiil sorumlusundan isteyebilir. Bir başka deyişle haksız fiil ile zarar arasında illiyet bağı yoksa bu kalem zarar istenemez....
İcra Dairesi ... E. Sayılı icra takibi başlatıldığı, dosya alacaklısı konumundaki davalı taraf bu icra takibi derdest iken bu kez aynı fatura alacağına dayanarak müvekkili aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğü ... E. Sayılı icra takibi yaptığı, bu durum haksız yere müvekkilinin aleyhine aynı borca dayalı 2 derdest dosyadan 2 kez borçlu olması sonucunu doğurduğu, aynı alacağa yönelik daha önce icra takibi başlatmış olmasına rağmen aynı belgelere dayanarak haksız, mesnetsiz ve kötüniyet ile mükerrer olarak takip açıldığı, 2. Dosya olan Antalya Genel İcra Müdürlüğü ... E sayılı icra dosyasından derdest bir dosyanın varlığı sebebi ile mükerrer takip yapılamayacağı nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. YANIT: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça Bursa ... İcra Müdürlüğü'nün ... E. Sayılı dosyasına yetki itirazı yapıldığı ve dosyanın durdurulduğu, yetki itirazının üzerine Bursa ......