WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ü tanımadığını, davalı ... ile aralarında borç ilişkisi bulunmadığını belirterek haksız olarak adına kayıtlı taşınmaza tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespiti ile maddi ve manevi tazminata hükmedilmesini istemiştir. Yukarıda ayrıntısıyla bahsedildiği üzere, anapara ipoteğinde, temel ilişkiden doğmuş bulunan bir alacağın teminat altına alındığı, temel borç ilişkisinin geçersiz olması dolayısıyla alacağın bulunmadığı hâlde görünürde yapılan tescilin alacaklı lehine bir rehin hakkı doğurmayacağı hususu dikkate alındığında alacaklının kişisel alacağını ispat etmesi gereklidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 02.08.2013 gününde verilen dilekçe ile ipotek terkini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 20.05.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, maliki olduğu 41303 ada 4 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına davalı lehine tesis edilen 348,00 TL ipoteğin öncelikle zamanaşımına uğradığını ileri sürerek bedelsiz olarak tapudan terkinine, bu talebinin kabul görmemesi halinde bedeli ödenmek suretiyle terkinine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir....

      Dava konusu taşınmaz üzerine 02.11.1976 tarihinde 6877 yevmiye numarasıyla ... lehine 2000ETL tutarında ipotek tesis edilmiştir. İncelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, 2000ETL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur....

        GEREKÇE : Dava dosyası kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı bankadan 16/02/2011 tarihinde konut kredisi kullandığı, kredinin kullanımı sırasında Bolu ili, Merkez ilçesi, Alpagut Mahallesi,1083 ada, 15 parselde kayıtlı bulunan 2821/40660 arsa paylı B-2 Blok Bodrum - Zemin ve çatı katından oluşan taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis edildiği, ipoteğe konu kredinin son taksitinin 01/02/2012 tarihinde ödendiği, davacının ipoteğin kaldırılmasını talep ettiği ancak davalı bankanın ipoteği kaldırmadığı, davacının kullanmış olduğu kredi sözleşmesi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile bu sözleşme nedeniyle tesis edilen ipoteğin kaldırılmasını talep ettiği anlaşılmıştır....

        Belediyesi tarafından yapılan imar uygulaması sonucunda ifrazen 965 ada 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13 ve 14 sayılı imar parsellerinin oluştuğunu ve davalı ... Belediyesi lehine ipotek tesis edildiğini, idari işlemin iptali için idari yargı yerinde dava açtıklarını ileri sürerek, imar parsellerinin tapu kayıtlarının iptali ile eski hale dönüştürülerek 219 ada 2 parselin davacı idare adına tesciline ve davalı...Belediyesi lehine tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında İl Özel İdaresinin tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle dava ... tarafından takip edilmiştir.Davalılar ... Büyükşehir Belediyesi ve ..., imar uygulamasının diğer davalı ... Belediyesi tarafından yapıldığını, kendilerine husumet yöneltilmemesi gerektiğini; diğer davalı ......

          Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir. Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden 24.05.2018 tarihli ve 18289 yevmiye no'lu ipotek resmi senedi içeriğinden ipoteğin, davalı Emay İnşaat Taahhüt San. ve Tic. A.Ş.'nin borcunun teminatı olarak 30.000.000 TL bedelle ... Bankası A.Ş. lehine tesis edildiği görülmektedir. Davacı, dava konusu taşınmazı 351.945,00 TL bedelle davalı şirketten satın aldığını, taşınmazın satış bedelini ödemek için davalı bankadan kredi kullandığını belirterek, davalı bankaya borcu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekkini talep etmiştir. 3....

            İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, 6102 sayılı TTK'nın geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen ------- ihyası istemine ilişkindir.İhyası istenen------sicil numarası ile kayıtlı ------ sici dosyasının incelenmesinde kooperatifin sicil kaydının 6102 sayılı TTK.nun Geçici 7.maddesine göre 31/07/2023 tarihinde resen terkin edildiğinin bildirildiği, kooperatifin adresinin ------- olduğu ve resen terkin işlemine bu adresin esas alındığı görülmüştür.6102 sayılı TTK.nun 547/1 maddesi: "Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler." hükmünü içermektedir.Dosya kapsamı incelendiğinde; yeniden ihyası talep edilen ----- ticaret sicilinde kayıtlı adresinin -------- olduğu, TTK 547/1 madde hükmü uyarınca mahkememizin...

              İpoteğin tesis tarihi ve ipoteğin devirleri birlikte değerlendirildiğin bu aşamada, ipoteğin devri durumunda yeni ipotek lehtarlarının davaya dahil edilmesi zorunluluğu doğacağı ve yargılamanın uzayacağı dikkate alındığından İDM'nin ipoteğin devrinin engellenmesine yönelik vermiş olduğu ret talebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir....

              Somut olayda; incelenen ve ipotek akdinin çerçevesini tayin eden 17.09.2003 tarihli kredi sözleşmenin içeriğinden ipoteğin, bundan sonra verilecek ek kredilerin teminatı olarak tesis edildiği görülmektedir. Davacı 20.09.2005 tarihli ihtarnamesi ile kefaletini geri almış ise de 17.09.2003 tarihli kredi sözleşmesi hükmü nedeni ile ipoteğin teminat özelliği devam etmektedir. İpotek ek kredilerin teminatı olarak da tesis edildiği için azami meblağ (üst sınır ipoteği) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 851 ve 881. maddelerinde ifadesini bulan azami meblağ (üst sınır) ipoteğinde alacağın ulaşacağı miktar önceden belirsiz olduğundan taşınmazın ne miktar için teminat teşkil edeceği ipotek akit tablosunda gösterilen limitle sınırlanabilir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesinde belirtilen ve ipotekle teminat altına alınan ana borç, gecikme faizi, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan eklentilerden oluşan borcun toplam miktarının bu limiti aşması olanaklı değildir....

                İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme tarafından verilen ihtiyati tedbir kararının kanuna aykırı olduğunu, yerel mahkemenin verdiği karar incelendiğinde gerekçesinin ne olduğunu anlamak mümkün olduğunu, 1959 yılında tesis edilen ipoteğin süreli bir ipotek olup tapu kayıtlarından da anlaşılacağı gibi 22 aylık olduğunu, dosyaya 12.03.2020 tarihinde celp edilen tapu kaydına bakıldığında borç miktarının 6200,00- ETL ve faizsiz, 1. dereceden, 22 ay süreli ve 22.05.1959 tarih ve 1232 yevmiye numaralı bir işlem olduğunun görüldüğünü, ipoteğin süreli olması ve satış işlemi üzerinden yaklaşık 63 yıl geçmiş olmasına rağmen davacıların hala iş bu ipotek nedeniyle alacaklı olduğunu iddia etmelerinin hukuken mümkün olmadığını, bu geçen süre zarfında hem alıcının ve hemde satıcının vefat ettiğini, zira ipoteğe konu borcuh zamanında ödendiğini, şayet ödenmemiş olsaydı bu borcun alacaklının 63 yıl beklenmesinin akılla ve mantıkla bir izahı...

                UYAP Entegrasyonu