Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

- K A R A R - Davacı vekili, dava dışı borçlu Tevfik Şahin ile davalı banka arasında imzalanan kredi sözleşmesinde müvekkilinin kefil sıfatı ile imzası bulunduğunu, bu kredi borcunun kredi borçlusu tarafından tamamen ödenmesinden sonra, dava dışı borçlu ile davalı banka arasında yeniden kredi ilişkisi kurulduğunu, bu yeni kredi sözleşmesinde müvekkilinin herhangi bir kefaleti olmamasına rağmen davalı banka tarafından müvekkili hakkında takibe geçildiğini, bu nedenle dava açma zarureti doğduğunu belirterek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile %40 tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı banka vekili, davacının dava konusu takibe itiraz etmediği gibi borcu kabul ederek mal beyanında bulunduğunu, davalının kefil sıfatı ile müvekkili bankaya borçlu olduğunu, davanın haksız açıldığını öne sürerek reddi ile %40 tazminata hükmedilmesini savunmuştur....

    KARAR Dava, bilirkişi raporuna ve mahkemenin kabulüne göre, genel tarımsal kredi sözleşmesine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davanın açıklanan niteliğine göre hükmü temyizen inceleme görevi, yürürlükte bulunan işbölümü uyarınca Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 19. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 10/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile dava dışı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinde kefil olduğunu, müvekkili aleyhine kredi sözleşmesine dayalı icra takibi yapıldığını, ancak müvekkilinin çek depo bedelinden sorumlu olmayacağını belirterek 11.990,00 TL tutarlı çek depo bedeli yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin sözleşme gereğince çek depo bedelini talep edebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlara göre takip tarihi itibariyle iade edilmeyen 22 adet çek yaprağı bedeli toplam 11.990,00 TL'nin genel kredi sözleşmesinin 8. maddesi uyarınca davalıdan talep edilebileceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacının genel kredi sözleşmesinde kefil olarak imzası bulunmaktadır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde 3.000 TL bedelli senetten dolayı boçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 133,20 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 29.11.2011 günü oybirliğiyle karar verildi....

          - K A R A R - Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhinde kredi sözleşmesine dayalı olarak takibe geçtiğini, oysaki sözleşmenin imzalandığı tarihte temyiz kudretine sahip olmadığını, beyin işlev bozukluğuna bağlı davranış bozukluğu teşhisi konduğunu, buna ilişkin sağlık kurulu raporunun mevcut olduğunu belirterek müvekkilinin bu nedenle davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile % 40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının kredi sözleşmesine dayalı olarak müvekkiline borçlu olduğunu, sözleşmenin geçerli olduğunu, davacının kendi iradesi ile sözleşmeyi imzaladığını öne sürerek davanın reddi ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir....

            KARAR Dava, genel kredi sözleşmesine davacının kefil olması nedeniyle yapılan icra takibi sonrasında davacının borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekki ve icra takibinin tedbiren durdurulması istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının eğitim-öğretim borcundan ....709,30TL'sinden borçlu olmadığının tespiti ve gerçek borç miktarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacının .....okulunda öğrenim görmekte iken askeri öğrencilikten ayrılması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kendisinden talep edilen toplam 57.015,74 TL alacağın ....709,... TL'sinden boçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

                İcra Müdürlüğü'nün 2008/7717 ve 2008/7719 Esas sayılı dosyalarına konu çeklerden doğan alacak ile ilgili zamanaşımının vaki olmadığının tespitini, çek bedelleri olan 19.000 TL'nin keşide tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında, davaya konu müddeabih .. Varlık Yönetimi A.Ş. tarafından temlik alınmıştır. Davalı vekili; zamanaşımının vaki olmadığının tespiti ile tahsil davasının birlikte görülemeyeceğini, davacının genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibinin müvekkili hakkında kesinleştiğini, temel ilişki esas alınarak açılan davanın bu sebeple mükerrerlik teşkil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

                  - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili hakkında davalı banka tarafından kredi sözleşmesine ve bonoya dayalı olarak iki ayrı icra takibi başlatıldığını, oysa müvekkilinin kredi sözleşmesi imzalamadığı gibi davalı bankaya bono imzalayıp vermediğini, davalının hatalı işlemleri sebebiyle müvekkilinin adının ... Birliği'nin borçlular listesinde yer aldığını, icra takiplerine konu kredi sözleşmesindeki ve bonodaki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin kredi sözleşmesine ve bonoya dayalı olarak ayrı ayrı başlatılan iki icra takip dosyası dolayısıyla toplam 77.231,21 TL'dan borçlu olmadığının tespitine, %40 kötü niyet tazminatına ve ...Birliği'nin borçlular listesinden adının silinmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili tarafından dava dışı ...'...

                    - K A R A R - Davacı vekili, davalının kredi sözleşmesine dayalı olarak müvekkili aleyhine takibe geçtiğini, oysa müvekkili ile davalı arasında herhangi bir sözleşme imzalanmadığı, sözleşmedeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinden haksız tahsilatlar yapıldığını öne sürerek müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespiti ile tahsil edilen bedelin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşme uyarınca davacıya kredi açıldığını ancak davacının borcunu ödememesi üzerine takibe geçildiğini ve davacının borcuna ilişkin olarak ödeme yaptığını öne sürerek davanın reddi ile % 40 tazminata karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kredi sözleşmesindeki imzanın davacının eli mahsülü olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu