WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine göre tebligat yapılamayacağını, tasfiye memuruna tebligat yapılması gerektiğini,, T1 müvekkili şirketin aleyhine takip yapıldığını, hatta bu takipten haciz işlemi yapıldığını 23.06.2021 tarihinde tesadüfen öğrendiğini ileri sürerek, şikayetin kabulü ile İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğü’nün 2020/593 E. sayılı dosyasından Teb. Kanunu 35. Maddesine göre yapılan icra emri tebliği işleminin usulsüzlüğünün tespiti ile öğrenme tarihi olan 23.06.2021 tarihinin tebliğ tarihi olarak kabulüne, 23.06.2021 tarihinden önce yapılan haciz işlemlerinin iptali ile dosyada mevcut tüm hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

A.Ş. vekili; davaya ilişkin sıra cetvelini davalı müvekkilinin alacaklısı olduğu icra dosyasındaki alacağına haciz koyan icra dosyalarının esas alınarak hazırlanmış olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacı alacaklının haciz tarihinin 21/10/2014 olduğu, bu haciz yazısının sistemden alınarak dosya içerisine konulması işleminin daire tarafından geciktirildiği, ancak sıra cetveli tanzim edilirken bu haciz yazısı dosya içerisinde yer alsa dahi paylaşımda öncelik verilen alacaklıların haciz tarihlerinin 2012 ve 2013 yılına ait olduğu, alacaklının haciz tarihinin 21/10/2014 olduğu, dolayısıyla daha önce uygulanan hacizlere 1, 2 ve 3.sırada yer verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....

    Somut olayda her ne kadar, 17.07.2014 tarihinde şikayetçi şirketin adresinde yapılan haciz sırasında şirket temsilcisi hazır ise de; şikayetçi şirketin adresinde yapılan haciz nedeniyle icra dosyasından kendisine haciz ihbarnamesi gönderildiğini öğrendiği kabul edilemez. Zira haciz ihbarnamesi alacaklının talebi ile şikayetçiye gönderilmiş olup, icra dosyası kapsamında da şikayetçi şirketin kendisine haciz ihbarnamesi gönderildiğini öğrendiğine ilişkin herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanmamıştır. O halde mahkemece işin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken istemin süre aşımından reddi isabetsizdir. SONUÇ : 3.kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, istemin kısmen kabulü ile tebliğ tarihinin düzeltilmesine, süresinde yapılan itirazla borçlu hakkında ki takibin durmuş sayılmasına, hacizlerin kaldırılması talebinin ise reddine karar verilmiştir. İİK'nun 78. maddesine göre; "Ödeme emrindeki müddet geçtikten ve borçlu itiraz etmiş ise itirazı refolunduktan sonra mal beyanını beklemeksizin alacaklı haciz konmasını isteyebilir." Somut olayda; borçluya çıkartılan ödeme emri tebliğ tarihinin 09.03.2012 olarak düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir. Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez. Diğer taraftan borçlunun 09.03.2012 tarihinde borca itiraz ettiği, alacaklı tarafın, borçlunun itirazının kaldırılması veya iptaline ilişkin icra müdürlüğüne herhangi bir karar sunmadığı anlaşılmaktadır....

        İcra Dairesi'nin 2013/10583 E sayılı dosyasından dava dışı borçlu aleyhine başlatılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takipte davacı üçüncü kişiye birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğini, buna itiraz edilememesi üzerine ikinci haciz ihbarnamesi gönderildiğini, ikinci haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğunu, bu tebligattan 09/09/2014 tarihinde haberdar olunduğunu ve aynı gün itiraz ediliğini ancak itirazın süresinde olmadığı gerekçesiyle kabul edilmediğini ve davacıya üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini ve akabinde borçlu olarak kaydının yapıldığını ve haciz işlemi uygulandığını, oysa ki, ikinci haciz ihbarnamesi tebliği usulsüz olduğundan öğrenme tarihi olan 09/09/2014 tarihinde yapılan itirazın süresinde kabul edilmesi gerektiğini beyan etmiş, ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin ve bu ihbarnameye itiraz süresinin başlangıç tarihinin 09/09/2014 tarihi olarak kabul edilmesine, süresinde itiraz bulunduğundan davacı yönünden yapılan işlemlerin iptaline karar...

        Somut olayda, şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nin 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğine ilişkin olup, mahkemenin haciz ihbarnamesi tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğuna dair kabulü yerinde ise de; şikayetçi tarafından birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresi içerisinde (22.08.2017 tarihinde) itiraz edilmiş olmakla, borçlunun şikayetçi üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığından, şikayetçiye gönderilen ikinci ve üçüncü haciz ihbarnameleri yok hükmündedir. O halde, ... 1. İcra Hukuk Mahkemesince, ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin ıttıla tarihine göre düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi ve istinaf başvurusunun da Bölge Adliye Mahkemesi’nce esastan reddedilmesi isabetsiz olup, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılması ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....

          en geç ikinci haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiği 01.06.2022 tarihinde şikayete konu birinci haciz ihbarnamesi tebligatından haberdar olduğu, ikinci haciz ihbarnamesi tebliği usulsüzlüğünün de açıkça ileri sürülmediği gerekçesi ile şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmektedir....

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararının İstanbul Banka Alacakları İcra Dairesi ... sayılı dosyası ile icra takibine konulduğunu ve müvekkilinin mallarına haciz konulduğunu, söz konusu ihtiyati haciz kararı hukuka aykırı olup ilk derece mahkemesine 27/10/2023 tarihinde taraflarınca işbu karara karşı itirazlarını sunduklarını, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin istinafa konu davada yetkili mahkeme olmadığını, genel yetki kuralları gereğince İhtiyati haciz başvurularında yetkili mahkeme aleyhine ihtiyati haciz istenen tarafın ikametgahının bulunduğu mahkeme olduğunu, müvekkilinin kanuni ikametgahı ... Mahallesi ... Sokak ......

              Mahkemece, iddia, savunma benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, ... .İcra Müdürlüğü'nün 2010/12937 sayılı dosyasında takip tarihinin 26.11.2010, ödeme emri tebliğ tarihinin 02.12.2010, şikayetçinin alacaklısı bulunduğu ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/13355 sayılı takip dosyasının takip tarihinin 24.11.2010, ödeme emri tarihinin 26.11.2010 olduğu, ... Hastanesi'ndeki borçlu hakedişlerine ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/12937 sayılı dosyasından 29.11.2010 tarihinde ihtiyati haciz uygulanmış kesin hacze dönüşme tarihinin 07.12.2010 olduğu itiraz eden davacının ... İcra Müdürlüğü'nün 2010/13355 sayılı dosyasında aynı hakediş üzerine uyguladığı haczin ise 24.12.2010 tarihli olduğundan, şikayet olunanın kesinleşen ilk hacze işitrakinin mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....

                Bu nedenle davalı vekilinin temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedilip edilmediğinin kayıtlara bakılarak incelenmesi ve kaydedilmediğinin anlaşılması halinde durumun tutanakla tespit edilip başkaca işlem yapılmadan, süresinde kayıt yapılmışsa kayıt tarihinin bildirilmesinden, 2- Dava konusu 2983 ada 17 parsel sayılı taşınmazın değerlendirme tarihi (05.09.2008) itibariyle imar düzenlemesi sonucu oluşmuş imar parseli olup olmadığı, imar parseli ise düzenleme ortaklık payının düşülüp düşülmediği, düşüldü ise ne oranda düşüldüğünün Belediye İmar Müdürlüğü ve Tapu Sicil Müdürlüğünden sorulmasından, 3- Dava konusu taşınmazın üzerinde bulunan haciz, ipotek vs. tüm şerhleri gösteren tapu kaydının Tapu Sicil Müdürlüğünden istenilerek dosya içerisine konulmasından, Sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.09.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu