Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile Tapu Sicil Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir. Bu tür davalarda kesintisizlik ilkesi gereğince kurulacak geçit ile lehine geçit tesis edilen taşınmazdan genel yola ulaşımın kesintisiz olarak sağlanması gereklidir. Somut olayda davacı tarafa Rize ili, Güneysu ilçesi, Çamlıca köyü, 112 ada, 62, 64 ve 65 parsel lehine geçit hakkı kurulmuş ise de, fen bilirkişisinin raporunda "C" ve "D" harfi ile gösterilen alanlardan geçit hakkı kurulmadan geçit 162 ada 63 parselde bırakılmıştır. Bu durumda geçit hakkının kesintisiz olarak yola kadar ulaştığının kabulü mümkün değildir. Mahkemece bu yön gözetilmeden kesintisizlik ilkesine aykırı olacak biçimde geçit hakkı kurulması usul ve yasaya uygun değildir. "...Tescil harici bırakılmış bir kısımdan geçit hakkı tesisi mümkün değildir..." (Yargıtay 7....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2007 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkına müdahalenin önlenmesi ve kal ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.02.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, geçit hakkına elatmanın önlenmesi, yapıların kal'i ve daha önce kurulan geçit eninin genişletilmesi istemlerine ilişkindir. Davacı; 1120 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, daha önce tapuda taşınmazı lehine, 1121 sayılı parsel aleyhine 1,5 metre genişliğinde geçit hakkı tesis edildiğini ancak 1121 sayılı parsel malikinin geçit hakkı tesis edilen kısım üzerine inşaatını taşırması nedeniyle geçiti kullanamadığını belirterek öncelikle davalı ...'...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.05.2009 gününde verilen dilekçe ile yola elatmanın önlenmesi, kal ve geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 19.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı genel yola elatmanın önlenmesi ve geçit hakkı istemlerinde bulunmuştur. Davalı, davacının taşınmazının yola cepheli olup geçit ihtiyacı bulunmadığından davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir....
Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine "mutlak geçit ihtiyacı" veya "geçit yoksunluğu" , ikincisine de "nispi geçit ihtiyacı " ya da "geçit yetersizliği" denilmektedir. Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır....
bilirkişileri Özdemir Özgün ve Gökalp Oğuz tarafından tanzim edilen 29/06/2021 hakim havale tarihli raporda 3.alternatif olarak belirtilen, krokide E harfi ile sarı renkli olarak gösterilen 3 metre genişliğinde toplam 126,65 m²' lik kısımda ZORUNLU GEÇİT HAKKI TESİSİNE, diğer davalılar yönünden açılan davanın REDDİNE, 2- Karar kesinleştiğinde geçit hakkının tapu sicilinin kütük sayfasında ayrılan özel sütununa TESCİLİNE, 3- Karar kesinleştiğinde mahkeme veznesine depo edilen toplam 5.699,53 TL geçit hakkı bedelinden 1.424,88 TL'sinin davalı Mukaddes Akıner'e , 1.068,66 TL'sinin dahili davalı T11 , 801,49 TL 'sinin dahili davalı T10 , 801,49 TL 'sinin dahili davalı T7 801,49 TL 'sinin dahili davalı Çetin Akıner'e, 801,49 TL 'sinin dahili davalı T9 ödenmesine, 4- Fen bilirkişileri Özdemir Özgün ve Gökalp Oğuz tarafından tanzim edilen 29/06/2021 hakim havale tarihli raporun kararın eki sayılmasına, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki geçit hakkı ve elatmanın önlenmesi davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 27.05.2014 gün ve 2014/5668-6986 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, elatmanın önlenmesi ve Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması istemlerine ilişkindir. Mahkemece, birleştirilen davaların reddine, asıl davanın kabulü ile 102 parsel sayılı taşınmaz lehine 98, 100 ve 101 parsel sayılı taşınmazlar aleyhine geçit hakkı tesisine ve 16.11.2012 tarihli raporda 3 no’lu güzergah olarak belirlenen yerde 102 parsel sayılı taşınmazın davalı .... tarafından kullanılan 365,86 metrekarelik kısmına elatmasının önlenmesine karar verilmiştir....
Asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “ dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; kayden davacı ...'e ait çekişme konusu taşınmazı, davalılar Kemal ve Munise'nin haklı ve geçerli bir nedenleri olmaksızın kullandıkları belirlenerek birleşen dosyada elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, alacak davasında, davacılar Kemal ve Munise tarafından ileri sürülen iddianın içeriği itibariyle, taraflar arasındaki ilişkinin inançlı işlemden kaynaklandığı ve bu ilişkinin 05.02.1947 tarihli, 20/6 sayılı İnançları Birleştirme Kararı kapsamında yazılı delille kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF ve İSTİNAF SEBEP VE GEREKÇESİ: Davalı T16 istinaf başvuru dilekçesinde özetle: Mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafça, lehine arazimden alınmak kaydıyla tahsis edilmesi istemi ile geçit talebine ilişkin açılan ve Ordu İli 2....
Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir. Geçit irtifakı kurulurken aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğü bozulmamalıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Somut olaya gelince; davacı taraf dava konusu taşınmazlarının yola çıkışının bulunmadığını belirterek davalıya ait taşınmaz aleyhine geçit irtifakı kurulmasını talep etmiştir. Yapılan keşif sonucu davalıya ait taşınmazdan geçen geçit irtifakının daha uygun olduğu belirtilmiştir. Sunulan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne dair karar verildiği ve dosyada mevcut 19/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda 4 nolu güzergah olarak belirtilen yerden geçit tesisine karar verildiği anlaşılmıştır....
Ülkemizde arazi düzenlemesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantası sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine mutlak geçit ihtiyaç veya geçit yoksunluğu, ikincisine de nisbi geçit ihtiyacı ya da geçit yetersizliği denilmektedir. Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz müşterek mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir. Geçit ihtiyacı olan kişi davasını öncelikle taşınmazların mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun taşınmaz malikine karşı ve daha sonra bundan en az zarar görecek olana yöneltmelidir....