Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Şöyle ki; Mahkemece, mahallinde usulüne uygun şekilde oluşturulacak bilirkişi kurulu ile keşif yapılarak; dava konusu taşınmazın hangi aylarda su altında kaldığı, sular altında kalmasının devamlı nitelikte olup olmadığının araştırılarak malikin kullanımı sürekli olarak engellendiğinin tespiti halinde kapsadığı alan belirlenerek değerinin tespiti ile bedeline hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi,Doğru görülmemiştir.Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, mahallinde usulüne uygun oluşan bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılarak; set yapılması nedeniyle suyun yükselmesi neticesinde taşınmazın hangi aylarda su altında kalabileceği ve sular altında kalmasının kalıcı nitelikte olup olmadığının tespiti, kalıcı nitelikte olup taşınmazın maliki tarafından kullanımı engelleniyorsa, kapsadığı alan belirlenerek değerinin tespiti ile bedeline hükmedilmesi, söz konusu set, taşınmazın belli dönemlerde su altında kalmasına neden oluyorsa, yer bedeline değil, bu nedenle uğranılan zarara hükmedilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 03/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı vekilinin temyiz istemine gelince; Dosyada bulunan kanıt ve belgelerden; dava konusu taşınmazın el atma sonucu büyük kısmının kanaldan sızan su nedeniyle çamur haline geldiği anlaşılmış olup, çamurla kaplanmasının kalıcı nitelikte olup olmadığı tespit edilerek, zararın kalıcı olmadığının tespiti halinde zarar bedeline, kalıcı olması nedeniyle tarımsal faaliyetin mümkün olmadığının anlaşılması halinde ise kamulaştırmasız el atma olgusunun gerçekleştiği kabul edilerek bu tür davalara 16.05.1956 gün ve 1/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bakmanın adli yargının görevi dahilinde bulunduğu gözetilip işin esasına girilerek, sonucuna göre karar verilmesi yerine, yazılı gerekçeyle yargı yolu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

        SONUÇ: Hüküm fıkrasının ...... bendinde yer alan "davacı şirketin yaptığı ödemelerde gözönüne alınarak prim borcu olmadığının tespiti" ifadesinin silinerek hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine "davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik talebinin reddi" cümlesinin yazılmasına, beşinci bendinde yer alan "1.200,00" rakamlarının silinerek yerine "288,75" rakamlarının yazılmasına hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, 13.09.2013 günü oybirliği ile karar verildi....

          belirterek davanın kabulü ile müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespiti ile başlatılan icra takibinin ve müvekkilinin gayrimenkul satışının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, eğitim ve öğretim borcu olarak adlarına tahakkuk ettirilen 98.197,12 YTL.nin 75.210,67 YTL.lik kısmından borçlu olmadığının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Dava dilekçesinde eğitim ve öğretim borcu olarak adlarına tahakkuk ettirilen borcun 75.210,67 YTL.lik kısmından borçlu olmadığının tespiti istenilmiş, mahkemece talep edilen miktarın 52.170,55 YTL.lik kısmından borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir....

              İlk derece mahkemesince, davalılar da taşınmazın hissedarlarından olduklarından intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti için Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesinin 2017/455 esas nolu dosyasının getirtilip incelenmesi, dava dilekçesinin davalılara tebliğ tarihinin tespiti, dava konusu taşınmaz üzerindeki dükkanın talep edilen dönem içerisinde hangi davalı tarafından kiraya verildiğinin, kira bedelinin kim tarafından alındığının tespiti, dava konusu taşınmazın her bir bağımsız bölüm yönünden değerlerinin ayrı ayrı tespiti ile her bir bağımsız bölüm için ecrimisil miktarını gösterir rapor alınması, dava değerinin tespiti ile varsa eksik harcın tamamlattırılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerekir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ Mahkemece, "Tüm dosya kapsamı, dava dilekçesi, keşif, tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça adına kayıtlı dava konusu Kars ili Susuz ilçesi Kiziroğlu Köyü 101 ada 351 parsel sayılı taşınmazına davalının haksız el atmasının önlenmesi ve ecrimisil bedelinin davalıdan tahsili talebi ile dava açtığı, dosyamız kapsamında halli gereken uyuşmazlığın, dava konusu taşınmaza davalının vaki el atmasının olup olmadığının tespiti noktasında toplandığı, söz konusu hususun tespiti amacıyla mahkemizce icra edilen keşif neticesinde; davalının dava konusu taşınmaza müdahalesinin bulunmadığının davacı tanıkları da dahil olmak üzere keşifte dinlenen tanık ve mahalli bilirkişi beyanları ile sabit olduğu, her ne kadar mahalli bilirkişiler Zekayi Ulufer ve Mevlüt Uluğ davaya konu taşınmazın davalı Kemal ve dava dışı Atilla tarafından birlikte ekip biçilmek suretiyle kullanıldığını beyan etmiş iseler de taraf tanıkları ve dinlenen diğer mahalli bilirkişilerin...

              ya ödenmesine, 3.711 TL ecrimisil bedelinin davalıdan alınarak davacı ...'ya ödenmesine karar verilmesi üzerine hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkindir. Dava konusu taşınmazlarda taraflar paydaştırlar. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki el atmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur....

                Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenmesini ve/veya ecrimisil isteyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı yada kullanabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler....

                  UYAP Entegrasyonu