Buna göre tasfiye işlemleri eksik yapılmış olup, tasfiye işlemlerinin eksik yapılmasından tasfiye memuru sorumludur.Tasfiye halinde bulunan şirkete dava dilekçesinin tebliğ edilmemiş olması veya şirket kaydı silindikten sonra tebliğ edilmiş olması sonucu değiştirmeyecektir. Dava konusu dosyada; şirketin fesih ve tasfiye işlemlerinden sonra ---------- dosyasında davanın görülebilmesi için davaya konu terkin edilen şirketin ihyası zorunlu bulunmakla davanın kabulü ile şirketin ihyasına karar vermek gerekmiştir.Davacı tasfiye memuru tasfiye işlemlerini eksik bıraktığından dava açılmasına sebep olmuştur....
Bu durumda 6102 sayılı TTK'nun yürürlüğünden sonra 12.08.2013 tarihinde limited şirketteki kar payına haciz koyduran ortağın şahsi alacaklısı şirketin feshini ve tasfiyesini isteyemeyeceği gibi somut olayda anılan fesih taleplerinin ortaklardan ayrı bir tüzel kişilik olan şirkete dahi değil şirketin diğer ortaklarına bildirilmesinin yasal hiç bir dayanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki, 6762 sayılı TTK'nun ortağın şirketteki kar payına tasfiye payına haciz koyduran şahsi alacaklısına tanıdığı fesih hakkının İcra Müdürlüğü aracılığı ile kullanılacağına ilişkin İİK'da bir düzenleme bulunmamaktadır. Takibin tarafı olmayan 3. şahıslar hakkında İcra Müdürlüğü'nce ancak İİK'da yer bulan borçlunun kendilerindeki hak ve alacaklarının haczi için haciz müzekkeresi, (İİK.85), haciz ihbarnamesi (İİK.89) göndermek suretiyle sınırlı işlemler yapılabilir....
Bu durumda 6102 sayılı TTK'nun yürürlüğünden sonra 12.08.2013 tarihinde limited şirketteki kar payına haciz koyduran ortağın şahsi alacaklısı şirketin feshini ve tasfiyesini isteyemeyeceği gibi somut olayda anılan fesih taleplerinin ortaklardan ayrı bir tüzel kişilik olan şirkete dahi değil şirketin diğer ortaklarına bildirilmesinin yasal hiç bir dayanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki, 6762 sayılı TTK'nun ortağın şirketteki kar payına tasfiye payına haciz koyduran şahsi alacaklısına tanıdığı fesih hakkının İcra Müdürlüğü aracılığı ile kullanılacağına ilişkin İİK'da bir düzenleme bulunmamaktadır. Takibin tarafı olmayan 3. şahıslar hakkında İcra Müdürlüğü'nce ancak İİK'da yer bulan borçlunun kendilerindeki hak ve alacaklarının haczi için haciz müzekkeresi, (İİK.85), haciz ihbarnamesi (İİK.89) göndermek suretiyle sınırlı işlemler yapılabilir....
Bu durumda 6102 sayılı TTK'nun yürürlüğünden sonra 12.08.2013 tarihinde limited şirketteki kar payına haciz koyduran ortağın şahsi alacaklısı şirketin feshini ve tasfiyesini isteyemeyeceği gibi somut olayda anılan fesih taleplerinin ortaklardan ayrı bir tüzel kişilik olan şirkete dahi değil şirketin diğer ortaklarına bildirilmesinin yasal hiç bir dayanağı bulunmamaktadır. Kaldı ki, 6762 sayılı TTK'nun ortağın şirketteki kar payına tasfiye payına haciz koyduran şahsi alacaklısına tanıdığı fesih hakkının İcra Müdürlüğü aracılığı ile kullanılacağına ilişkin İİK'da bir düzenleme bulunmamaktadır. Takibin tarafı olmayan 3. şahıslar hakkında İcra Müdürlüğü'nce ancak İİK'da yer bulan borçlunun kendilerindeki hak ve alacaklarının haczi için haciz müzekkeresi, (İİK.85), haciz ihbarnamesi (İİK.89) göndermek suretiyle sınırlı işlemler yapılabilir....
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 11/05/2020 tarihli raporda; "...davacının iş akdinin fesih gerekçesi olan işin, işyerinin ve işletmenin gereklerinden kaynaklanan Geçerli Neden olguları incelenmiş ve yapılan analiz çalışmaları sonucunda; • Fesih bildirgesinde sözü edilen işletmesel kararın iş akdi feshinden önceki süreçte alınan bankanın tasfiyesine yönelik karar olduğu ve kararın yazılı nitelikte olduğu, • İşletmenin tasfiye çalışmaları nedeniyle oluşan küçülme sebebi ile yönetimsel kararlar alarak kira, personel vb. giderlerden tasarruf yoluna gittiği, • Davalı işletmenin, davacının işe giriş tarihindeki faaliyet konusu tamamen değiştiğini ve işletme organizasyon ve personel niteliğinin tasfiye gereklerine uygun yapılandırıldığı, • Müflis bankanın aktif büyüklüğünün tasfiye sürecine paralel olarak küçüldüğü, yeni iş ve hizmet üretilmediği, personel sayısının fesih sürecinde azalan seyir izlediği ancak hali hazırda tasfiye işlemlerinin sürdüğü ve personel istihdamının tasfiye sürecine...
Bu durumda mahkemece; davanın yönlendirildiği tasfiye memurlarının davalı kooperatifin son tasfiye memurları olmadığı, adı geçenlerin pasif husumet sıfatının bulunmadığı gözetilerek, davacıya, davalı kooperatifin son tasfiye memurları ...'a dava açmak üzere süre verilmesi, açtığında, işbu dava ile birleştirilmesi, son tasfiye memurlarının varsa savunma ve delillerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan davalılarca pasif husumet sıfatlarının bulunmadığı yönünde yapılan savunma gözardı edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
ve tasfiye edilerek tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir....
müdürlüğü cevabi yazısı ve dosyadaki belgelere göre ihyası istenen kooperatifin 16.10.2019 tarihli genel kurulunda alınan fesih kararıyla tasfiye sonucu sicilden terkin olunduğu, davacının ihyası istenen kooperatife karşı munzam zarar istemli açtığı Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/76 E sayılı (bozma öncesi 2014/824-2016/90 K) davasının derdest olması nedeniyle taraf teşkilinin sağlanması amacıyla tasfiye sonucu sicilden terkin olunan kooperatifin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı tasfiye memurları, derdest dava olmasına rağmen fesih işlemini gerçekleştirmekle usulünce tasfiye yapmadıkları için eldeki ihya davasında yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları doğrudur. Terkine dayanak son genel kurul toplantısında sadece fesih kararı alınmış, yapı kooperatifinin site işletme kooperatifine dönüştürülmesine dair bir karar alınmadığından fesih sonucu sicilden terkin olunan kooperatifin ihyasına karar verilmesi yerindedir....
esas sayılı dosyasında tüzel kişilik perdesinin aralanması davasını açmıştır.Mahkememizce fesih ve haklı nedenle ortaklıktan çıkma davası ile tüzel kişilik perdesinin aralanması davaları usulen birlikte görülemeyeceğinden tefrik kararı verilmiş, tefrik edilen dosya 2022/... esasına kaydedilip, 2022/... sayılı yetkisizlik kararı verilmiştir. Mahkememiz dosyasında talep edilen Tasfiye ortaklar kurulu kararı ile gerçekleşmiştir. Kararın iptali davacı tarafından istenmemiştir.Yapılacak tasfiye sonucu davacıya ait olan paylara isabet eden bedel borç-alacak tasfiyesi sonucu ödenecektir. Mahkememiz dosyasında davacının tasfiye-fesih talepleri konusuz kalmıştır. Şirket ortaklar kurulunun kar dağıtmama kararlarına karşı açılmış ve kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığı sabittir. Bu nedenle davacının geçmiş yıllara ilişkin olarak istediği kar payı varsa tespiti ve ödenmeside yapılacak tasfiye sonucu tasfiye memurunca karara bağlanacaktır. Bu nedenle reddedilmiştir....
nin fesih ve tasfiyesine, -Tasfiye memuru olarak şirket ortakları ... (TC: ...) ve ...'...