Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Toplanan kanıtlara ve dosyadan oluşan kanaate göre; davalı banka ile dava dışı ... arasında davacının kefil olarak imzasının bulunduğu, 28/06/2006 tarihli 7.500,00 TL kefalet limiti olan Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmelerinin bulunduğu, takibe konu borcun dayanağının davalı banka ile dava dışı ... arasında imzalanan 13/04/2016 tarihli ... nolu genel kredi sözleşmesine ek olarak düzenlenen 28/06/2018 tarihli 500.000,00 TL limitli cari hesap kredi sözleşmesine istinaden kullandırılan ... nolu Ticari Nitelikli krediden kaynaklandığı anlaşılmıştır....

    - K A R A R - Davacı vekili, davalı banka ile dava dışı kişi arasında imzalanan 27.04.2007 tarihli genel kredi sözleşmesine müvekkilinin kefil olduğunu, kefil olduğu borcun tamamen ödendiğini, daha sonra imzalanan 30.05.2008 tarihli kredi sözleşmesinde ise kefil olmadığı halde, davalının kredi borcuna dayanarak müvekkili aleyhine icra takibi yaptığını müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, kredi sözleşmesinin cari hesap şeklinde işleyen bir krediye ilişkin olduğunu, sözleşmenin 18. Maddesi uyarınca davacı kefilin kefalet limiti dahilinde ikinci kredinin de kefili olduğunu belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, dava konusu kredi borcunun, 2007 yılında imzalanan sözleşmenin cari hesap şeklinde işleyen genel kredi sözleşmesine dayandığı sözleşmenin kefaleti düzenleyen 18....

      - K A R A R - Davacı vekili,davalı banka tarafından müvekkili ve dava dışı asıl borçlu hakkında hem ilamsız takip hem de ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığını, davalı bankanın bu şekilde ilamsız takip başlatmasının İcra İflas Kanunu'nun 45. maddesine açıkça aykırı olduğunu belirterek, müvekkilinin ilamsız icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili,müvekkil banka ile dava dışı borçlu arasında 200.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığını, davacının bu sözleşmeye istinaden ipotek verdiğini, alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını savunarak davanın reddi ile %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir....

        Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.06.2019 tarih ve 2017-1035/549 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, davacı banka ile davalı şirket arasında düzenlenen genel kredi ve gayrinakdi kredi sözleşmesine istinaden davalı şirkete taksitli ticari kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, alacağın tahsili için davalı borçlu şirket aleyhine İstanbul 10....

          UYUŞMAZLIĞIN TESPİTİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibinden borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Somut olayda davacı şirket, takip konusu genel kredi sözleşmesine konu kefalet sözleşmesindeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını ve şirketin takip konusu alacaktan borcunun bulunmadığı iddia edilmiş, mahkemece kefalet sözleşmesindeki imzanın aidiyeti hususunda aldırılan bilirkişi raporuna istinaden kefalet sözleşmesindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

          CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ...' in müvekkili bankadan... tarih ve .. nolu genel kredi sözleşmesi ile kredi kullanan ...'e iş bu sözleşmeden kaynaklı olarak müteselsil kefil olduğunu, ...' in de bu kredi sözleşmesine bağlı olarak müvekkili bankadan krediler kullandığını, bu krediden kaynaklı bakiye borcunu vade tarihi olan 30.10.2020 tarihinde ödemediğini, vadesinde ödenmeyen borç nedeniyle hesabın kat edildiğini ve asıl borçlu ve genel kredi sözleşmesine müteselsil kefil olan borçlulara ... Noterliği’ nin ... tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ... Noterliği’ nin ...tarih ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesine rağmen ödeme yapılmadığından borçlular aleyhine ......

            Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı tarafından ... takibine dayanak yapılan kredi borç senetlerindeki imzaların davacının elinden çıkmadığının saptandığı, dolayısıyla davacının takibe dayanak yapılan 1942 ve 2065 numaralı borç senetlerinden dolayı sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davacının adı geçen borç senetlerinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve asıl alacak miktarının % 40'ı oranında kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. ...-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. ...-Dava, ... ve İflâs Kanunu'nun 72. maddesine dayalı olarak davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....

              Bankası tarafından asıl borçlu ve kefiller aleyhine 02/07/2014 tarihli, davacının 14/12/2015 tarihinde 500.000,00 TL kefalet miktarına kadar müteselsil kefil olduğu genel kredi sözleşmesine dayalı olarak takip başlatılmıştır. Yenilenen ... 11. İcra Müdürlüğü'nün ... E sayılı dosyası ile ise, kredi limitini 2.000.000,00 TL'ye çıkaran 11.10.2016 tarihli ... Bankası ve ...Ltd. Şti. tarafları arasında imzalanmış Genel Nakdi ve Gayri Nakdi Kredi Sözleşmesine dayanılmış olup davacı ...'ın herhangi bir miktar yönünden tarih atarak müteselsil kefil olduğunu kendi el yazısı ile yazdığı bir beyanı bulunmamakla birlikte davacı ... da borçlu olarak gösterilmiştir. Dava konusu 11.10.2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde yer alan kefalet sözleşmesinin TBK m. 583 çerçevesinde kesin hükümsüz olduğu bu nedenle davacının müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşılmış, davacı ...'ın ... 11. İcra Müdürlüğünün ......

                nün ... esas sayılı dosyası ile takibe konu edilen 100.000,00 TL tutarında kambiyo senedinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile icra dosyasında yer alan miktarın teminat karşılığında tedbiren durdurulmasını talep ve dava etmiştir. CEVAP: Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, GEREKÇE VE KABUL: Dava, banka kredi sözleşmesine dayalı menfi tespit istemine ilişkindir. Hâkimler ve Savcılar Kurulu'nun 25.11.2021 tarih, 1232 sayılı kararı ile 13.01.2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinde yer alan "Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine" ilişkin düzenlemelerde, on dört veya daha fazla asliye ticaret mahkemesi bulunan yerlerde 6, 7 ve 8 numaralı, asliye ticaret mahkemeleri görevli kılınmıştır....

                  . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka ile dava dışı şirket arasında yapılan Genel Kredi Sözleşmesini kefil olarak imzalamadığı halde davalının kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi yaptığını ileri sürerek.... İcra Müdürlüğü'nün 2009/5132 sayılı dosyasında yapılan icra takibinden dolayı müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmedeki kefil imzasının davacıya ait olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu