Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şti'nin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ilamıyla fesih ve tasfiyesine karar verilerek tasfiye işlemlerini yürütmek için tasfiye memuru görevlendirildiğini, tasfiye halindeki şirketin hisselerinin 120 paya bölünerek bunlardan 60 tanesinin müvekkiline, geri kalanların eşit oranlarda davalılara ait olduğunu, şirket ortaklarından ...ve ...'...

    Bir ticaret şirketinin taraf bulunduğu bir dava devam ederken şirket tasfiye haline girerse, şirketin taraf ehliyeti son bulmaz. Zira, şirketin tüzel kişiliği tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere devam eder. Şirket davada taraf olarak kalmayı sürdürür; yalnız, şirket davada tasfiye memurları tarafından temsil edilir (Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. I, İstanbul 2001, s. 935, aynı yönde görüş için bkz. İlhan E. Postacıoğlu, Medeni Usul Hukuku Dersleri, 6. Bası, İstanbul 1975, s. 209 ). Ancak ortaklık, ticaret sicilinden kaydı silininceye kadar tüzel kişiliğini korur. Bu nedenle, gerek infisah gerekse fesih kararı, ortaklığın sonunu değil, tasfiye işlemlerinin başlangıcını ifade eder. (Hasan Pulaşlı, Şirketler Hukuku Temel Esaslar, 10. Baskı, 2011, s. 511; İsmail Doğanay, Türk Ticaret Kanunu Şerhi, C. II, 4....

      hükümleri de değerlendirilerek tasfiye gerçekleştirilmelidir....

        Ancak, bu nitelikte bir davada davalı şirket ortağına husumet düşmeyeceği gözden kaçırılması doğru olmadığı gibi davacının, dava dilekçesinde çıkma yönünde irade açıklamasında bulunduğu gözetilmek suretiyle TTK’nın 636/3 maddesinde şirketin feshi yerine ortağı şirketten çıkarma ve/veya başkaca kabul edilebilir bir çözüme karar verilebileceği de düzenlenmişken bu konuda neden bu şekilde bir taktir hakkı kullanıldığı gerekçesi ortaya konulmadan doğrudan şirketin fesih ve tasfiyesine hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2- Davacı, dava dilekçesinde çıkma ve şirketin fesih ile tasfiyesi dışında davalı şirket adına kayıtlı markanın kendi adına tescilini de talep etmiş olup, bu talep çıkma, fesih ve tasfiye istemlerinden farklı nitelikte olup, mahkemece bu husustaki talebin tasfiye aşamasında ayrıca değerlendirilecek bir talep olarak gözetilmesi ve bu talebe ilişkin olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. 3- Kabule göre de taraflar arasında güven ilişkisinin zedelendiği...

          ve tasfiyesine, fesih kararı alınması halinde ortaklığa tasfiye memuru atanmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 25.000,00 TL ......

            Ancak, Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644.maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür. Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir....

              Şirketi'nin haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak ...'in atanmasına, tasfiye memuruna ...-TL ücret takdirine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Neden ve kanıtları yukarıda açıklandığı üzere, Davanın kabulü ile; Antalya Ticaret Sicil Müdürlüğünün ... sırasında kayıtlı ... ŞİRKETİ'NİN haklı nedenle fesih ve tasfiyesine, Tasfiye memuru olarak ...'in atanmasına, tasfiye memuruna ...-TL ücret takdirine, Alınması gerekli ...-TL harçtan, peşin olarak alınan ...-TL harcın mahsubu ile kalan ...-TL harcın davalıdan ALINMASINA, Davacı tarafça yapılan dava ilk masrafı ...-TL, tebligat gideri ...-TL olmak üzere toplam ...-TL yargılama giderleri ve mahkememizde peşin olarak alınan harç gideri ...-TL olmak üzere toplam ......

                ın tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuru için aylık 500 TL ücret takdirine, Fesih ve tasfiyenin, bu kararın kesinleşmesinden itibaren geçerli olmasına, TTK'nın 533. maddesi uyarınca tasfiye sonuna kadar şirketin unvanına "Tasfiye halinde" ibaresinin eklenmesine, Karar kesinleştikten sonra keyfiyetin tescil ve ilanına, 2-Davanın Davalı ... açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, 3-Alınması gereken 59,30-TL harçtan, peşin alınan 44,40-TL mahsubu ile eksik yatan 14,90-TL'nin davalı şirketten tahsili ile hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin harç ve 44,40-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 88,80-TL'nin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. göre hesaplanan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan 185,80-TL yargılama gideri davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine...

                  çalışmasının tasfiyesi anlamına geleceği, mahkemece yapılacak işin, davacının 1.dönem çalışması karşılığı olan kıdem tazminatının 07.03.1993 tarihi itibariyle kaç lira olduğu belirlenip 12.02.1993 tarihinde yapılan ödeme avans kabul edilerek ödenen 50 TL'nin 12.02.1993-07.03.1993 arası yasal faiziyle birlikte hesaplanıp 08.03.1993 tarihinde ödenen 75,31 TL'ye eklenmesi sonucunda bulunacak rakam, ilk dönem hak edilen kıdem tazminatını karşılıyor ise ilk dönemin tasfiye edildiğinin kabulü, karşılamıyor ise ödemenin karardaki gibi avans olarak değerlendirilip sonuca gidilmesinden ibaret olduğu, ödenen paraların bu şekilde değerlendirme yapılmadan avans olarak değerlendirilmesi ve ilk dönemin tasfiye edilmediğinin kabulünün hatalı olduğu” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir....

                    Bu itibarla fesih talebi için haklı sebeplerin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Fesih sebeplerinin davacının kusuru ile doğduğunu gösteren bir bilgi, belge de bulunmamaktadır. Diğer iki ortağın yabancı uyruklu olması ve ülkeden ayrılmış olmaları, ortakların bir araya gelme ihtimalinin fiilen kalmamış olması sebebiyle TTK.nin 530. maddesinin eldeki davada uygulanırlığı bulunmamaktadır. Şirketin feshini haklı kılan sebeplerin varlığına rağmen yaşatılmasının ekonomik ve rasyonel açıdan şirketin fiilen herhangi bir ticari faaliyette bulunmaması da dikkate alındığında şirketin feshi yerine uygun görülecek diğer alternatif bir çözüme karar verilmesinin şartlarının da oluşmadığı ------------anlaşılmış; açıklanan sebeplerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının şirkete tasfiye memuru olarak atanması istemi de uygun görülmüş, ücret takdir edilmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu