Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TL'yi davalı idareye ödediğini, davalı idarenin davacıya 22/11/2016 tarihli ve 3537 numaralı ihbarname ile 2.758,49 TL, 22/11/2016 tarih ve 3538 numaralı ihbarname ile ise 2.408,98 TL ecrimisil tahakkuk ettirdiğini, davcının idareye başvurusu üzerine 3537 numaralı ihbarnameden dolayı borcu bulunmadığının kabul edildiğini, ancak davalı idare adına yatan fazla paranın iade edilmediği, 3538 numaralı ihbarnamenin de iptal edilmediğini, davacı tarafından dava dışı Balıkesir Büyükşehir Belediyesi adına yatırılan 15.000,00 TL'den artan 9.832,53 TL'nin faizi ile birlikte davacıya ödenmesi ile 22/11/2016 tarih ve 3538 numaralı ihbarname ile tahakkuk ettirilen ecrimisilin ödenmiş olması sebebiyle bu ihbarname yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....

Belediyesine imar borcu" şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru değil ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasına ilave bent olarak (Dava konusu taşınmazın tapu kaydında davacı hissesinde bulunan "... Belediyesine imar borcu" şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmasına,) cümlesinin yazılmasına, Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; emeklilik tarihinden sonra şirket ortağı olması sebebiyle sosyal güvenlik destek primi borcu tahakkuk ettirildiğini,ortak olduğu şirketin kurulması ve ortaklığına ilişkin belgelerdeki imzanın kendisine ait olmadığının tespitiyle ortak olmadığının tespiti talebinde hukuki yararı olduğunu,hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle usulden reddine şeklinde gerekçeyle borcunun dayanağı olan belgelerde davacıya atfedilen imzaların davacıya ait olmadığının tespiti talebinin reddine, karar verilerek davalı SGK vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararının eksik inceleme ile verildiğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür....

    Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; emeklilik tarihinden sonra şirket ortağı olması sebebiyle sosyal güvenlik destek primi borcu tahakkuk ettirildiğini,ortak olduğu şirketin kurulması ve ortaklığına ilişkin belgelerdeki imzanın kendisine ait olmadığının tespitiyle ortak olmadığının tespiti talebinde hukuki yararı olduğunu,hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle usulden reddine şeklinde gerekçeyle borcunun dayanağı olan belgelerde davacıya atfedilen imzaların davacıya ait olmadığının tespiti talebinin reddine, karar verilerek davalı SGK vekili lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkeme kararının eksik inceleme ile verildiğini, usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebebi olarak ileri sürmüştür....

    Dava konusu 117 ada, 7 parsel sayılı taşınmazla ilgili ecrimisil talepli açılan davanın reddi kararına karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmamıştır. Mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi rapor ve ek raporlarıyla 2017,2018,2019 ve 2020 yılı için hesaplanacak ziraai gelir miktarına ÜFE endeksi yansıtılarak ecrimisil miktarının bulunacağı belirtilmek suretiyle rapor düzenlenmiştir. Dava konusu taşınmazlar incir ve zeytin bahçesi niteliğindedir. Taşınmazların niteliğine göre İlçe Tarım Müdürlüğünden talep edilen yıllara ait maliyet cetvelleri esas alınmak suretiyle taşınmazlardan her yıl ayrı ayrı elde edilecek net gelirin tespiti gerekirken 2017 yılı ecrimisil bedeli belirlenmek ve ÜFE endeksi yansıtılmak suretiyle ecrimisil hesaplaması doğru olmamıştır. Davalı istinaf dilekçesinde dava konusu taşınmazların ortaklığın giderilmesi davası sonucu satıldığını beyan ettiğinden talep edilen dönemlerin satış sonrası olup olmadığının tespiti amacıyla Nazilli 2....

    a prim borcu olmadığının tespiti ile aksine kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....

      Eldeki davada, davacı, Sosyal Güvenlik Kurum tarafından aleyhine tahakkuk ettirilen prim borcu ve idari para cezasına ilişkin başlatılan 2005/011536-011537-011538-01539 takip sayılı ödeme emirlerinin iptali ile borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 2015/011536-011537-011538-011539 takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline, davacının sigortasız işçi çalıştırma dolayısıyla davalı SGK’na prim borcu olmadığının tespiti yönündeki talebinin reddine karar verilmişse de, hükmün kendi içinde çelişkili olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı HMK 297, 298. (Eski 1086 sayılı HUMK 388.mad.) maddelerinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir....

        Vergi Dairesi Başkanlığı tarafından 2010 yılında davacı adına söz konusu araca ait vergi borcu tebliğ edilip ödeme talebinde bulunulunduğunu, bu durumun aracın trafik tescilinin halen davacı adına devam etmesinden kaynaklandığını belirterek söz konusu aracın maliki olmadığının tespiti ile noterlikçe düzenlenen 20.11.1995 tarihli resmi satış sözleşmesinden sonra meydana gelen dava konusu araca ilişkin her türlü borcun davacıya ait olmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiştir....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi İnceleme konusu karar, tasarruf teşvik prim borcu olmadığının tespiti isteğine ilişkin olup, dosyanın Yargıtay 21. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 13.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Burada davalının borcu sebepsiz iktisaptan değil kira sözleşmesinin feshedilebilir olmasından kaynaklanmaktadır. Davalı Belediyenin sorumluluğu aldığı kira bedelini geçmemek üzere kiracı davacının ödediği ecrimisil parası ile sınırlıdır. Öte yandan davacının ödediğini iddia ettiği ecrimisile ilişkin ödeme belgesi dosya içerisinde bulunmamaktadır. Mahkemece davacının ödediği ecrimisil bedellerine dair belgelerin getirtilerek, sonucuna göre davanın esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken mahkemece bu yönler gözetilmeksizin yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

              UYAP Entegrasyonu