Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir. " şeklindedir....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nce verilen 27.12.2016 gün ve 2016/238 - 2016/578 sayılı kararı bozan Daire'nin 14.11.2018 gün ve 2017/1164 - 2018/7054 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü: Davacı vekili, davalının 5 şirket aleyhine açtığı fesih ve tasfiye davalarının kabul edilip müvekkilinin de tasfiye memuru olarak atandığını, bu görevin yerine getirilmesine başlanmasına rağmen uzun süre tasfiye ücretinin ödenmediğini, bu yüzden müvekkilinin tasfiye memurluğundan istifa ettiğini, birikmiş tasfiye memuru alacağı bulunduğunu ileri sürerek, toplam 50.400,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir....

      Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 09/05/2013 gün ve 2011/501-2013/299 sayılı kararı onayan Daire’nin 31/03/2014 gün ve 2013/17777-2014/6239 sayılı kararı aleyhinde davalı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili, davalının 6 şirket aleyhine açtığı fesih ve tasfiye davalarının kabul edilip müvekkilinin de tasfiye memuru olarak atandığını, bu görevin yerine getirilmesine başlanmasına rağmen uzun süre tasfiye ücretinin ödenmediğini, bu yüzden müvekkilinin tasfiye memurluğundan istifa ettiğini, birikmiş tasfiye memuru alacağının bulunduğunu ileri sürerek toplam 60.303,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddini istemiştir....

        Davacının öncelikli talebi ortaklıktan çıkma yönünde olsa da; fesih ve tasfiyesi istenilen şirket iki ortaklı olup, davacı ortak, şirket ortaklığından ayrılarak payını almak istemektedir. Yani şirketin devamında davacının artık bir hukuki menfaati bulunmamaktadır. Şirketin diğer ortağı ise tarafların, şirket kurulduktan sonra bir araya gelerek şirketin feshini kararlaştırıldığını belirtmiştir. Yani, şirketin diğer ortağı da bu şirketin devam ettirilmek istenmediğini beyan etmektedir. Çıkma kararı verilmesi veya fesih ve tasfiye kararı verilmesi halinde davacının elde edeceği menfaat aynıdır. Her iki durumda da şirket ortaklarının ortaklık ilişkisi sona erecek ve varsa şirketteki ayrılma veya tasfiye paylarını alacaklardır. Tasfiye külli bir tasfiye olacağından davacının ayrılma payının gerçek değerinin fesih ve tasfiye halinde daha doğru hesaplanması mümkün hale gelecektir....

          Adi ortaklık hukuki ilişkisinde, tarafların birbirlerinden olan hak ve alacakları ancak tasfiye sonucunda belirlenebilir nitelikte olup, tasfiyeden önce kimin kimden ne miktarda alacaklı olduğu anlaşılamayacağından tarafların ortaklıktan dolayı olan alacağına tasfiye öncesi dönem için faiz yürütülmesi olanaklı değildir. Oysaki hükme esas alınan 18.4.2011 tarihli bilirkişi raporunda, tarafların adi ortaklıktan ve dolayısıyla birbirlerinden olan alacakları hesaplanırken tasfiye öncesi dönem içinde alacaklara faiz yürütülerek nihai alacak miktarı hesaplanmıştır. Bu ise az yukarıda belirtilen ilkeye aykırı bir durumdur. Mahkemece bu hususta yapılması gereken hesaplama yöntemi, tasfiye öncesi dönem için faiz uygulanmaksızın belirlenen alacak miktarlarının tahsili şeklinde olmalı iken, faiz hesaplaması yapılarak belirlenen miktarın esas alınması olanaklı değildir....

            TTK 636/3. maddesi uyarınca fesih ve tasfiye şartları oluşmuşsa mahkemenin fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihlerine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilebileceği düzenlenmiştir. Ancak bu madde uyarınca kabul edilebilir farklı bir çözüm hükmedebilmek için fesih ve tasfiye şartlarının oluşmuş olması gerekmektedir. Limited şirketlerde ayrıca anonim şirketlerden farklı olarak fesih ve tasfiye şartları oluşmamış olsa dahi TTK 638/2 Maddesi uyarınca her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği hususu da düzenlenmiştir. Yani limited şirketlerde, anonim şirketlerden farklı olarak fesih ve tasfiye için haklı sebep oluşturmayan ancak çıkma için haklı sebep oluşturabilecek şartların varlığı halinde her ortağın şirketten çıkmasına izin verilmesini isteyebileceği de ayrıca düzenlenmiştir....

              TTK 636/3. maddesi uyarınca fesih ve tasfiye şartları oluşmuşsa mahkemenin fesih yerine davacı pay sahiplerine paylarının karar tarihlerine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verilebileceği düzenlenmiştir. Ancak bu madde uyarınca kabul edilebilir farklı bir çözüm hükmedebilmek için fesih ve tasfiye şartlarının oluşmuş olması gerekmektedir. Limited şirketlerde ayrıca anonim şirketlerden farklı olarak fesih ve tasfiye şartları oluşmamış olsa dahi TTK 638/2 Maddesi uyarınca her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği hususu da düzenlenmiştir. Yani limited şirketlerde, anonim şirketlerden farklı olarak fesih ve tasfiye için haklı sebep oluşturmayan ancak çıkma için haklı sebep oluşturabilecek şartların varlığı halinde her ortağın şirketten çıkmasına izin verilmesini isteyebileceği de ayrıca düzenlenmiştir....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/16 KARAR NO : 2023/145 DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 06.01.2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 28.02.2023 Mahkememizde görülen Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı ... 06.01.2022 harç tarihli dava dilekçesiyle; 26.09.2011 tarihinden itibaren davalı ... Yapım Film Prodüksiyon Ltd Şti’nin % 50 ortağı olduğunu, şirketin diğer ortağı, yöneticisi ve imza yetkilisinin davalı ... olduğunu, şirketin faaliyetine uzun zaman önce sona erdiğini, 31.01.2015 tarihinde vergi kaydının silindiğini, Ticaret Sicilde vergi kaydının yer aldığını, şirket amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, davalı ... ile şirketin fiilen faaliyette olmamasına rağmen görüşemediklerini, bu nedenle şirketi fesih kararı alamadıklarını belirterek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ve Ticaret Sicilden kaydının silinmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/16 KARAR NO : 2023/145 DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ : 06.01.2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 28.02.2023 Mahkememizde görülen Ticari Şirket (Fesih İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı ... 06.01.2022 harç tarihli dava dilekçesiyle; 26.09.2011 tarihinden itibaren davalı ... Yapım Film Prodüksiyon Ltd Şti’nin % 50 ortağı olduğunu, şirketin diğer ortağı, yöneticisi ve imza yetkilisinin davalı ... olduğunu, şirketin faaliyetine uzun zaman önce sona erdiğini, 31.01.2015 tarihinde vergi kaydının silindiğini, Ticaret Sicilde vergi kaydının yer aldığını, şirket amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığını, davalı ... ile şirketin fiilen faaliyette olmamasına rağmen görüşemediklerini, bu nedenle şirketi fesih kararı alamadıklarını belirterek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine ve Ticaret Sicilden kaydının silinmesine karar verilmesini talep etmiştir....

                    Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse Aynı Kanununun 21.maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir. Yazılı şekil, ayrıca açıklık, aleniyet ve ispat fonksiyonu haizdir. Yazılı şekil, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18’inci maddesi uyarınca yapılacak fesihler için geçerlilik şartı olarak aranmaktadır. Madde uyarınca, işveren fesih bildirimini yazılı yapmak zorunda olduğu gibi fesih sebeplerini de yazılı olarak göstermek zorundadır. Somut olayımızda 31.01.2020 tarihli fesih bildiriminde özetle;"…T3 A.Ş.’nin iflasına karar verilmiştir. Bu kararlar doğrultusunda banka şubeleri kapatılmış ve bankacılık hizmetlerinin verilmesi sonlandırılmıştır. İflas ve tasfiye sürecine bağlı olarak tüm birimlerde küçülme ve tasarruf politikası izlenmektedir. Bankanın tasfiye süreci devam etmekte olup tasfiye süreci sebebi ile oluşan işgücü fazlalığı nedeniyşe bazı birimlerde personel azaltmak zorunlu hale gelmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu