Maddesine göre tebliğ edildiği ve davaya cevapta bulunmadığı anlaşılmıştır.Davacı duruşmadaki beyanında; bu şirketin boşandığı eşi ile birlikte kurduklarını, şirketin diğer ortağının kız kardeşi ------olduğunu, şirketin yetkilisinin de kız kardeşi olduğunu, kendisinin ev hanımı olduğunu, şirket yönetimi ile ilgisi olmadığını, şirketin hiç bir faaliyetinin olmadığını, boşandığı eşinin gemide çalışması sebebi ile sürekli yurt dışında olduğunu, diğer ortak olan eski eşinin tasfiye işlemlerini yapabilmesi için kendisine yetki veren bir vekaletname gönderdiğini, şirketin diğer yetkilisi olan kız kardeşi ile mali sorunlar nedeni ile anlaşmazlıklar çıktığını, kız kardeşinin yurt dışında yaşadığını, bu nedenle şirketin tasfiyesini tamamlayacak kimse olmadığını, bu nedenle şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ettiğini, ayrıca eğer fesih ve tasfiye şartları olmadığı kanaatine varılırsa şirket ortaklığından çıkmak istediğini, herhangi bir ayrılma akçesi talebi olmadığını beyan etmiştir...
Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir. Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oy birliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır. Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır....
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirket açısından davanın kabulü ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, tarafların ortak bir tasfiye memuru bildirmemiş olmaları dikkate alınarak re'sen tasfiye memuru görevlendirilmesine, fesih ve tasfiye davalarının şirket tüzel kişiliği aleyhine yöneltilmesi gerekli ve yeterli olduğundan, şirket ortağı alan davalı ... hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı ... vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 11/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Geri Dönüşüm Metal İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nin açıldığı, daha sonra bu şirket bilgileri kullanılarak şahısların dolandırıldığı ve kendisinin de mağdur olduğundan bahisle şirketin kapatılarak tasfiyesine karar verilmesine yönelik olarak fesih ve tasfiye davası açılmış ise de; fesih ve tasfiye davasının fesih ve tasfiyesi istenen şirket hasım gösterilerek ve şirket merkezinin bulunduğu yerde açılması gerektiği, şirket ortağı dahi olmayan gerçek kişiye husumet yöneltilemeyeceği, incelenen tüm dosya kapsamıyla anlaşılmış, davanın husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir....
Davalılar ise yargılama sırasında tasfiye olmadan alacak isteminin dinlenemeyeceğini savunmuşlardır. Mahkemece adi ortaklığın feshi ile ilgili dava müracaata kalıp yasal süresi içinde yenilenmediği gerekçesiyle ortaklığın feshi ile ilgili davanın açılmamış sayılmasına, ortaklığın vergi, prim ve telefon borçları nedeniyle davacı tarafından yapılan ödemelerden dolayı davalı hisselerine düşen kısımların ödetilmesine karar verilmiştir. Adi ortaklıkta fesih ve tasfiye olmadan alacak konusunda karar verilemez. Adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemleri resen fesih ve tasfiyeyi gerektirdiğinden sadece davacı vekilinin bu konudaki beyanı esas alınarak adi ortaklığın feshi talebi konusunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru değildir....
Yerel mahkemece dosyaya sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda " müflis bankaya fesih öncesinde ve fesih tarihinde 13 ve fesih sonrasında 16 işçinin işe alındığı, fesih öncesinde ve fesih tarihinde 64 işçinin, fesih sonrasında da 17 işçinin işten ayrıldığı, en çok ayrılmaların Temmuz-Eylül-Kasım/2019 ve Ocak/2020 aylarında, en fazla işçi aliminin ise Aralık/2019 ayında (fesih sonrası ayda) olduğu, davacının 29.11.2019 tarihinde işten çıkartıldığı, ancak davalı müflis bankaya 03.12.2019 tarihinde davacı ile aynı pozisyonda Sayime REYHANOĞLU’nun işe alındığı belirlenmiştir. (Fesih öncesi ve sonrası davacının çalıştığı İflas İdaresi İşlemleri Müdürlüğü’nde işçi sayısı (5 işçi) değişmemiştir.)...
Ortaklar kurulu kararı ile fesih ve tasfiyesine karar verilen şirketin tasfiyesi sonucu sicilden kaydının silinmesinden sonra açılan ihya davasında ... Müdürlüğü yasal hasım olduğundan yargılama giderlerinden sorumlu olmayıp, davacı ihya davası açmakta haklı ise de, tasfiye tarihi itibariyle açılmış bir hizmet tespiti davası bulunmadığından, davalı son tasfiye memurunun da yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerekmektedir. Davalı son tasfiye memuru ... vekilinin istinaf sebebi yerindedir. Bu durumda, istinaf kanun yoluna başvuran davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararı yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memuru ... vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile İzmir 6....
Bu aşamalardan sonra ise; tasfiye memurunun yaptığı tasfiye işleminin sonuç bilançosuna göre hakim, (HMK'nın 297.maddesi uyarınca) tarafların hak ve yükümlülüklerini saptayıp, tasfiye işlemini sonlandırmalı ve bu doğrultuda hüküm oluşturmalıdır. Somut uyuşmazlıkta taraflar arasında 07/11/2013 tarihli adi ortaklık sözleşmesi yapıldığı, sözleşmeye göre idareci ortağın davalı olduğu, resmi işlemlerin de davalı idareci ortak üzerinden yürütüldüğü, davacının idareci ortağın hesap vermemesi ve kâr payı dağıtmaması nedeniyle adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini talep ettiği anlaşılmaktadır....
Yapılan incelemede, şirketin hem organsız kalması nedeniyle hem de uzun süredir pasif olup tasfiyesinde davacı yönünden haklı neden bulunduğundan fesih ve tasfiyesine, vasinin talebi uyarınca kendisinin tasfiye memuru olarak atanmasına, davanın niteliği gereği yargılama giderinin davalı şirketten tahsil edilmesine, tasfiye giderlerinin ise sonuçta şirketten alınmak şartıyla şimdilik davacı tarafça karşılanmasına karar vermek gerektiği anlaşılmış ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : 1-Davacının davasının KABULÜNE, ... Ticaret Sicil Müdürlüğünün...sicil numarasında kayıtlı ... Ltd. Şti'nin haklı nedenle ve organ eksikliği nedeniyle FESHİNE VE TASFİYESİNE, 2-Tasfiye memuru olarak ... T.C kimlik nolu ...'...
Her ne kadar ihyası istenilen şirketin-------Ticaret Sicil Müdürlüğünden sicilinin terkin tarihi olan 15/08/2014 tarihi nazara alındığında dava tarihi olan 15/08/2022 tarihi itibariyle 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği görülmekte ise de davacı tarafından davaya dayanak gösterilen ------ Asliye Ticaret Mahkemesi 'nin -------Karar sayılı kesinleşen fesih ve tasfiye kararı bulunduğundan bu kararın tescil ve ilanı gerektiğinden mahkememizce hak düşürücü süre nazara alınmayarak davacının hukuki yararı bulunduğu da göz önüne alınarak-----Ticaret Sicil Müdürlüğünün ----- sicil numarasında kayıtlı iken şirketin 15/08/2014 tarihinde sicilden resen terkin edilen ------Karar sayılı şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin kararın------- Ticaret Siciline tescil ve ilanı ile sınırlı olmak kaydı ile TTK 547. maddesi uyarınca ek işlemler sonuçlanıncaya kadar ihyasına ve tasfiye memuru olarak şirketin son yetkilisi------atanmasına, davanın niteliği ve davalı tarafın yasal hasım olması nedeniyle davalının...