Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER : Sözleşme, vergi kayıtları, ihtarname, takip dosyaları, tasfiye raporu, tüm dosya kapsamı....

. - K A R A R - Sudema Ltd.Şti. vekili, müvekkili şirketin iflasına karar verildiğini, iflasa karar verilmeden önce şirketin tasfiye halinde olduğunu, tasfiye kararı alınan şirketin iflasının talep edilmeyeceğini ileri sürerek yargılamanın yenilenerek iflas davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece fesih ve tasfiye kararının işleme konulmadığı, sicile tescil ve ilan edilmediği, bu durumun iflasa karar vermeye engel bir hal olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle iade-i muhakeme talebinin reddine karar verilmiş, karar Sudema Ltd.Şti. vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili tarafından...... aleyhine açılan ve halen yargılaması devam eden dava sırasında kooperatifin fesih ve tasfiye işlemi sonucu sicil kaydının kapatıldığını öğrendiklerini belirtip, açılan davada taraf oluşumunun sağlanıp yargılamaya devam edilebilmesi için kooperatifin ihyasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamında, davacı tarafından ihyası istenen kooperatife karşı .......sayılı dava açıldığı, kooperatif aleyhine açılmış mevcut bir davanın varlığına rağmen sicil kaydının kapatılmasının tasfiye işleminin tamamlanmamış olması sonucunu doğurduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı davalı tasfiye memurları temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

      Bir ticaret şirketinin taraf bulunduğu bir dava devam ederken şirket tasfiye haline girerse, şirketin taraf ehliyeti son bulmaz. Zira şirketin tüzel kişiliği tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere devam eder. Şirket davada taraf olarak kalmayı sürdürür; yalnız, şirket davada tasfiye memurları tarafından temsil edilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. I, ... 2001, s. 935, aynı yönde görüş için bkz. İlhan E. Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6. Bası, ... 1975, s. 209 ). Ancak ortaklık, ticaret sicilinden kaydı silininceye kadar tüzel kişiliğini korur. Bu nedenle, gerek infisah gerekse fesih kararı, ortaklığın sonunu değil, tasfiye işlemlerinin başlangıcını ifade eder. (Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Temel Esaslar, 10. Baskı, 2011, s. 511; İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C. II, 4....

        Atıksu Arıtma Tesisi İnşaatı İşinin Feshedildiğinin ortaklığa bildirildiğini, ... sahibi idare tarafından işin fesih edildiğinin bildirilmesi gerekçesi ile adi ortaklığın sona erdiği ve tasfiye süresinin tamamlanması için davalı şirketten ihtarname ile talep edildiğini, ihtarnameye rağmen davalı şirketin tasfiye sürecinin yürütülmesine yanaşmadığını, herhangi bir işlem yapmadığını, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri sebebiyle 31/10/2013 tarihli Ortak Girişim Sözleşmesinin kuruluş amacı olan işin, feshedilmesi ve hatta imkansız hale gelmesi neticesinde adi ortaklığın sona erdiğini, taraflar arasında tasfiye sürecinin yürütülemediğini belirterek sözleşmenin 10. maddesi ve BK 639/1 gereğince sona eren adi ortaklığın sona erdiğinin tespiti ile tasfiye sürecinin yürütülmesi amacıyla tasfiye görevlisinin atanmasına, tasfiye sürecinin yürütülmesi ile sonlandırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          Taraflar tasfiye konusunda anlaşamadıkları takdirde, mahkeme tayin edeceği tasfiye memuru marifetiyle tespit edilen ortaklık mallarının mevcut olanlarının satılmasına, şayet bu mallar mevcut değilse değerleri bilirkişi marifetiyle belirlenip elde edilen gelirden veya malların belirlenen değerlerinden öncelikle ortaklığın borçları ödendikten sonra kalan kısmın taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmeli, tüm bu hususlarda konusunda uzman bilirkişi kurulundan taraf ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınmalı, böylece tarafların her birinin tasfiye payı belirlenmeli, tasfiye sonucunda davacının bir alacağı doğarsa bu miktarın ödetilmesine karar verilmelidir....

            Valisinin oluru ile iş tasfiye edilmiş ve bu tasfiye kararı ile taraflar arasındaki eser sözleşmesi ilişkisi sona erdirilmiştir. Davacı yüklenicinin işin tasfiye edildiği ana kadar gerçekleştirdiği imalât nedeniyle bedel talebi ya da haksız fesih sebebiyle kâr kaybı alacağı istemi bulunmamaktadır. Davacı talebin 4735 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 24 ve Yapım İşleri Genel Şatrnamesi'nin 22. maddesine dayandırmaktadır. 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nun sözleşme kapsamında yaptırılabilecek ilave işler, iş eksikliği ve işin tasfiyesi başlıklı 24. maddesinin davacının dayandığı (b) bendinin son fıkrası ile Yapım İşleri Genel Şartnamesi'nin aynı başlıklı 22. maddesinin (b) bendinin son fıkrasında "sözleşme bedelinin %80'inden daha düşük bedelle tamamlanacağı anlaşılan işlerde, yüklenici işi bitirmek zorundadır....

              Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır. Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır.". Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan yasa hükmüne göre, öncelikle gerek ortaklık sözleşmesinde, gerekse 25.03.2008 tarihli tasfiye sözleşmesinde, tasfiyenin nasıl yapılacağına dair hüküm bulunmaması nedeniyle, ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerini istemek; bu konuda anlaşamamaları halinde ise, tasfiye işlemini gerçekleştirecek (ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir veya üç kişiyi) tasfiye memuru olarak resen atamak olmalıdır....

                İş Mahkemesinin .... esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, TTK 547/2. maddesi gereğince tasfiye memuru olarak şirket yetkili temsilcisi son tasfiye memuru ....'ın atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına, ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra açılan ihya davasında Ticaret Sicil Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu değil ise de tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle davacı ihya davası açmakta haklı olduğundan HMK'nın 326/1. maddesi uyarınca aleyhine karar verilen davalı son tasfiye memurunun yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu olmasına dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis kılınmıştır.. (Yargıtay 11. HD'nın 08.09.2019 tarih 2019/3602 E, 2019/6319 K. ve 22.02.2017 tarih 2017/279 E., 2017/1041 K. sayılı kararı)....

                  Dava fesih ve tasfiye heyetinin atanması istemine ilişkindir. 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 99. maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı belirtilmesine rağmen, bu davalar mutlak ticari dava değildir. Kanun gereği bu davalara kooperatifin muamele merkezinde bakılması gerekir. Bu sebeple mahkemece bu hususun re'sen dikkate alınması ve davaya bakılması gerekirken yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamış, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 28.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu