ve 7962 yevmiye numarası ile davalı banka lehine 584.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, müvekkilinin davalı banka tarafından yaşatılan memnuniyetsizlik nedeniyle 04/05/2020 tarihinde 4.186,79 TL erken ödeme tazminatını da ödeyerek, konut kredisi borcunu kapattığını, kapamanın üzerinden 10 ay geçmiş olmasına rağmen ipotek fekk edilmediğini, ipoteğin fekk edilmemiş olması nedeniyle iş bu davayı açma zaruriyetinin hasıl olduğunu, bu nedenlerle Eyüpsultan, Alibeyköy Mah, 157 ada, 4 parsel, 5 nolu bağımsız bölüm üzerine 08/04/2019 tarih ve 7962 yevmiye numarası ile, davalı banka lehine tesis edilen 584.000,00 TL bedelli ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi SAYISI : 2021/448 E., 2021/872 K. 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, davacı bankadan kullanılan konut kredisinin teminatı olmak üzere krediye konu taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin yolsuz terkin edildiği iddiasıyla yeniden ipotek şerhi koyulması istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 3. Hukuk Dairesine ait olduğundan, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca gerekli inceleme yapılmak üzere dosyanın ilgili daireye gönderilmesine karar vermek gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Dosyanın YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 15.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Ancak davalı, azil ile geçersiz hale gelen vekaletnameyi onaylattırmak sureti ile muris lehine olan ipoteği terkin ederek, aynı gün kendisi lehine ipotek tesis etmiştir. İpotek terkin edilirken de ipotek borcunun ödendiği belirtilmiştir. Davalı, muris babasının isteği üzerine, bedeli ödenen ipotek kayıtlarını kaldırdığını savunmuştur. Şu halde; mahkemenin kabulünün aksine, ispat yükü davalıda olup ipotek bedelinin tahsil edildiğini davalı kanıtlamalıdır. İşlemin niteliği gereği belirtilen husus tanık beyanı ile ispat olunamaz. Davalının bu yöndeki savunmasına ve tanık beyanlarına itibar edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Zararın kapsamının belirlenmesi ve varılacak sonuca göre hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı vekili ipoteğin tapuda mevcut olduğunu ve terkin edilmediğini, ipoteğin akit tablosunda fekkinin bildirilinceye kadar ipoteğin hüküm ifade edeceğinin yazılı olduğunu, karz ipoteği niteliğindeki ipoteğe faiz ve fer’ilerinin eklenmesi ile bulunan rakamın gerçek alacak tutarı olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalının ipoteğinin süresinin dolduğu ve davalıya pay ayrılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalıya ayrılan payın iptali ile davacıya tahsisine ve sıra cetvelinin bu şekilde düzeltilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili ile davalılar yanında müdahale talep eden Av. ... ve Av. ... tarafından temyiz edilmiştir. 1- Müdahale talebi ancak yargılama aşamasında yapılabilir (KURU, B.: Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6.b., C.IV - s.3508)....
İmar uygulamasının dayanağı olan idari işlemin iptal edilmesi ile sicilin dayanıksız kalacağı ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düşeceği, bu durumda açılacak kadastral parselin ihyası davası sonucunda, dayanıksız kalan (illetten mücerret) kaydın iptali ile kadastral parselin geometrik ve hukuki durumunun ihyası şeklinde karar verilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. İmar uygulamasıyla tesis edilen kanuni ipoteğin dayanağı da idari işlem olup, bu idari işlemin iptaliyle ipotek tesisinin de illetten mücerret, yani "yolsuz" hale geleceği ve iptal edilmesi gerektiği açıktır. Ne var ki; lehine ipotek tesis edilen davalının hakkı, kadastral parseldeki mülkiyet hakkına dayalıdır ve imar uygulamasıyla oluşturulan imar parselinin, dayanak idari işlemin iptaliyle sicil kaydının yolsuz hale gelmesi nedeniyle, davalının, kadastral parselin ihyası suretiyle mülkiyet hakkına kavuşacağı tartışmasızdır....
banka lehine 36.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, kredi taksitlerinin ödenmesinin tamamlandığını, ipoteğin kaldırılmasının talep edilmesine rağmen ve ödemenin üzerinden yaklaşık 5 yıl geçmesi sonrasında halen ipoteğin kaldırılmadığını belirterek; bu nedenle davalı lehine tesis edilen 36.000,00 TL bedelli ipoteğin fekkine karar verilmesi talep ve dava etmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.5.2003 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 5.6.2003 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ipoteğin terkini istemi ile açılmıştır. Mahkemece, ipotek bedeli olan 250.000.000 TL.nin depo edilmesi koşuluyla ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü davalı temyiz etmiştir. İpotek, kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacı güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. Alacak sona erdiği halde alacaklı terkin taahhüdünü yerine getirmezse taşınmazın maliki olan kişi ipoteğin kaldırılmasını dava yolu ile isteyebilir....
Dosyada mevcut ipoteklerin sözleşmelerinin 18.10.2012 tarihinde ve 23.10.2012 tarihinde tesis edilmiş olup, gerek ipotek sözleşmesinde gerekse ipotek akit tablosunda “ipotek süresi” başlıklı bölümde 15.10.2014 tarihi girilmekle, ipoteğin bu tarihe kadar süreli olarak tanzim edildiği kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ifade edildiği anlaşılmaktadır. Bu anlamda davalı taraf ancak bu tarihten önce doğmuş alacaklar için ve bu tarihe kadar ipotekli takip başlatabilecek olup, bu tarih itibariyle sürenin dolmuş olması ve bu tarihe kadar takip başlatılmamış olması nedeniyle ipoteğin kendiliğinden sona erdiğini ve davacının ipotekli teminat borcunun ortadan kalktığının kabulü ile buna göre hüküm tesisi gerekirken, hatalı gerekçeyle davanın reddi doğru olmamış ve bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Dava dışı borçlu tarafından davalı lehine tesis edilen ipoteğin resmi senedinde, ipoteğin ... Kargo Tic. Ltd. Şti. ve ... Uluslararası Taşımacılık Tic. AŞ.’nin borçlarının teminatını teşkil etmek üzere alınan paranın teminatını teşkil ettiği ve bunun da bir yıl süreli olduğu açıkça gösterilmiştir. Süreli ipotek, sürenin sona ermesi ile teminat fonksiyonunu yitirir (Köprülü, B./ Kaneti, S.: Sınırlı Aynî Haklar, ....b., ... 1982-1983, s. 347) ve tapudan terkin edilmemesi nedeniyle görünümde mevcut olsa bile, kendisine hukuken bir değer atfedilemez. Somut olayda davalı yan adı geçen şirketlerden alacağının bulunmadığını açıkça beyan ettiğine ve istem tarihi itibariyle ipotek süresi geçtiğine göre, ipoteğin şeklen ve içerik olarak teminat fonksiyonu ifa edemeyeceği anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davacı vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü; - K A R A R - Dava konusu Karabağlar İlçesi, Bozyaka Mahallesi 42384 ada 4 parsel sayılı taşınmazda 13.01.1989 tarihli ve 253 yevmiye numaralı işlem ile ... lehine tesis edilen ipoteğin İzmir 1....