İcra Müdürlüğü'nün 2008/7717 ve 2008/7719 Esas sayılı dosyalarına konu çeklerden doğan alacak ile ilgili zamanaşımının vaki olmadığının tespitini, çek bedelleri olan 19.000 TL'nin keşide tarihlerinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında, davaya konu müddeabih .. Varlık Yönetimi A.Ş. tarafından temlik alınmıştır. Davalı vekili; zamanaşımının vaki olmadığının tespiti ile tahsil davasının birlikte görülemeyeceğini, davacının genel kredi sözleşmesine dayalı icra takibinin müvekkili hakkında kesinleştiğini, temel ilişki esas alınarak açılan davanın bu sebeple mükerrerlik teşkil ettiğini savunarak davanın reddini istemiştir....
KARAR Dava, genel kredi sözleşmesine davacının kefil olması nedeniyle yapılan icra takibi sonrasında davacının borçlu olmadığının tespiti ile ipoteğin fekki ve icra takibinin tedbiren durdurulması istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 6723 sayılı Kanunun 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 26/01/2022 tarihli ve 2022/1 sayılı Kararına ve davanın açıklanan niteliğine göre temyiz inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle dosyanın sözü edilen görevli Yüksek Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili hakkında davalı banka tarafından kredi sözleşmesine ve bonoya dayalı olarak iki ayrı icra takibi başlatıldığını, oysa müvekkilinin kredi sözleşmesi imzalamadığı gibi davalı bankaya bono imzalayıp vermediğini, davalının hatalı işlemleri sebebiyle müvekkilinin adının ... Birliği'nin borçlular listesinde yer aldığını, icra takiplerine konu kredi sözleşmesindeki ve bonodaki imzaların müvekkiline ait olmadığını ileri sürerek, müvekkilinin kredi sözleşmesine ve bonoya dayalı olarak ayrı ayrı başlatılan iki icra takip dosyası dolayısıyla toplam 77.231,21 TL'dan borçlu olmadığının tespitine, %40 kötü niyet tazminatına ve ...Birliği'nin borçlular listesinden adının silinmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili tarafından dava dışı ...'...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, davacının eğitim-öğretim borcundan ....709,30TL'sinden borçlu olmadığının tespiti ve gerçek borç miktarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, davacının .....okulunda öğrenim görmekte iken askeri öğrencilikten ayrılması sebebiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kendisinden talep edilen toplam 57.015,74 TL alacağın ....709,... TL'sinden boçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....
DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalının davacılar aleyhine bonoya dayalı takip yaptığını, takip dayanağı bononun davacı şirketin imzaladığı genel kredi sözleşmesinde kefil olan diğer davacılar tarafından teminat amaçlı olarak davalıya verildiğini, davalının kredi hesabıyla ilgili işlem veya takip yapmaksızın bonoyu takibe konu ettiğini, bono nedeniyle davacıların borçlu olmadıklarını ileri sürerek davacıların bono nedeniyle davalıya borçlu olmadıklarının tespitini ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde, takip konusu bononun davacılar tarafından kredi sözleşmesi borcunun ödenmesi için verildiğini, kredi borcunun süresinde ödenmemesi nedeniyle hesabının kat edildiğini, davacı borçlu ve kefillere ihtarname gönderildiğini, davalının kredi sözleşmesinden kaynaklı alacaklı olduğunu savunarak davanın reddine ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, YARGILAMA SÜRECİ A....
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl ve birleşen dava yönünden dava ve icra takip konusu kredi sözleşmesinde imzanın aidiyeti yargılamayı gerektirdiğinden kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, bankanın sözleşme imza sırasında kimlik kontrolü yapmak zorunda olduğu yükümlülüğünü yerine getirmediği, konulan hacizler neticesinde maddi manevi zarara uğradığını, karşı tarafın kötü niyetli olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, asıl davada Genel Kredi sözleşmesine kefil olduğu iddia edilen davalı ...'ın borcunu ödememesinden kaynaklanan takibe yapılan itirazın iptali, birleşen dava yönünden ise, davacı ... tarafından açılan Genel kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığı iddiasına dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 67 inci ve 72 inci maddeleri 3....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı bankanın müvekkili aleyhine 07.03.2006 tarihli, 42.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi yaptığını ancak sözü edilen sözleşmede müvekkili adına atılı gözüken imzanın sahte olduğunu, bu hususun Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2011/3182 numaralı soruşturma dosyası kapsamında yapılan grofolojik inceleme ile tespit edildiğini ileri sürerek zikredilen genel kredi sözleşmesi altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığının ve müvekkilinin bu genel kredi sözleşmesi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötü niyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu icra takibinin davacının imzaya itirazı üzerine durduğunu, bu nedenle davacının bu aşamada işbu menfi tespit davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığını, davacının aynı icra takibine ilişkin olarak aynı iddialarla açtığı davanın İzmir 1....
GEREKÇE: Dava, kambiyo senedine dayalı takipte borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı borçlu ile davalı banka arasından 10/06/2010 tarihli genel kredi sözleşmesi akdedildiği, davacıdan sözleşme tarihi ile aynı keşide tarihli bono alındığı, sözleşme kapsamında davacıya çek kredisi ve taksitli ticari kredi kullandırıldığı, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesabının 01/08/2017 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının 03/08/2017 tarihinde tebliğ edilemeden iade edildiği, kat ihtarının davacı asıl borçlunun genel kredi sözleşmesinde yazılı adresine tebliğe çıkarılmış olması nedeniyle, İİK'nın 68/b-2 cümlesi gereği, ihtarnamede verilen 24 saatlik süre de dikkate alındığında, davacı borçlunun 05/08/2017 tarihi itibariyle temerrüde düştüğünün kabulünün gerektiği, borcun ödenmemesi üzerine davacı borçlunun keşidecisi olduğu bononun davalı bankaca 105.000-TL üzeriden İstanbul Anadolu ......
-KARAR- Davacı vekili, dava dışı...’in müvekkili adına sahte vekaletname düzenleyerek dava dışı....Şti.nin davalı banka ile yaptığı genel kredi sözleşmesini müvekkili adına kefil olarak imzaladığını, davalı bankanın müvekkili aleyhine kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi yaptığını ileri sürerek müvekkilinin kredi sözleşmesinden ve icra takibinden dolayı davalıya borçlu olmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkili bankanın vekaletnamedeki imzanın sahte olup olmadığını araştırma yükümlülüğünün bulunmadığını, bunun vekaletnameyi düzenleyen notere ait olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur....
Bu durumda mahkemece davalı banka ile ... arasında davacının kefaletini içermeyen 25.11.2013 tarihli genel kredi sözleşmesi ve bu sözleşmeye bağlı 03.01.2014, 25.02.2015 ve 24.03.2016 tarihli kredi sözleşmelerinden kaynaklanan banka alacağının hesaplanması için banka kayıtlarının incelenmesi ile yeniden bilirkişi raporu alınmak suretiyle davacının takip konusu bonolar nedeniyle borçlu olup olmadığının tespiti gerekir. Bu nedenle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca esastan kabulüne, davalı bankanın asıl kredi borçlusundan alacaklı olduğu tutarın tespiti ile kredi borcunun tahsili için bankaya ciro edilen bonolar nedeniyle davalının alacaklı olup olmadığı konusunda ulaşılacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....