İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sonucu verilen kararda özetle; davacının, davalının yapmış olduğu icra takibine konu çek nedeniyle 10.000 TL borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak eldeki davanın açıldığı, davacının davaya konu çeki teminaten davalıya verdiğini iddia ettiği halde, delil olarak dayanmış olduğu İzmir 5....
Asliye Ticaret ve ... 5.Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, araç kira sözleşmesi sırasında teminat senedi olarak verilen bono nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesince, davanın araç kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve 6100 sayılı HMK'nın 4. maddesi uyarınca sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. ... 5.Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından ise uyuşmazlığın kaynağının bono olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur....
Davacı dava dilekçesinde, taraflar arasında imzalanan sözleşme kapsamında ayıplı olduğu iddia edilen kumaşlar yönünden 2.191.580,88 TL borçlu olmadığının tespiti ile 640.813,12 TL kesin teminat mektubu ve nakit avans karşılığı verilen 1.068.021,88 TL bedelli teminat mektubunun da iadesine karar verilmesini talep etmiş, bu taleplerinden yalnızca borçlu olmadığının tespiti istenen 2.191.580,88 TL üzerinden dava açılırken yatırılması gerekli peşin harç yatırılmış, diğer talep konusu avans teminat mektubu ve kesin teminat mektubu bedelleri para ile değerlendirilebilen işlerden olduğu halde harç yatırılmamıştır. 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesine göre yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevî ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır....
Davacı vekili istinafında; davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu, mahkemece davalıya 462.315.20 TL borçlu olmadığının tespitine karar verdiğini, dava değeri dava dilekçesinde 460.764,20 TL olarak gösterildiğini, davalı vekilinin lehine nisbi olarak 4.495,24 TL vekalet ücreti verildiğini, dava dilekçesinde çek bedelleri kadar borçlu olmadıklarının tespitini talep etmediklerini, çek bedelinden 460.764 TL borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini, kısmen kabul olduğu için yargılama giderlerinin hesabında da hataya düşüldüğünü, tamamının davalıdan tahsilinin gerektiğini, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı alt yüklenicidir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE; Dava eser sözleşmesinden kaynaklı olarak verilen teminat mektubu ve teminat çekleri nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti istemli menfi tespit davasıdır. Uyuşmazlık; taraflar arasında akdedilen Antalya ... Noterliğinin ... tarihli ... yevmiye nolu “Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapımı Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi” kapsamında tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, davacı müteahhitlerin işi süresinde, ayıpsız ve eksiksiz olarak teslim edip etmediği, davalı arsa sahibinin cezai şart alacağının doğup doğmadığı ve dolayısıyla dava konusu teminat senetleri ve teminat mektubunun karşılıksız kalıp kalmadığı ile bu teminat senetleri ve mektubu nedeniyle davacıların davalıya karşı borçlu olup olmadığına ilişkindir. Taraflar arasında, dava konusu çeklerin teminat senedi olduğuna ilişkin ihtilaf yoktur. Davamıza emsal Yargıtay ... Hukuk Dairesinin ... E. ... K....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi tespit davasıdır. "...Dava, kat karşılığı inşaat yapım sözleşmesi gereğince düzenlenen teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin olup, mahkemece yapılan yargılama sonunda, davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiş, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 2015/8389 Esas, 2017/983 Karar sayılı ilamı ile onanmış, bu kez davacı tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur....
Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine icra takibi başlattığını, davaca tarafa ait banka hesaplarına ve araçları üzerine haciz ve bloke şerhleri düştüğünü, bu nedenlerle icra takibine konu senet, davalı tarafa verilen teminat senedi olduğundan öncelikle senetten kaynaklı olarak davalı tarafa, davacının borcunun bulunmadığının tespitine, davalı tarafın, eser sözleşmesi gereği eksik ve ayıplı işler ile delil tespiti masrafları toplam bedeli olan 7.346,46-TL nin asıl alacaktan mahsup edilmesine, Bursa 18. İcra Müdürlüğünün 2020/... Esas sayılı dosyasının tedbiren durdurulmasına ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
-TL.lik teminat mektubuna ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, teminat mektuplarının nakde çevrilmeye çalışıldığını, mektupların nakde çevrilmesi durumunda ticari faaliyetlerinde zor duruma düşeceğini iddia ederek davaya konu mektuplar nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, davacının iddia ettiği gibi, müvekkili şirketten bir alacağı bulunmadığını, davacının davalıya olan cari hesap borcu nedeniyle teminat mektuplarının nakde çevrildiğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davacının dava tarihi itibariyle 1.937.48.-TL.daha davalıya borçlu bulunduğu, hatırlatılan yemin teklif hakkının davacı tarafça kullanılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
GEREKÇE: Dava, avans olarak verildiği iddia edilen çekler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir....
Davalılar vekilleri, davanın arabuluculuğa tabi ve zorunlu arabuluculuk kapsamında olduğunu, dosyada uzlaşamama tutanağının görülemediğini, davanın zaman aşımına uğradığını, söz kunusu icra dosyasında müvekkili ...' nın davacı ile birlikte borçlu durumda olduğunu, davacı kefil olup, müvekkilinin borcum olmadığına yönelik iddiası bulunmamasına rağmen kefilin bu türden bir iddia ortaya atmasının üstelik asıl borçlu müvekkiline de dava açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin davada taraf olmadığını, kendisinin de de borçlu olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, takibe konu senedin teminat senedi mahiyetinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....