Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş Ortaklığı'nın değil, bu iş ortalığının ortakları olan ticaret şirketlerinin davalı olarak gösterilmesi gerekmektedir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddenin 1 inci fıkrasının (d) bendi uyarınca; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması dava şartlarındandır ve bu durum davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur. Öte yandan taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, Medeni Hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul Hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48)....

    Noterliğinde satıldığı, satış işleminin sanık ... tarafından yapıldığı ve sanık ... tarafından da onaylandığı, Türkiye Noterler Birliği tarafından gönderilen 09/07/2013 havale tarihli cevabi yazıda, ibraz edilen kimlik belgesindeki bilgiler ile Kimlik Paylaşım Sistemindeki bilgilerin eksik veya hatalı olması durumunda işlemin yapılmaması ve ilgilinin hatanın kaynaklandığı mercie göre Nüfus Müdürlüğüne veya Trafik Tescil Müdürlüğüne yönlendirilmesi gerektiğinin belirtildiği ancak işlemler sırasında katılanın sistemdeki nüfus kayıt bilgilerinde doğum yerinin ..., ibraz edilen ehliyet belgesinde ise Kütahya yazdığı tespit edilmesine rağmen farklılığın giderilmesinin istenmediği ve satış işleminin gerçekleştirildiği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla, sanıkların atılı görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetleri yerine yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi, Kanuna aykırı, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı...

      Aynı Kanunun 4. maddesinde Tanık Koruma Kanunu hükümlerine göre kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesinin hakim tarafından verilebilecek koruyucu tedbir kararlarından olduğu, ayrıca 8. maddenin 1. fıkrasında tedbir kararlarının en çabuk ve en kolay ulaşılabilecek yer hakiminden talep edilebileceği düzenlenmiş olduğuna göre, mahkemece, hakkında koruma ve gizlilik kararı verilen anne ...'ya yapılacak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilip, bu adrese dava dilekçesi, gerekçeli karar ve temyiz dilekçesinin tebliği gerçekleştirilip taraf teşkili sağlanmalıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        İhtisas Kurulu'nun istikrarlı raporlarına göre güvenli şekilde alkollü araç kullanma sınırının 100 promil olarak kabul edilmesi nedeniyle alkol ölçümü dikkate alındığında eylemin 5237 sayılı TCK 'nun 179/3 maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğundan sanığın bu suçtan hakkında soruşturma yapılmasını engellemek amacıyla katılanın kimlik bilgileri ile tutanak düzenlenmesine sebep olmasının, TCK'nun 268. maddesi delaletiyle 267. maddesinde düzenlenen başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu ve görevsizlik kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden duruşmaya devamla yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, 2-) Kabule göre; T.C....

          SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/08/2022 NUMARASI : 2022/774 ESAS 2022/1168 KARAR DAVA KONUSU : Tedavi Amaçlı Kişisel Koruma KARAR : Vasi adayı dava dilekçesinde özetle; oğlunun psikolojik sorunları olduğunu, kendi isteği ile psikoloğa gittiğini ve kendi isteği ile bıraktığını, kendisine, çevresine ve ailesine karşı hakaretlerde bulunduğunu, bu nedenle oğlunun zorunlu tedavisine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamına göre; tedavi amaçlı kişisel koruma kararı verilmesi yönündeki talebin reddine, kısıtlı TC Kimlik numaralı T1 TMK.'nun 405.maddesi gereğince kısıtlanmasına, kendisinin TC Kimlik numaralı annesi Kıymet Mutlu'nun velayeti altında bırakılmasına karar verilmiştir....

          SULH HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 24/08/2022 NUMARASI : 2022/774 ESAS 2022/1168 KARAR DAVA KONUSU : Tedavi Amaçlı Kişisel Koruma KARAR : Vasi adayı dava dilekçesinde özetle; oğlunun psikolojik sorunları olduğunu, kendi isteği ile psikoloğa gittiğini ve kendi isteği ile bıraktığını, kendisine, çevresine ve ailesine karşı hakaretlerde bulunduğunu, bu nedenle oğlunun zorunlu tedavisine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamına göre; tedavi amaçlı kişisel koruma kararı verilmesi yönündeki talebin reddine, kısıtlı TC Kimlik numaralı T1 TMK.'nun 405.maddesi gereğince kısıtlanmasına, kendisinin TC Kimlik numaralı annesi Kıymet Mutlu'nun velayeti altında bırakılmasına karar verilmiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması HÜKÜM : Hükümlülük Gereği görüşülüp düşünüldü: Kredi kartının kullanılması sırasında sanık tarafından ibraz edilen sürücü belgesindeki fotoğrafın sanığa, kimlik bilgilerinin 3. bir kişiye ait olması, sanığın suçu inkar edip şikayetçinin rızasından bahsetmemesi tüm dosya içeriği karşısında tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş, tekerrür uygulaması sırasında en ağır cezayı içeren sabıka kaydının infazda gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün (ONANMASINA), 26.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Ancak, özellikle dikkat edilmesi gereken husus, diğer geçici hukuki korumaların alanına giren konularda ihtiyati tedbire karar verilmemesidir. Bu sebeple, para alacakları konusunda özel ve istisnai durumlar dışında asıl geçici hukuki koruma ihtiyati hacizdir. Keza, diğer özel hükümlerde açıkça farklı bir geçici hukuki korumadan bahsedilmişse, bu durumda da o çerçevede bir karar verilmeli, ihtiyati tedbir kararı verilmemelidir (Pekcanıtez/Atalay/Özekes, a.g.e., s. 877).Davanın para alacağı olması nedeniyle, davada ihtiyati tedbir koşulları olayda gerçekleşmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince verilen kararda vakıa ve hukuki değerlendirme noktasında, usul ve esasa aykırılık tespit edilmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 md gereğince reddine karar vermek gerekmiştir....

              Gerek ihtiyati tedbir, gerekse ihtiyati haciz hukukumuzda geçici hukuki korumalar olarak düzenlenmiştir. Yargıtay birçok kararında Türk Medeni Kanununun 589. maddesindeki koruma önlemlerini tedbir olarak görmüştür. 21/02/2014 tarihli Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere, Anayasanın 36. maddesi ile hak arama hürriyeti kapsamında herkese tanınmış olan temel hukuki koruma ve korunma yöntemleri hak arama hürriyetinin en etkin unsuru ve ayrılmaz parçası olarak tanımlanmıştır....

                Hekim, hemşire, hasta bakıcı, çocuk/bebek bakıcısı, hizmetçi, gezi rehberi, öğretmen gibi kişiler, sözleşmenin içeriğine göre koruma ve gözetim yükümlüsü sayılabilir. Bu suçla korunan hukuki değer, insanın yaşama ve vücut bütünlüğü hakkının yanı sıra koruma ve gözetim yükümlülüğü olan kişilerin bu görevlerini yerine getirmelerinin sağlanması ve bu sayede ortaya çıkacak sosyal fayda düşüncesidir. Suçun maddi unsuru yaşı veya hastalığı dolayısıyla kendini idare edemeyecek durumda olan ve bu nedenle koruma ve gözetim yükümlülüğü altında bulunan mağdurun “kendi haline terk edilmesidir”. Suç bağlamında “kendi haline terk”, failin, mağdurla olan fiili ilişkisini geçici ya da sürekli şekilde kesmesi ve mağduru egemenlik alanının dışına çıkarması, bu bağlamda kendi haline bırakmasıdır. Bu suç “kendi haline terk” gerçekleştiği anda tamamlanır. Terk süresi uzun veya kısa olabilir. Burada önem taşıyan husus, terk süresinin mağdur için tehlike yaratma hususunda yeterli olup olmadığıdır....

                  UYAP Entegrasyonu