Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

taşınmaza da KCETAŞ tarafından dikilen 4 adet elektrik aydınlatma direği bulunduğu, her iki taşınmaza konulan elektrik aydınlatma direkleri ve elektrik panosu herhangi bir kamulaştırma işlemi uygulamaksızın taşınmaza fiilen el atılarak yapılmış olup bu işlemin herhangi bir hukuki dayanağı bulunmadığını, davalı KCETAŞ'ın davacı vakfa ait taşınmazı hiçbir hukuki sebebe dayanmaksızın işgal edip elektrik aydınlatma direkleri ve elektrik pano kutusu konumlandırması nedeniyle yapılan işgalin sona erdirilmesi için meni müdahale ve haksız işgal sebebiyle tazminat talep etme zaruretinin hasıl olduğunu, şimdilik 5000 TL ecri misil tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir....

Bilindiği gibi, öğretide ve gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle haksız işgal tazminatı, zilyet olmayan malikin, malik olmayan kötüniyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olup, 08.03.1950 tarih 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan ve kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ile malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir....

DELİLLER : Röperli kroki, tapu tahsis belgesi, tapu kütük fotokopisi, bilirkişi raporu, keşif, bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava şahsi hakka dayalı meni müdahale, eski hale getirme ve ecri misil istemine ilişkindir. Gerek mülkiyet hakkı sahibi ve gerekse başka bir hakka dayanarak mülkiyet hakkı sahibinden taşınmazı belirli bir süre elinde tutma hakkı kazanmış kişiler, mülkiyet hakkının ve sözleşme ile edindiği hakkın kendisine sağladığı yararlanmalar için üçüncü kişilerin engellemeleri karşısında yargı yolu ile hakkın korunmasını isteyebilirler. Bu hak, mülkiyet ve sözleşmeye dayanan şahsi hakkın varlığı süresince mutecavizi fiilen defetme hakkı biçiminde olabileceği gibi, müdahalenin sürekliliği halinde yargı yolu ile de istenebilir....

Dosya kapsamından;ecri misil talebine ilişkin davanın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile toplam 1.000 TL değer gösterilerek açıldığı, 21.11.2011 tarihli bilirkişi raporunda ecri misil bedelinin 50.728,00 TL olarak bildirilidiği, Sulh Hukuk Mahkemesinin görev sınırı olan 7.780,00 TL'den fazla olduğu, davanın tarafları arasında kira sözleşmesi bulunmadığı anlaşıldığından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. (HMK'nın 21. 22. ve 23. )maddeleri gereğince .... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 21.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    İleri Sürülen İstinaf Sebepleri: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu taşınmazın 1991 yılında kamulaştırıldığını, mahkemece bu husus incelenmeksizin hüküm kurulduğunu ve hatalı olarak kamulaştırmasız el atma tazminatı ile ecrimisil bedeline hükmedilmesine karar verildiğini, dava konusu taşınmazın imar planında okul alanı olarak belirlendiğini ve bu nedenle sorumlunun ilgili yer belediyesi olduğunu, hükmedilen bedelin fahiş olduğunu, ıslah edilen miktara ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecri misil istemine ilişkindir....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/4029 Esas-2021/243 Karar numarasıyla ecri misil ve meni müdahale davası açıldığını ve davanın kabul edildiğini, bahse konu kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle istinaf edilmiş olmasına rağmen BAM tarafından onaylandığını, müvekkilinin dava konusu taşınmazın hissedarı olduğunu, bu yönüyle meni müdahale kararının infaz kabiliyeti olmadığını, kararda hissesi dışındaki müdahalenin menine karar verilmesi gerekirken mülkiyet hakkını ihlal eden bir şekilde taşınmazın tümünden men edilmesi gibi hukuken infazı mümkün olmayan bir karar verildiğini, bu karar çerçevesinde 24/06/2022 tarihinde Rize İcra Müdürlüğünce müvekkilinin hissedar olduğu taşınmazda icra işlemi başlatıldığını, temel Yargıtay içtihatlarında hissedarlar arasında taşınmazın kullanımı ve paylaşımı konusunda anlaşma olamadığı takdirde sorunun meni müdahale davası ile giderilemeyeceği ve o ortaklığın giderilmesi davasıyla sorunun çözülmesi gerektiğini belirterek şikayetlerinin kabulü ile 23...

    Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle, davalı idarece taşınmaza fiilen el atıldığını, davalı idarenin istinaf sebeplerinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davalı idare vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; Dava, Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat ve ecri misil istemine ilişkindir. HMK' nın 342- e maddesine göre, istinaf dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçesinin bildirilmesinde zorunluluk bulunduğu, yine HMK' nın 355.maddesinde incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı ancak Bölge Adliye Mahkemesince kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde bunun resen gözetileceği belirtilmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın reddine karar verilmesini, davacı tarafından her ne kadar bu yerin babadan kalma olduğu iddia edilmiş olsa da bu iddiasını kabul etmediklerini, dava konusu yer babaya ait olsaydı diğer mirasçılarında dava açması gerekeceğini, müvekkilinin babasının öldüğü tarihin üzerinden 42 yıl gibi bir zaman geçtiğini , söz konusu yerin müvekkilimin babası ile her hangi bir ilgisi bulunmadığını, davacı taraf, dava dilekçesinde dava konusu yer için ecri misil ödediğini; fakat makbuzlarda adının yazmadığını beyan etmiştir. Kendilerinin de belirttiği gibi ecri misil makbuzlarında adı yazmamaktadır. Çünkü 56 parsele ilişkin davacının her hangi bir ecri misil ödemesi yoktur. Ecri misiller müvekkilim tarafından ödenmiştir ve tapu da müvekkilim ve diğer davacı üzerine çıkmıştır. Davacı taraf, esasında 57 parsel için Milli Emlak' a başvuruda bulunmuştur....

    KARAR Davacılar, davalı avukata ortaklığın giderilmesi ve ecri misil davası açması için vekalet verdiklerini ancak davalının ecri misil davasını hiç açmadığını ortaklığın giderilmesi davasında da karara çıkan dosyanın tebligatlarını çıkartmaması nedeni ile kesinleşmeyi 15 ay geciktirdiğini bu nedenle maddi manevi zarara uğradıklarını ileri sürerek verilen masrafın kullanılmayan kısmı ile yaşanan gecikmeler için şimdilik 2000 TL maddi tazminat ile her bir davalı için ayrı ayrı 5000 TL manevi tazminatın davalıdan eylemin gerçekleştiği 23/08/2006 tarihinen avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemişlerdir. Davalı, davacıların zarara uğramadıklarını savunarak davanın reddini dilemişdir....

      Fuzuli işgalin tarafların karşılıklı birbirine uygun iradeleri ile kurduğu kira sözleşmesine benzetilemeyeceği, niteliği itibarı ile haksız bir eylem sayılması gerektiği, haksız işgal nedeniyle oluşan zararın tazmin edilmesi gerekeceği 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Ecrimisil, haksız işgal nedeniyle tazminat olarak nitelendirilen özel bir zarar giderim biçimi olması nedeniyle, en azı kira geliri karşılığı zarardır. Bu nedenle, haksız işgalden doğan normal kullanma sonucu eskime şeklinde oluşan olumlu zarar ile kullanmadan kaynaklanan olumlu zarar ve malik ya da zilyedin yoksun kaldığı fayda (olumsuz zarar) ecrimisilin kapsamını belirler. Haksız işgal, haksız eylem niteliğindedir (YHGK'nin 25.02.2004 tarihli ve 2004/1- 120- 96 sayılı kararı)....

      UYAP Entegrasyonu