Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı " ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; daha önce geçit hakkının engellenmemesi için davacı tarafından müvekkili şirkete Beyoğlu 35. Noterliği'nden 13 Haziran 2016 tarihili ve 10796 yevmiye sayılı ihtarname gönderilmiş olup müvekkili tarafından da geçit hakkının engellenmediğine dair olarak davacıya Kadıköy 17....
Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır....
Yukarıda geçit hakkı davalarına ilişkin genel açıklama yapılırken geçit hakkının sınırlı bir ayni hak olduğu, taşınmaz lehine kurulduğu, bu tür davalarda geçit ihtiyacı bulunup bulunmadığının, eğer varsa geçit hakkının en uygun ve en az maliyetli güzergahtan kurulması gerektiği detaylı olarak açıklanmıştı. Somut olayda, mahkemece her ne kadar davalı T2'e ait 9075 parselin A harfiyle gösterilen kısmında geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırmanın yukarıdaki kriterlere uygun olduğunu söylemek mümkün değildir. Zira, gerek geçit hakkı tesis edilen 9070 parsel sayılı taşınmaza birleşik krokiden anlaşıldığı üzere, gerekse de davalı Hüseyin vekilinin beyan dilekçesinde ve istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü gibi, 9070 parsel lehine 9071 parsel üzerinden de geçit hakkı tesis edilebileceği görülmekte olup bu husus teknik bilirkişilerce değerlendirilmemiştir....
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin hükümde, lehine geçit hakkı tesis edilen taşınmaz ile üzerinden geçit hakkı kurulan taşınmazların ve geçit genişliği ile kurulan geçit büyüklüğünün duruksamaya yer vermeksizin yer alması zorunludur. Geçit hakkı tesis edilmekle kendiliğinden infaz kabiliyeti kazanmaz. Hüküm özetinin tapunun beyanlar hanesine işlenmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta mahkemece geçit hakkı usulüne uygun bir biçimde tesis edilmiş ise de; hükümde, kurulan geçit hakkının tapu kütüğünün beyanlar hanesine işlenmesi yönünde herhangi bir ibarenin yer almaması infazda tereddüt oluşturabileceğinden hükmün bu haliyle bozulması gerekmekte ise de; düşülen yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının HUMK'nun 438/VII maddesi gereğince düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir....
Mahkemece, davanın kabulüne, 2551 parsel lehine 2550 parsel aleyhine 27.05.2015 tarihli fen bilirkişisi raporunda ve eki krokide B harfi ile gösterilen toplamda 71,30 metrekarelik alanda genişliği 3 metre olacak şekilde geçit hakkı tesisine, geçit hakkının davacı ve davalının parsellerinin beyanlar hanesine kayıt ve tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalılardan ... ve ... temyiz etmiştir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu", ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı" ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir....
Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmalıdır. Somut olaya gelince; geçit hakkı tesisine ilişkin davalarda aleyhine geçit kurulacak taşınmazların zorunluluk olmadıkça bölünmemesi, ekonomik kullanım bütünlüğünün bozulmaması gerekir. Davacılara ait 105 ada, 41 parsel sayılı taşınmaz yararına, aleyhine geçit hakkı kurulan davalılara ait 105 ada, 39 parsel sayılı taşınmazı ikiye bölerek ekonomik kullanım bütünlüğünü bozacak şekilde geçit tesis edildiği görülmüştür....
Eldeki davada; mahkemenin 1997338 E. 1999/248 K.sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile de saptanan ve yararına geçit hakkı istenilen taşınmaz sınırında bulunan 2232 ve 2233 numaralı parsellerden geçit hakkı tesisi olanağı bulunup bulunmadığı araştırılmadığı gibi, geçit hakkının taşınmazların leh ve aleyhine kurulduğu, bu nedenle tüm taşınmazların genel yol ile bağlantısının kesintisiz olarak sağlanması gerektiği hususu da gözetilmemiştir. O halde mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak 2232 ve 2233 parsellerden de geçit hakkı kurulma olanağı bulunup bulunmadığı yönünde bilirkişilerden rapor alınmalı, tüm alternatifler yukarıdaki ilkelerde değerlendirilerek en uygun seçenekten geçit hakkı kurulmalıdır....
Somut olaya gelince; yola bağlantısı bulunmayan ve geçit ihtiyacı olan bir taşınmazın lehine geçit irtifakı tesis edilmesi halinde, aleyhine geçit irtifakı kurulan taşınmaz malikinin taşınmazını geçit amacına uygun olarak kullanma hakkı devam eder. Taşınmazı lehine geçit irtifakı tesis edilen taşınmaz maliki de geçit hakkına sahip olmakla birlikte, aleyhine geçit irtifakı tesis edilen taşınmazda aşkın kullanımda bulunamaz. O halde geçit irtifakı olarak tesis edilen güzergah üzerinde davalı tarafından yapılan demir kapı nedeniyle el atmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davacı tarafından davalının taşınmazında bulunan duvarın yükseltilmesi ve üzerine çit yapılması iddiası nedeniyle de elatmanın önlenmesi ve kal talebinde bulunulmuştur....
Geçit hakkı bir gayrimenkul mükellefiyeti olduğundan lehine geçit istenen davacı parselleri ayrı ayrı bağımsız olarak değerlendirilmeli, dava konusu her bir parsel yararına geçit hakkının başladığı yerden ulaştığı genel yola kadar olan güzergahtaki aleyhine geçit kurulan tüm parseller ve geçit tesis edilecek kısımlar ayrı ayrı belirtilmelidir. (Yargıtay 14....