İş sayılı kararı ile el koyma işleminin onaylanmasına karar verildiği, sanığın aşamalardaki savunmasında bu eserleri alacağına karşılık olmak üzere başkasından aldığını, tarihi eser olduğunu bilmediğini beyan ettiği, 11.12.2004 tarihli araştırma görevlisi arkeolog bağımsız bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; 1 adet bakır sikkenin (Osmanlı Mangırı) 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğinde olduğu, diğer 4 adet Osmanlı sikkesi ve 2 adet objenin sahte olup 2863 sayılı Kanun kapsamında olmadığının belirtildiği, her ne kadar Cumhuriyet savcısı tarafından verilen yazılı arama emrinde CMK’nın 119/2. maddesinde belirtilen emrin geçerli olacağı zaman süresi ve aramanın hangi fiil nedeniyle yapılacağı yer almamış ise de, sanığın aşamalardaki birbiriyle uyumlu çelişki içermeyen tüm beyanlarında suça konu eserlerin kendisine ait olduğunu ikrar ettiği ve gerek savcılıkta alına beyanında gerekse mahkemedeki savunmasında davaya konu eserleri kendisinin teslim...
şirket adına kayıtlı 2 adet araca davalı iderece haciz konulduğu, araçların kasko değerinin toplam 502.064,00-TL olduğu, araçların rehinli olduğu ancak … plakalı aracın kasko değerinin 375.683,00-TL olduğu ve ilgili banka ile yapılan yazışmada bankanın risk tutarının 102.485,14-TL olduğunun belirtildiği, … plakalı aracın kasko değerinin 126.381,00-TL olduğu ve ilgili banka ile yapılan yazışmada söz konusu araç rehnine ilişkin banka alacaklarının 115.127,38-TL olduğunun belirtildiği, vergi alacağının tahsiline dair başkaca icrai bir işlem yapılmadığı, şirket adına kayıtlı 2 adet aracın satışı yapılarak paraya çevrilmesi suretiyle elde edilen tutarın şirketin toplam borcundan düşülmesi ve akabinde kalan borç tutarı üzerinden şirketin kanuni temsilcisi olan davacının takip edilmesi gerekirken, bu yapılmayarak anılan kamu alacağının davacıdan tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ödene emrin...
bulunduğu subay-astsubay yemekhanesinde, sanığın kendisiyle bu şekilde konuşmasını disiplinsizlik olarak değerlendirdiği, askerî adap ve terbiye kurallarına aykırı davranışlarına o sırada müdahale etmemesinin otoritesini sarstığını ve disiplinin tesisi amacıyla müdahale etmesi gerektiğini düşündüğü, bu nedenle sanığı yanına çağırdığı anlaşılmakta olup; Bölük Komutanının sanığa söylediği “gözün kaşın oynuyor” şeklindeki sözlerin, sanığın yaptığı disiplinsizliğin farkına varması amacıyla söylendiği, sanığın bu sözlerden olumsuz olarak etkilendiği kabul edilse dahi, sonuçta Bölük Komutanının astlarının önünde yaşanan bu disiplinsizliği önlemek amacıyla sanığı yanına çağırması, disipline aykırı görülen bu duruma müdahale niteliğinde olduğundan, aralarındaki hizmet ilişkisinin sona ermeyeceği, bu itibarla; sanığın hizmete ilişkin bu emre aykırı hareket ederek tekrar edilmesine karşın Bölük Komutanının yanına gitmemesi eyleminin ASCK’nın 87/1'inci maddesinin 2’nci cümlesinde düzenlenen ve emrin...
Diğer taraftan, davacı tanığı ..., başdiyetisyen tarafından davacıya verilen bir emrin, davacı tarafından ...’a iletilmesi ve onun da emre konu işi yapmak istememesi sebebiyle tartışma yaşandığını duyduğunu beyan etmiştir. Görüleceği üzere, davacının, davalı tanığı ...’a sataşmada bulunduğu iddiası hakkındaki tek delil, husumetli ...’ın beyanıdır. Ceza davasında verilen kararda, sadece sanık ...’ın ifadesine dayanılarak, sanığın eylemi haksız tahrik altında işlediği kabul edilmiş ise de, esasen bu kabulün “şüpheden sanık yararlanır” ilkesine dayandığı anlaşılmaktadır. Eldeki davanın ise, iş hukuku ilkeleri kapsamında çözümlenmesi gerekli olup, bu doğrultuda yapılan değerlendirmede, salt husumetli ...’ın beyanına dayanılarak, davacının sataşmada bulunduğunun kabulü mümkün değildir. Anılan sebeplerle, fesih sebebinin usulünce kanıtlanamadığı dikkate alındığında, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanmadığı kabul edilmelidir....
hakkında özel belgede sahtecilik suçundan ceza tertibine yer olmadığına Sanık ... hakkında; Mahkumiyet I-Cumhuriyet savcısının temyizi nedeniyle sanık ... hakkında özel belgede sahtecilik suçundan açılmış dava ile ilgili olarak verilmiş bulunan 'ceza tertibine yer olmadığına" dair karara ilişkin incelemede; "Ceza verilmesine yer olmadığına" veya aynı anlama gelecek şekilde, 'ceza tertibine yer olmadığına" ilişkin kararın, CMK'nın 223. maddesinde sayılan 'hükümlerden" olması itibarıyla, anılan maddenin 3. ve 4. fıkraları uyarınca ancak sanık hakkında; yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması, yüklenen suçun hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir veya tehdit etkisiyle işlenmesi, meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle aşılması, kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi halleriyle; işlenen...
Kolluk amirinin yazılı emri ile yapılan arama sonuçları Cumhuriyet Başsavcılığına derhal bildirilir.(2) Arama karar veya emrinde; a) Aramanın nedenini oluşturan fiil, b) Aranılacak kişi, aramanın yapılacağı konut veya diğer yerin adresi ya da eşya, c) Karar veya emrin geçerli olacağı zaman süresi, Açıkça gösterilir.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, İstanbul Anadolu 31....
(yeni) hisse senedi alım talimatı ve karşılığında portföyünde bulunan 4.500 lot Ereğli hisse senedi satış talimatı verdiğini, ancak dealer ...’nun bu emirleri borsaya 194.000 lot olarak ilettiğini, bu emrin 135.000 lotu Ünal Tarım A.Ş. (yeni) alışı olarak ve karşılığında 4.860 Lot Ereğli hisse senedi satışı olarak gerçekleştirildiğini, 22.4.2004 tarihinde müşteri tarafından herhangi bir başka talimat verilmediğinin ses kayıt incelemelerinden anlaşıldığını, müşteri talimatına aykırı olarak fazla alınan ve satılan hisse senetleri hakkında dealırın geçerli bir açıklama yapamadığını, bunun üzerine müşteri hesabında yeterli bakiye ve portföy bulunması nedeniyle görevli personel ...'na söz konusu senette eski-yeni farkının müşteri tarafından bilinip bilinmediği ve müşterinin aranarak bu hususun belirtilmesi ve müşterinin bilgisinin bulunduğu şeklinde şirketlerine yönelik yazılı beyanının alınması gerektiği talimatının verildiğini, ...'...
GEREKÇE 1. 5271 sayılı Kanun'un 119 uncu maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendine göre, karar veya emrin geçerli olacağı zaman diliminin gösterilmesi gerektiği, Ankara 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 10.04.2013 tarih ve 2013/479 Değişik İş sayılı önleme arama kararında aramanın 12.04.2013 tarihinde saat 04.00 ila 07.00 arasında yapılmasına izin verildiği, 12.04.2013 tarihli olay ve el koyma tutanağına göre ise aramanın saat 07.30'da gerçekleştirildiği, arama kararında belirtilen saatlerin dışında yapılan aramanın hukuka aykırı olduğu, hukuka aykırı arama sonucu ele geçen eşyaların yasak delil niteliğinde olduğu ve sanığın aşamalarda sigarayı satmadığını içmek amacıyla bulundurduğunu beyan etmesi karşısında sanık hakkındaki beraat hükmünde hukuka aykırılık görülmemiş olup katılan ... İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz sebeplerinin reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Ancak; 2....
Mevzuat, konusu suç teşkil eden emir müstesna, amir tarafından verilen emrin muhteva itibari ile kanuna uygunluğunu araştırmaktan astı yasaklamıştır. Emrin hizmete ilişkin olması halinde, emri yerine getiren kimsenin prensip itibari ile hiçbir ceza sorumluluğu yoktur ve bütün sorumluluk sadece emri verene aittir. Özel nitelikte olmayan ve bu özel niteliği ilk bakışta anlaşılmayan her emir, hizmetle ilgili sayılmak gerekir. Ast kendisinden verilen emrin bir suç işlemek maksadı ile verildiğini biliyorsa ve buna rağmen emri yerine getirmişse kendisi de amirle birlikte ceza görecektir. Dikkat edileceği veçhile, astın bu hususta sadece bir şüpheye kapılması cezalandırılması için yeterli değildir, zira her asker, amiri tarafından verilen emrin kanuni olduğunu farz ve kabul etmek zorundadır ve bu konuda ast lehine bir karinenin varlığı kabul edilebilir (ASCK 41, f. 2 ve 3)(Prof, Dr. Sahir Erman Askeri Ceza Hukuku Syf 176 vd.)....
Mevzuat, konusu suç teşkil eden emir müstesna, amir tarafından verilen emrin muhteva itibari ile kanuna uygunluğunu araştırmaktan astı yasaklamıştır. Emrin hizmete ilişkin olması halinde, emri yerine getiren kimsenin prensip itibari ile hiç bir ceza sorumluluğu yoktur ve bütün sorumluluk sadece emri verene aittir. Özel nitelikte olmayan ve bu özel niteliği ilk bakışta anlaşılmayan her emir, hizmetle ilgili sayılmak gerekir. Ast kendisinden verilen emrin bir suç işlemek maksadı ile verildiğini biliyorsa ve buna rağmen emri yerine getirmişse kendisi de amirle birlikte ceza görecektir. Dikkat edileceği veçhile, astın bu hususta sadece bir şüpheye kapılması cezalandırılması için yeterli değildir, zira her asker, amiri tarafından verilen emrin kanuni olduğunu farz ve kabul etmek zorundadır ve bu konuda ast lehine bir karinenin varlığı kabul edilebilir. (AsCK 41, f. 2 ve 3)(Prof, Dr. Sahir Erman Askeri Ceza Hukuku Syf 176 vd.)...