İcra Hukuk Mahkemesinin ... esas sayılı dosyasından adi ortaklığın henüz tasfiye edilmemiş olan alacakları üzerine haciz konulamayacağı ve hacizlerin kaldırılması için şikayette bulunulduğunu, muhtemelen davalının şikayetinin haklı görülerek kaldırılacağını, davalı şirketin borçları sebebiyle tasfiye işlemi gerçekleşmeden 12 adet icra dosyasından haciz konulduğunu ancak hak ediş/istihkak alacağı üzerine konulan hacizler nedeniyle icra dosyasına gelen paraların tasfiye payının belirlenmesi ve ortaklığı feshi işlemlerinden sonra paraya çevrilmesi için ihtiyati tedbir talep edilmesi zorunluluğu olduğunu beyan ederek davalılar arasında .... Başkanlığı tarafından ihaleye çıkartılan .... işi nedeniyle kurulan ortaklıktaki ortakların kar payı ve tasfiye payları ile alacaklı olduğu miktarların bilirkişi aracılığıyla tayin ve tespit edilmesi ile ortaklığın fesih ve tasfiyesine, ortaklığın feshine karar verildikten sonra davalı .... 'nin tasfiye payının Konya .....
Dava, haklı nedenlerle davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir....
Dava, haklı nedenlerle davalı şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 12.10.2011 gün ve 2010/138-2011/576 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ve ... vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, davalı şirketin sermayesinin yasal miktarın altında kaldığını, gayri faal olduğunu, maksadına ulaşamadığı gibi ulaşmasının da mümkün olmadığını ileri sürerek şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirkete tasfiye memuru atanmasını talep ve dava etmiştir. Davalılardan ... ve ... davanın reddini istemiş, diğer davalılar vekili ise şirketin devamında fayda bulunmadığını belirterek fesih kararı verilmesini talep etmiştir....
Emprimecilik San. ve Tic. Ltd. Şti'nin fesih ve tasfiyesine, şirkete SMM ...'un tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuru için aylık 500,00 TL ücret ödenmesine, ücretin davacı Maliye Hazinesi tarafından karşılanmasına karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve tasfiye memuru ücretinin avans olarak alındığının anlaşılmış olmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına,11/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ortakların kişisel alacaklıları başlıklı 6102 sayılı TTK'nın 133. maddesi "(1) Bir şahıs şirketi devam ettiği sürece ortaklardan birinin kişisel alacaklısı, hakkını şirketin bilançosu gereğince o ortağa düşen kâr payından ve şirket fesholunmuşsa tasfiye payından alabilir. Henüz bilanço düzenlenmemişse alacaklı bilançonun düzenlenmesi sonucunda borçluya düşecek kâr ve tasfiye payı üzerine haciz koydurabilir. (2) Sermaye şirketlerinde alacaklılar, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebilirler. Haciz, istek üzerine, pay defterine işlenir." hükmünü haiz olup, adı geçen yasada limited şirket ortağının şahsi borçları nedeniyle alacaklının şirketin fesih ve tasfiyesini isteme hakkı düzenlenmemiştir....
yürütülecek işlemlerle sınırlı olmak üzere TTK 547 maddesi uyarınca geçici olarak ihyasına, şirketin --------- tesciline, ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere şirketin önceki tasfiye memuru olan ------------atanmasına, kararın ---------- tescil ve ilanına karar verilmiş,davalı --------dosyada yasal hasım durumunda olup ve dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmayarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
sunulduğunu, müvekkiline şirket ortaklarınca 2003 yılının Mart ayına kadar ücretinin ödenmesine rağmen Nisan ayı da dahil olmak üzere 31.12.2009 tarihleri arası ücretinin ödenmediğini, mahkeme kararı uyarınca en son belirlenen ücretin aylık 900,00 TL olduğunu, dava dışı şirketin fesih ve tasfiyesini isteyen tarafın davalılar olduğunu bu nedenle mevcudun tasfiye masrafları ve tasfiye işlemine refaket eden kayyum olarak görev yapan kişinin masraflarına yeterli olup olmayacağının davalılar tarafından bilinebilecek bir durum olup, bu işlemin masraflarının tasfiye ve fesih işleminde menfaati olan şirket ortaklarınca karşılanması gerektiğini, müvekkilinin bu nedenle davalılara ihtarname keşide ettiğini ve davalılarca ödeme yapılmayınca aleylerinde icra takibi başlattığını ancak, takibin davalıların haksız ve mesnetsiz itirazı ile durdurulduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline, alacağın en yüksek mevduat faizi oranında işlemiş ve işleyecek faizi ile takibin devamına ve davalılar aleyhine %40...
Yargıtay içtihatlarında, şirketin genel kurulunun uzun süredir toplanamaması, şirketin haklı nedenle fesih sebebi olarak kabul edildiğini, dava konusu şirketin, 2012 yılından beri genel kurulunun toplamadığını ve herhangi bir karar almadığını, 6102 sayılı TTK'nın 617. maddesinin, limited şirketlerin olağan genel kurul toplantılarının her faaliyet döneminin sonundan itibaren üç ay içinde yapmaları gerektiğini hüküm altına aldığını, söz konusu düzenlemenin de emredici olduğunu, bu nedenle de şirketin maksadını gerçekleştirmesi imkansız hale geldiğini ve şirketin kurulduğu zamandan itibaren hiçbir ticari faaliyet göstermediğini belirterek davalı şirketin feshi ile şirkete tasfiye memuru atanmasını talep ve dava etmiştir....
Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir. Bilirkişi .................dan alınan bilirkişi raporunda özetle ve sonuç olarak; davalı şirketin haklı sebeple fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, davalı şirkete tasfiye memuru atanması ve davacıların tasfiye paylarının tahsiline karar verilmesi gerektiği, davalı şirketin feshi yerine davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarının duruma uygun düşen ve kabul edilebilir bir çözüm oluşturmayacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir....