Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın alacaklı olduğu bonoyu vade tarihi olan 10.06.2012 tarihinden bir gün sonra kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapmasının mümkün olduğu, alacaklı oldukları bononun vade tarihinin 4 gün kadar öncesi yani 06.06.2012 ise de takip tarihinin 30.11.2012, haciz tarihinin ise 14.01.2013 olduğu, davacı tarafın alacaklı olduğu bononun vade tarihinden 170 gün sonra takip başlatıldığı, davacı tarafın alacaklı olduğu bononun vade tarihinden 215 gün sonra haciz işlemi yapıldığı, muvazaalı bir işlem olduğuna ilişkin kanaat oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ (Kapatılan) Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/01/2014 tarih ve 2014/35-2014/41 D.İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: İhtiyati hacize itiraz eden vekili, müvekkilinin ihtiyati haciz kararına konu bonoda kefil olarak görünmekteyse de müvekkilinin böyle bir senet imzalamadığını, senetteki imza ve yazının müvekkiline ait olmadığını, senedin keşide tarihinin 07.06.2006, vade tarihinin ise 15.10.2013 olmasının senedin teminat olarak alındığını, vade tarihinin sonradan atıldığını gösterdiğini, teminat senedinin tahsili gerekip gerekmediğinin yargılamayı gerektirdiğini ileri sürerek, ihtiyati haciz kararına itiraz etmiştir....
Şikayet edilen vekili, müvekkilinin ihtiyati haciz tarihinin 15.07.2005 olduğunu, dosya borçlusunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasının kabul edilmesi sonucunda haczin kendiliğinden 15.07.2005 tarihinde kesin hacze dönüştüğünü böylelikle ilk kesin haczin müvekkili tarafından yapıldığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, birden fazla uygulanan ihtiyati hacizler arasında ilk önce kesin hacze dönüşen haczin ilk haciz niteliğini alacağı, bu hacze iştirak edebilecek olanların ise İİK 100 ve 268. maddelerine göre belirleneceği, ... 10. İcra Müdürlüğünün 2008/5893 Esas sayılı dosyası üzerinden ihtiyati haciz ve takip tarihi 13.07.2005, kesinleşme tarihi 18.07.2005 iken, davalının ......
İcra Müdürlüğü'nün 2005/5547 sayılı dosyası üzerinden dosya borçlusu... hakkında icra takibi yapılarak taşınmaz üzerine 24.08.2005 tarihinde haciz konulduğunu, ayrıca ... 24. İcra Müdürlüğü'nün 2010/4369 sayılı takip dosyasında takibin dayanağı olan dava tarihinin 07.09.2004, birinci sırada yer alan haczin tarihinin ise 30.05.2008 olduğunu, müvekkilinin alacağının birinci sırada yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve dava etmiştir. Şikayet olunan vekili, cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre; İ.İ.K'nun 100. maddesine göre, hacze iştirakla ilgili derece kararının düzenlenmesinde haciz tarihlerinin esas alınmasının gerektiği, davalının haciz tarihinin 30.05.2008 tarihi olduğu, davacının ilama dayalı alacağınının dayanağı olan davanın ise 07.09.2004 tarihinde açıldığı, davacı alacağının İ.İ.K'nun 100. maddesi uyarınca hacze iştirak etmesi gerektiği gerekçesiyle, şikayetin kabulüne karar verilmiştir....
Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih, 1967/172-107 Esas ve Karar sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ıspat edilemez. Somut olayda; 01.04.2015 tarihli haciz sırasında borçlu şirket yetkilisi hazır olmadığına ve icra mahkemesine başvuru tarihinden daha önce takibe muttali olunduğuna ilişkin bir belge bulunmadığına göre, haciz tarihi borçlunun tebligata muttali olduğu tarih olarak kabul edilemez. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayetinin kabulü ile tebliğ tarihinin 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca öğrenme tarihi olan 20.11.2015 olarak düzeltilmesinden sonra, borçlunun diğer şikayet ve itirazlarının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
nun 89.maddesine göre gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi tebligatlarının usulüne uygun yapılmadığını ileri sürerek, tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan ''09.04.2014'' olarak düzeltilmesi isteğiyle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin kabulü ile şikayetçiye çıkarılan 1.haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 09/04/2014 olarak düzeltilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Şikayetçinin bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir....
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlar ve tüm dosya kapsamına göre, şikayetçinin haciz tarihinin 19.09.2008 olması, şikayet olunan İş Bankası’nın 07.07.2008 tarihli ihtiyati haczinin ödeme emrinin tebliği üzerine 07.11.2008 tarihinde kesin hacze dönüştüğü, İİK’nun 100. maddesindeki şartların da gerçekleşmediği, şikayet olunan SGK’nun haciz tarihinin de 20.02.2009 olduğundan ilk haciz olan şikayetçinin haczine iştirak edemeyecekleri gerekçesiyle şikayetin kabulü ile, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan SGK ve İş Bankası A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir. 1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayet olunan İş Bankası A.Ş. vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. 2) Şikayet olunan SGK’nun temyizine gelince; Şikayet, sıra cetvelinin iptali istemine ilişkindir....
İcra Müdürlüğünün 2019/2832 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkillerine 89/1, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, müvekkillerinin haciz ihbarnamelerine cevap vermediğinden dosya borcuna dahil edildiklerini, haciz ihbarnamelerinin usul ve yasaya aykırı olarak tebliğ edildiğini belirterek, 89/1 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 03/05/2019 tarihi olarak tespitini, 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin ise iptalini talep etmiştir....
tebligat zarfının renginin de mavi olmadığı, bu sebeple 2. haciz ihbarnamesinin TK'nun 21/2 maddesine göre tebliğinin de usulsüz olduğu, yine 3. haciz ihbarnamesinin 1. haciz ihbarnamesi gibi ilk çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade gelmesi üzerine bu defa mernis adresine tebliğe çıkartıldığı ancak bu tebliğe ilişkin tebligat parçası incelendiğinde de mernis şerhinin yer almadığı ve tebligat zarfının renginin de mavi olmadığı, bu sebeple 3. haciz ihbarnamesinin TK'nun 21/2 maddesine göre tebliğinin de usulsüz olduğu anlaşılmış olup, buna göre şikayetin kabulü ile davacının öğrenme tarihine göre 1. haciz ihbarnamesi tebliğ tarihinin 14/03/2020 olarak düzeltilmesine ve buna bağlı olarak 2. ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderilmesi şartları oluşmadığından, bu haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, 3. haciz ihbarnamesi tebliğinin usulüne uygun kabul edilerek şikayetin süreden reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
Aş. aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattığını, davalı şirketin işbu takip kapsamında ...ye gönderdiği haciz ihbarnameleri kesinleştiğini, davalı şahıstan dolayı müvekkiline 89/1 Haciz İhbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin bu duruma itiraz ettiğini, müvekkiline gönderilen haciz ihbarnamelerinin hukuka aykırı olduğundan iptaline karar verilmesi ve aksi kanaatte olunması halinde ise ve 89/2 haciz ihbarnamesi usulsüz tebliğ edildiğinden 89/2 haciz ihbarnamesini ihtiva eden tebligatın ıttıla tarihinin ... günü olarak tespit edilmesi talebiyle ... günü Antalya ... İcra Hukuk Mahkemesinin ......