İlam doğrultusunda davacı yanın talebi açıklattırılarak, 03/12/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında taraflar arasındaki uyuşmazlığının tespiti, maddi tazminat davası nedeniyle davacı hakkındaki haksız haciz nedeniyle davacının zararı olup olmadığı ve davalı tarafın kusur ve sorumluluğunun bulunup bulunmadığı, varsa davacının kar kaybı ve uğradığı zarara ilişkin hak ettiği maddi tazminat miktarı, manevi tazminat davası nedeniyle davalı tarafın sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise manevi tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ve tazminat miktarı şeklinde yapılmıştır. Mahkememizden verilen 26/02/2021 tarih ve 2020/... Esas 2021/... sayılı kararı ... Hukuk Dairesi'nin 23/09/2021 tarih ve 2021/... Esas , 2021/... Karar sayılı ilamıyla kaldırılmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır....
İcra Müdürlüğü'nün 2021/13061 sayılı dosyasından taraflarına 14.07.2021 tarihinde örnek 4- 5 icra emri tebliğ edildiği, takibe dayanak ilamın eda hükmüne dayanmamakta olup tespit hükmüne dayan ması nedeniyle ilamlı icra takibine konu edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, bu sebeple hukuka aykırı icra takibi ve ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin gerektiği, Yerel Mahkeme tarafından verilen kararın bir tespit hükmü olup o davanın davacısı T3 Kanunda belirtilen yasal süre içerisinde işe iade talepli olarak işverene başvurmaması halinde fesih geçerli olacak, boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatı borcunun doğmayacağını, buna karşın İcra Müdürlüğünce eda hükmü içermeyen bir Mahkeme kararının ilamlı icra takibine konu edilmesi ve müvekkili şirkete icra emri gönderilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla şikayetin kabulü ile; İstanbul Anadolu 22....
Maddesi uyarınca tebliğ edilmiş ve icra takibine itiraz ile icra takibini durdurabileceği düşünülse dahi davalı kurumun kendisinde mevcut olan abonelik kayıtlarının doğruluğunu basit bir araştırma ile tespit edebileceği ve haksız icra takibi yapılmasının önüne geçebileceği, davacıların icra takibine itiraz edip etmemelerinin davalının kusurlu davranışını ortadan kaldırmayacağı, davalı tarafın, davacıların kusuru sonucu icra takibi başlattıklarını haklı gösterecek zayıf veya dolaylı da olsa hiçbir emare ve olgunun varlığını ispatlayamadığı, davalı kurumun haksız icra takibi sonucu davacıların maddi ve manevi zarara uğradığı ve bu nedenle yediemin ücreti ve davacıların yaşadığı elem ve ızdırap oranında manevi tazminat talep edebilecekleri, keza, davacı A.Mecit Yaşar hakkında haksız icra takibi yapılmasından; haksız icra takibi sonrasında gece saatlerinden davacı T1 aracının elinden alınmasından dolayı davacıların manevi zarara uğramasının kaçınılmaz olduğu bu bağlamda irdelenen ilkeler...
Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/663 Esasına kayden dava açılan davanın yapılan yargılaması neticesinde mahkemece, davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine hükmedildiği ve kararın 09/09/2021 tarihinde kesinleştiği, davacı tarafından icra takibi kapsamında satılan araç nedeniyle zarara (ihale bedeli ile gerçek değer arasındaki fark ve araç kiralama ücreti) uğradığı ileri sürülerek eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık haksız takipten, diğer bir deyişle haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Eş söyleyişle haksız takip ve haciz, haksız fiil niteliğindedir. Davacı, eldeki tazminat davasında, aleyhine başlatılan icra takibinin haksız olduğunu ve bu haksız eylem nedeniyle zarara uğradığını ileri sürmüştür. İstemin yasal dayanağı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 49 vd. hükümleridir....
Müvekkilinin 10 yılı aşkın meslek hayatı boyunca mesleğini her zaman gereken etik ve ahlak kuralları çerçevesinde idame ettirmiş olup bu sayede de hem çevresindeki meslektaşlarına karşı örnek bir birey olmuş hem de edinmiş olduğu müvekkil çevresine karşı güven veren bir avukat olduğunu, Bilindiği üzere avukatın haksız yere baroya ve savcılığa şikayet edilmesi manevi tazminatı gerektirdiği, Bu nedenlerle davanın kabulü ile Müvekkilimin meslek itibarını zedelenmesi ve kişilik hakkında meydana gelen ağır ihlal nedeniyle uğramış olduğu zararın giderilmesi açısından 10.000,00 (Onbin) TL manevi tazminatın haksız fiilin işlendiği 22.05.2019 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazminini,Yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Kaldıki SASKİ; abonelik dosyası da yedinde olup basit bir araştırma ile dahi davalı/ davacının su hattının fiili kullanıcısı ve bu hattın bulunduğu taşınmazın maliki olmadığını tesbit edebilecek durumda iken şikayet öncesinde belge ibrazlı başvuruya rağmen araştırma gereğini dahi duymamıştır. Buna rağmen davacı hakkında tutulan tutanak " usulsüz su kullanma " olmasına rağmen haksız olarak "Su hırsızlığından" C.Savcılığına şikayette bulunulup ısrarla icra takibi yapılıp, alacak davası açılması ...tarafından şikayet hakkının kötüye kullanılmasını oluşturmuştur. Bu durum şikayet hakkının haksız kullanımının hukuka aykırılık unsuru oluşmuştur. Haksız şikayet üzerine "Su Hırsızlığı " suçlamasına maruz kalmak davacının onur ve şerefini zedelemiş olup ...tarafından yasal şikayet hakkının kullanılması sınırları aşılmıştır....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, 1-Şikayetçi vekilinin, 06/03/2014 ve 17/10/2014 havale tarihli şikayet dilekçelerinde, İİK'nun 338. maddesi uyarınca cezalandırma isteği ile birlikte aynı Kanun'un 89/4. maddesi uyarınca tazminat isteminde bulunması karşısında, mahkemece, İİK'nın 89/4. maddesindeki “İcra mahkemesi, tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.” hükmü gözetilerek, şikayetçi vekilinin, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca tazminat talebi hakkında da hüküm kurulması gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması, 2-Birleşen dosyanın sanıkları ..., ... ve ...’nın üzerlerine atılı “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçunun takibi şikayete bağlı olup, 17/10/2008 ve 20/07/2009 tarihinde birinci haciz ihbarnamesine karşı beyanda bulunulmuş olması karşısında, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 347. maddesinde düzenlenen "şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç...
şikayet nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalılar ... ve diğerleri aleyhine 24/04/2013 gününde verilen dilekçe ile haksız fiil nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/10/2014 günlü kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ..., ..., ... vekilleri, duruşmasız olarak incelenmesi de davacı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne ve miktar itibariyle duruşma isteminin reddine karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, haksız şikayet nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş; karar davacı ve davalılar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ...'de avukat olarak çalıştığını, davalı ...'...
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 22/12/2021 NUMARASI : 2021/604 ESAS 2021/705 KARAR DAVA KONUSU : Takibin Taliki Veya İptali KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararı aleyhine süresi içinde davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuş olmakla, HMK’nın 353. maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde işin gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2020/194913 Esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, ancak takibe konu çek sebebiyle müvekkilinin davalıya bir borcunun bulunmadığını, ayrıca davalının da çeke dayalı dava ve takip hakkının bulunmadığını, çekin cirosunun bankaya ibraz tarihinden sonraya ait olduğunu, çekin ibrazından sonra eklenen davalı alacaklanın cirosunun geçersiz olduğunu ve kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapılamayacağını, şikayet süresinin geçtiğini ancak bu durumun kamu düzeni ile ilgili olup...