WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyada bulunan kanıt ve belgelere, kararın dayandığı gerekçelere göre faiz alacağının tahsiline karar verilmesi doğrudur. Ancak; 1) Davanın faiz alacağı istemine ilişkin bölümü için, 3095 Sayılı Kanunun 3. maddesi uyarınca faize faiz yürütülemeyeceği düşünülmeden, hükmedilen bedele dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi, 2) Ecrimisil bedeline hükmedilebilmesi için el atma nedeniyle davacıların bu yeri kullanamamalarından dolayı kazanç kaybına uğramaları gerekmektedir....

    İcra müdürlüğü'nün 2003/4132 sayılı dosyasından takip konusu yapılan faiz oranının haksız olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı alacaklı takibinde 1.050 TL işlemiş faiz ve 8.050 TL alacağa %60 oranında faiz uygulanmasını istediği, icra takibine süresinde itiraz etmemesi nedeniyle kesinleşen takibe karşı borçlu menfi tespit davası açabileceği gibi borcu ödedikten sonra da İİK'nun 72. maddesi uyarınca istirdat davası da açabileceği, somut olayda davacı borçlunun takip nedeniyle ödeme yapmadığına göre menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunduğu, süresinde itiraz edilmemesi nedeniyle takip yönünden kesinleşen faiz oranına karşı menfi tespit davası açılmasına yasal bir engel bulunmadığından mahkemece davalı alacaklının takip tarihi itibariyle talep edebileceği faiz oranı ve işlemiş faiz toplamı tespit edilip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddinde isabet görülmediği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur....

      Görüldüğü gibi dava dilekçesinde faiz talebi mevcuttur. Faizin başlangıcının belirtilmemiş olması nedeniyle dava tarihinden itibaren faiz istendiğinin kabulü gerekir. Mahkemece bu yönler gözetilmeden yanılgılı gerekçelerle faiz talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte gösterilen nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 27.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        uyguladığı, paranın banka nezdinde tutulduğu sürenin 62 gün olduğu konusunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, ancak davacı kurumun talimata rağmen aktarılmayan paranın 478.000,000 TL olduğunu ve vade sona erdiğinden %10 oranında 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanuna (3095 sayılı Kanun) göre temerrüt faizi talep ettiğini bildirerek ıslah suretiyle temerrüt faizi talebinde bulunduğu, nitekim aynı dönemde ticari işlerdeki temerrüt faiz oranı davacının talep ettiği, temerrüt faizi oranı tutarında olup, "Faiz=Ana paraxGecikilen Gün SayısıxFaiz Oranı/360x100" formülünden hareketle yapılan hesaplamada davacının uygulanan faiz oranı farklılığı nedeniyle faiz gelirinin 6.901.534,05 TL olması gerekirken 5.990.531,73TL olduğu, dolayısıyla aradaki farkın 911.002,52TL olduğu, davacının talebinde 365 gün esası üzerinden talepte bulunduğu, talepten fazlaya hüküm verme yasağı nedeniyle 360 gün üzerinden yapılan hesaplamada daha yüksek miktar oluşmasına rağmen davacının talebi ile bağlı...

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup hakedişte yüklenicinin alacağından yapılan haksız kesinti nedeniyle alacak ve yüklenicinin başka bir iş nedeniyle gerçekleşen hakedişinin haklı olarak kesilip iade edilen bedel nedeniyle faiz alacağının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir. ......

            Uyuşmazlık; açılan davada asıl alacağa bağlı faiz talebinde bulunulmamış ve hüküm altına alınmamış olması nedeniyle, açılacak bir başka davada faiz talebinde bulunulup bulunulamayacağına ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun "Asıl borca bağlı hak ve borçların sona ermesi" başlıklı 131.maddesi " Asıl borç ifa ya da diğer bir sebeple sona erdiği takdirde, rehin, kefalet, faiz ve ceza koşulu gibi buna bağlı hak ve borçlar da sona ermiş olur. İşlemiş faizin ve ceza koşulunun ifasını isteme hakkı sözleşmeyle veya ifa anına kadar yapılacak bir bildirimle saklı tutulmuş ise ya da durum ve koşullardan saklı tutulduğu anlaşılmaktaysa, bu faizler ve ceza koşulu istenebilir." düzenlemesini içermektedir. Bilindiği üzere, faiz asıl alacağın bir bölümü olmayıp, onun feri nitelikte bir alacak olduğundan faiz istenmeden asıl alacak için açılan dava, bir kısmi dava olmayıp tam davadır....

            Hükme esas alınan hesap raporun da ise bilirkişinin % 20,14 sürekli işgöremezlik onanına göre 01.04.1998 ile 01.02.2001 tarihleri arasında ödenmesi gereken aylıklar için 22.08.2002 tarihine kadar işleyen faizi hesapladığı buna karşılık, davacının kontrol için süresinde başvurmasına rağmen % 30 iş göremezlik oranı üzerinden bağlanan gelirin Kurumca durdurularak, kontrol sonrasında 22.08.2002 tarihinde birikmiş olarak ödenmesi nedeniyle bu aylıklar yönünden işleyen faizin hesaplanmadığı görülmektedir. Hal böyle olunca davacının faiz alacağının noksan hesaplandığı açıktır. Yapılacak iş davacının % 30 sürekli iş göremezlik oranına göre almakta olduğu gelirin durdurulduğu 22.01.2002 ile yeniden bağlanarak birikmiş aylıkların ödendiği 22.08.2002 tarihleri arasındaki gelirlerinin geç ödenmesi nedeniyle ortaya çıkan faiz alacağı da dahil olmak üzere davacının faiz alacağını hesaplatmak ve sonucuna göre karar verilmekten ibarettir....

              Takipte 279.328.44-TL Asıl alacak, 217.87-TL İşlemiş faiz, 10.89-TL Faizin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam: 279.557.20-TL Talebin bulunduğu, Asıl alacağın 30.11.2018 kat tarihinden, 31.01.2019 tarihine kadar işleyen faizin asıl alacağa ilavesi nedeniyle asıl alacağın tespitimizin üstünde, 1 günlük faiz hesabı yapılması nedeniyle faiz alacağının tespitimizin altında olduğu, faiz alacağı yönünden taleple bağlı kalındığında: 269.649.02-TL Asıl alacak 217.87-TL İşlemiş faiz 10.89-TL Faizin % 5 gider vergisi 269.877.78-TL Toplam Banka alacağından davalı ... ın asıl borçlu sıfatıyla sorumlu olduğu değerlendirilmiştir....

                Dava, fazla ödenen faiz borcunun istirdatı istemine ilişkindir. Mahkemece istemin kısmen kabulü ile 62.439,69 TL nin istirdatına karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davacının, davalıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, davacı kiracının bir kısım kira parasını ödememesi nedeniyle hakkında icra takibi yapıldığını, davacı kiracının itirazının kaldırıldığını, davacının fazla olarak 63.596 TL faiz ödediğini belirterek fazladan ödediği faiz borcunun istirdatını talep etmiştir. İsteme konu Marmaris İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/280 esas sayılı dosyasında davacı kiracının Marmaris 1. İcra Müdürlüğünün 2012/559 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 57.500,00 TL asıl alacak ve 4.216,67 TL işlemiş faiz üzerinden kaldırılmasına karar verilmiş, belirtilen dosyanın Dairemizin 09.09.2013 tarihli ilamıyla faiz borcuna yönelik TBK'nun 120. maddesindeki düzenlemenin dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır....

                  Davalı vekilli, 19.07.2007 tarihli sözleşme koşullarının birlikte kararlaştırıldığını, ana para konusunda ihtilaf bulunmadığını, belirlenen faiz oranları ve işlemiş faizin yasaya aykırı olmadığını, ödeme maksatlı çek verildiğini belirterek davanın reddine, kötüniyetli dava nedeniyle tazminata hükmedilmesini istemiştir. Mahkemece, davacının 19.07.2007 tarihli sözleşmeyi rızası hilafına imzaladığına ilişkin somut bir iddia ileri sürmediği, tacir olan davacının basiretli bir iş adamı gibi davranması gerektiği, 19.07.2007 tarihli sözleşmenin davacı asil ve hazır olan avukat tarafından imzalandığı, sözleşmede bileşik faiz kararlaştırılmadığı, kararlaştırılan faiz oranlarının yasada belirlenen faiz hadlerinden yüksek olmadığı, ticari muameleleri de şart edilmemiş olsa da faiz verileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu