Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, Türk Medeni Kanununun 747.maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir....

Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, geçit hakkı kurulması ve yola elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalı vekilinin tüm; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir. 2-Davacı zilyetliğinde bulunan taşınmazına ulaşımının engellendiğini ileri sürerek yola elatmanın önlenmesi ve geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Mahkemece görevsizlik kararı verilerek davacıya nispi harç yükletilmiştir. Harçlar Kanunu uyarınca karar ve ilam harcı işin esası hakkında karar verilmiş olması halinde, konusu belli bir değer ile ilgili davalarda hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispi olarak; konusu belli bir değer ile ilgili olmayan davalarda da maktu olarak alınır. Usule ilişkin nihai kararlarda ise, işin esası hakkında karar verilmediğinden maktu harç tahsil edilir....

    Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.Geçit ihtiyacı olan kişi davasını öncelikle taşınmazların mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltmelidir. Mahkemece uygun geçit yeri saptanırken öncelikle taraf yararlarının gözetilmesi gerekir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.11.2013 ve 24.03.2015 günlerinde verilen dilekçeler ile müdahalenin önlenmesi, tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl ve birleştirilen davaların kabulüne dair verilen 13.07.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, TMK'nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkillinin 400 ada 4 parsel sayılı taşınmaz maliki olduğunu, davalı ...’in ise 400 ada 24 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu ve yol yapmak suretiyle taşınmazına yaptığı müdahalenin önlenmesini talep ve dava etmiştir....

        Geçit davaları ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit irtifakı kurulurken aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğü bozulmamalıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Somut olaya gelince; davacı taraf dava konusu taşınmazının yola çıkışının bulunmadığını belirterek davalıya ait taşınmaz aleyhine geçit irtifakı kurulmasını talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi, yıkım, ecrimisil davası sonunda, yerel mahkemece elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine ilişkin olarak verilen karar bir kısım davalılar tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, elatmanın önlenmesi yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Davacılar, kayden maliki oldukları 7632 ada 1 parsel sayılı taşınmaza, davalıların, bağımsız bölüm maliki oldukları 1219 ada 13 parsel sayılı taşınmazdaki binaya ait kanalizasyon borularını geçirmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır....

          Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....

            Mahkemece, asıl davada müdahalenin önlenmesi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, karşı dava yönünden davanın kabulüne ve davalı taşınmaz lehine geçit hakkı kurulmasına karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma ile hükme esas alınan bilirkişi raporları hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki; Davalı parselin genel yola bağlantısının bulunmadığı ve geçit ihtiyacı içinde bulunduğu açıktır. Hükmedilen güzergah, evveliyatında kamu yararı kararı alınan ve kamulaştırılmasına karar verilen taşınmazlardan geçmeyi gerektirmektedir....

            2 Parsel sayılı parselinde kayıtlı taşınmazdan yol geçit hakkının sağlanmasını, yargılama giderlerinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            Davalı ve birleştirilen dosyanın davacısı, önceden açtığı 2010/357 Esas, 2010/857 Karar sayılı dosyada 133 sayılı parselden geçit hakkı tesisi için davalı ile anlaştıklarını bu nedenle davadan feragat ettiğini ancak davalının bu talebini reddettiğini beyanla 17 sayılı parsel taşınmazı lehine, davalı adına kayıtlı 133 parsel sayılı taşınmazdan geçit hakkı tesisini istemiştir. Mahkemece, davaların birleştirilerek yapılan yargılaması sonunda elatmanın önlenmesi davasının reddine, birleştirilen geçit hakkı tesisi davasının kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve birleştirilen dosyanın davalısı ... temyiz etmiştir. Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesine dayanılarak açılmış geçit hakkı kurulması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir....

              UYAP Entegrasyonu