İcra Müdürlüğünün 2007/407 Esas sayılı dosyası nedeniyle 27.336 TL faiz borçlarının bulunmadığının tespitine, ... 8.İcra Müdürlüğünün 2007/1246 Esas sayılı dosyasında davalıya ödenen 849,78 TL faizin istirdatına ve %40 icra tazminatına karar verilmesini istemiş, mahkemece ... 2.İcra Müdürlüğünün 2006/3917 Esas sayılı dosyası yönünden açılan menfi tespit davasının kesin hüküm nedeniyle reddine, ... 8. İcra Müdürlüğünün 2007/1246 Esas sayılı dosyası yönünden açılan istirdat davasının hak düşürücü süre yönünden reddine, ... 8. İcra Müdürlüğünün 2007/407 Esas sayılı dosyası nedeniyle açılan menfi tespit davasının kısmen kabulüne, takip tarihi itibariyle davacıların 1.718,08 TL işlemiş faiz borcunun bulunduğunun tespiti ile asıl alacağa icra takip tarihi olan 16/02/2007 tarihinden itibaren aylık % 6 oranında işlemiş faiz uygulanmasına karar verilmesi üzerine hüküm davacılar ve davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 3....
Mahkemece iddia, cevap ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde akdi faiz oranının davacı bankanın uyguladığı en yüksek faiz oranı, temerrüt faizinin ise bunun yarı oranında fazlası olduğunun belirlendiği, bu doğrultuda davalının faiz miktarı sorumluluğunun tespiti gerektiği gerekçesiyle faiz alacağı talebinin kısmen kabulüne, ancak itiraz konusu alacak kaleminin faize ilişkin olması nedeniyle niteliği itibariyle miktarı belli ve likit sayılan alacaklardan olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı banka vekilince temyiz edilmiştir. Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine sadece faiz yönünden yapılan itirazın iptaline ilişkindir....
Mahkemece iddia, cevap ve benimsenen bilirkişi raporu doğrultusunda taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinde akdi faiz oranının davacı bankanın uyguladığı en yüksek faiz oranı, temerrüt faizinin ise bunun yarı oranında fazlası olduğunun belirlendiği, bu doğrultuda davalının faiz miktarı sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle faiz alacağı talebinin kısmen kabulüne, ancak itiraz konusu alacak kaleminin faize ilişkin olması nedeniyle niteliği itibariyle miktarı belli ve likit sayılan alacaklardan olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş hüküm davacı banka vekilince temyiz edilmiştir. Dava genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine sadece faiz yönünden yapılan itirazın iptaline ilişkindir....
Somut olayda, kesinleşen mahkeme kararı ile davacının 01.01.2004 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı almaya hak akzandığının tespitine, ödenmeyen aylıklarına mahsuben taleple bağlı kalınarak 3.000,00TL'sının 06.04.2006 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verildiği, davacının 07.10.2008 tarihinde Kuruma verdiği dilekçe ile faiz alacağını saklı tuttuğu, 25.01.2009 tarihinde davacıya toplu olarak ödeme yapıldığı, Kurumun 22.03.2013 tarihli yazısı ve ekindeki belgelerden yaşlılık aylığının geç ödenmesi nedeniyle davacıya bir miktar faiz ödemesi yaptığı anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca, davacı faiz alacağını saklı tuttuğuna göre davacıya faiz ödemesi yapılması gerekir ise de Kurumca davacıya yaşlılık aylığının geç ödenmesi nedeniyle faiz ödemesi yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa ödeme miktarı net olarak tespit edilerek, ödenen miktar bilirkişinin hesapladığı faiz alacağından düşülerek çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile...
İcra Müdürlüğünün 2004/1923 sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalının itiraz etmesi nedeniyle itirazın iptali davası açıldığını,... 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/248 Esas sayılı dosyası ile davalının itirazının kısmen iptaline, takibin 39.069,48 TL üzerinden devamına karar verdiğini, mahkeme kararının icra dosyasına ibraz edilmesinden sonra davalı-borçluya gönderilen icra emrinde kesinleşen faiz oranı yerine zuhulen Reeskont Avans faizi talep edildiğini,alacağa uygulanan % 48 faiz oranının kesinleşmesi nedeniyle müktesep hak oluştuğunu, davalının 13....
ilkesi uyarınca davanın kabulü mümkün olsa dahi asla ve asla manevi tazminat yönünden yapılan faiz hesaplamasını hükme esas alınması mümkün olmadığı, davacının faiz alacağı olduğunu kabul etmemekle birlikte, mahkeme tarafından hükme esas alınan faiz türünün hatalı olarak belirlendiğini, hükme esas alınması gereken faiz türünün ticari faiz değil yasal faiz olması gerektiği hususlarına ilişkindir.Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatın feri niteliğinde olan faiz istemine ilişkindir.Dosya içeriğinden davacının; fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak açtığı tazminat davasının İstanbul Anadolu 3....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davalı şirketten bir alacağının söz konusu olmadığını, buna ilişkin savunmaların 2016/942 Esas sayılı dosyada ileri sürüldüğünü, huzurdaki davada faizi talep edilen alacağın kendisinin taraflar arasında tartışmalı olması nedeniyle çekişmeli böyle bir alacağın faizinin olabilmesinin söz konusu olamayacağını, davacının önceki davada faiz alacağına dair hakkını saklı tutmamış olmasına rağmen huzurdaki davada faiz talebinde bulunmasının haksız olduğunu, daha önce faiz talebinde bulunulmamış olması nedeniyle faiz alacağından feragat edilmiş olacağını, davacı tarafın davasını belirsiz alacak davası olarak nitelendirmiş olsa da ikame edilen davanın belirsiz alacak davası niteliklerine haiz olmadığını, belirsiz alacak davasının şartlarını taşımadığını, Yargıtay 9....
Hukukî ilişkilerde temerrüt durumunda, uygulanması öngörülen temerrüt faiz oranı, Türk Borçlar Kanunu madde 120 uyarınca, yıllık yasal faiz oranının (yasal faiz oranı %9’dur) yüzde yüzünü aşamaz. Bu hükme uygun davranmak suretiyle taraflar temerrüt faiz oranını serbestçe belirleyebilir. Bu sınırlama Türk Ticaret Kanunu madde 8/1 uyarınca ticari işlerde uygulanmaz. Somut olayda, kooperatif ile üyesi arasında bir ticari iş söz konusu değildir. Bu sebeple, kooperatif genel kurulunca, kooperatif aidatlarının ödenmesinde temerrüde düşen üyelerden, talep edilecek temerrüt faizinin oranı belirlenirken TBK'nın madde 120’de ifade edilen sınıra uygun karar alınmalıdır. Bir başka ifadeyle, kooperatif genel kurulunca belirlenecek temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüzünden fazla olamayacaktır....
Davalı, takip konusu alacakların icraen tahsil edildiğini belirterek, konusuz kalan menfi tesbit davasının reddini dilemiş, açmış olduğu karşı dava ile de, icra takiplerinde takip tarihlerine kadar işlemiş faiz ve munzam zarar alacaklarını saklı tuttuğunu ileri sürerek, gecikme faizi nedeniyle toplam 61.240.271.014 TL, uğramış olduğu kar kaybı nedeniyle de 56.000.000.000 TL’nin karşı dava tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödetilmesine karar verilmesini istemiştir....
HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 338 ] "İçtihat Metni" Dava dilekçesinde, 32.370 TL faiz alacağının faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın kesin hüküm nedeniyle reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı, Tuzla Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/207 sayılı dosyası ile 10.07.2000 tarihinde davalı Maliye Hazinesi ve S......