Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Muhalif Üye KARŞI OY Tüm dosya kapsamına göre, sanık ...'in sigaraların sahibi olan diğer sanık ... tarafından, kaçak sigaraların taşınması konusunda şoför olarak tutulmak suretiyle suça iştirak ettiği anlaşılmakla birlikte bu işten elde edeceği cüz'i menfaati nazara alındığında, asıl ekonomik yararı elde edecek olan diğer sanıkla birlikte aynı oranda teşdide tabi tutularak, 40.000 TL adli para cezasına hükmolunmasını adalet ve hakkaniyet ölçülerine uygun bulmadığımdan, sayın çoğunluğun bu sanıkla ilgili onama kararına katılmıyorum. ... Muhalif Üye...

    (Muhalif) (Muhalif) KARŞI OY YAZISI Anlaşmalı boşanma davalarında (TMK. 166/3) eşlerden her birinin anlaşmayı bozma konusunda eşit derecede hak ve yetkileri vardır. Davaya çekişmeli yargı (TMK. m. 166/1) hükümlerine göre devam edilmek üzere temyiz edilen kararın bozulması gerekir....

      (Muhalif) (Muhalif) MUHALEFET ŞERHİ 15.06.2010 tarih ve 2010/4562 -11342 sayılı onama ilamındaki görüşlerimizi aynen tekrarlıyoruz....

        (Muhalif) KARŞI OY: Sanık ...'nın, mağdur Merve'nin telefonu ve kent kartını cebir kullanmak suretiyle aldığının anlaşılması karşısında; Yağma suçundan mahkumiyet hükmü kurulması için yerel mahkemenin beraat kararının bozulması gerektiği düşüncesindeyim. Bu nedenle yüksek çoğunluğun onama kararına katılmıyorum. ... (Muhalif Üye)...

          Başkan Muhalif Üye ... ......

            Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından; her ne kadar dinlenen davacı tanıklarının beyanlarında davacının davaya konu genel kurul toplantısında alınan tüm kararlara muhalif kaldığını, bunu divan başkanına ilettiğini, ancak muhalefetinin tutanağa geçirilmediğini belirtmiş iseler de, davacının karara muhalif kalması kendisine dava açma hakkı vermeyip, 1163 Sayılı Kanun'un 53/1. maddesi uyarınca muhalefetini de tutanağa geçirmesi gerektiği, davada bu şartın gerçekleşmediği gibi davaya konu genel kurul toplantısının 5/a-b maddesinde kooperatife ait sosyal tesisin satılması ve ortaklara tapu senediyle devrinin oylandığı ve her iki teklifin de kabul edilmediği ve bu şekliyle de iptale konu olabilecek bir karar alınmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

              (Muhalif Üye) (Muhalif Üye)...

                nun hakikate dair ifadesi ile yağma suçu sabit olduğundan mahkumiyet kararı verilmesi gerektiğine yönelik olduğu belirlenerek anılan sebeplere yönelik yapılan incelemede; Oluş ve dosya içeriğine göre, sanıklar hakkında yağma suçundan verilen beraat kararlarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca dosyada CMK'nın 289. maddesinde sayılan hukuka kesin aykırılık hâllerinin herhangi birinin varlığı da tespit edilememiştir. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine göre, sanıklar hakkında yağma suçundan kurulan beraat hükümlerinde ileri sürülen temyiz sebebleri yönünden bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, 5271 sayılı CMK'nın 302/1. maddesi uyarınca, katılanlar vekilinin yerinde görülmeyen TEMYİZ İSTEMİNİN ESASTAN REDDİ ile tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN ONANMASINA, dosyanın mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine, 06/06/2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....

                  - K A R A R - Davacı vekili; müvekkilinin Danimarka uyruklu olması nedeni ile yeterince İngilizce bilmediğini, bu durumun davalı tarafından kullanılarak hileli olarak temliknamenin hazırlandığını, içeriğinin de hakikate aykırı olduğunu ileri sürerek, temliknamenin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili;davanın reddini istemiştir....

                    nedeniyle şikayetçi vekilince tazminata ilişkin davanın ARİ mirasçılarına yöneltilebilmesi için süre istendiği, 28.12.2006 tarihli oturumda da mahkemece özetle "… …Davalıya çıkartılan birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde Asliye Ticaret Mahkemesince verilen kararın henüz kesinleşmediği, tazminata ilişkin ilamların takibe konulabilmesi için her ne kadar kesinleşmeleri gerekmemekte ise de 6.5.2003 tarihinde verilen kararın 8.5.2003 tarihinde henüz yazılmadığı, karar ve ilam harcının yatırılmadığı, bu haliyle ilamın 8.5.2003 tarihi itibariyle infaz kabiliyetinin bulunmadığı ve itiraz tarihi olan 12.5.2003 tarihi itibariyle davalının hakikate aykırı beyanda bulunduğunun söylenemeyeceği, tazminat hakkının doğmadığı, her ne kadar tazminat hakkı mirasçılara yöneltilebilirse de davalının tazminatla sorumlu tutulması söz konusu olamayacağından davacı vekilinin bu yöndeki talebi yerinde görülmediğinden reddine" karar verildiği, şikayetçi vekilinin temyizi üzerinde Dairemizin 3.7.2007...

                      UYAP Entegrasyonu