Somut olayda; davacının 01.12.1998-04.08.2011 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti yönüneki alebine karşılık Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü ile davacının 01.01.1999-31.05.2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine, prim borcu ödenmeyen 01.01.1999-30.04.2008 tarihleri arası dönemin prim borcunun davacıdan tahsiline, bu sürelerin diğer sigorta süreleri ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verildiği anlaşılmaktadır....
AŞ. ile imzaladığı kredi kartı üyelik sözleşmesi gereği kendisine, verilen kredi kartı nedeniyle davalı tarafından 1.891,00 TL borç çıkarıldığını, yurt dışında olması nedeniyle borçla ilgilenemediğini davalı tarafından hakkında aynı borçtan ötürü iki kez icra takibi yapıldığını, böyle bir borcunun olmadığını, takip ile ilgili tebligatların kendisine ulaşmadığını, yapılan takibin haksız olduğunu, borcunun olmadığının tespiti ile %40’ dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, 14.06.2006 havale tarihli ıslah dilekçesi ilede davalıya 3.005,00 TL fazla ödeme yaptığını ileri sürerek bu ödemenin kendisine iadesine karar verilmesini istemiştir....
YARGILAMA SÜRECİ : Dava Konusu İstem : Dava; ecrimisil alacağının tahsili için 6183 sayılı Kanun'un mükerrer 35. maddesi uyarınca kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen 344.025,00-TL tutarlı, … günlü, … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır....
Davacının, elektrik borcu nedeniyle 19.676,50-TL’yi bila tarihli tutanak ile ... sorumlusu davalı ...’ya teslim ettiği hususu ihtilafsızdır. Davacı, 16575 nolu abonenin elektrik taksit borcu için 30.09.2003 tarihinde yapılan ödemenin, davalı kurum kayıtlarına intikal ettirilmediği gerekçesiyle borçlu olmadığının tespiti için eldeki davayı açmıştır. Davalı kurum, 30.09.2003 tarihinde kurum kayıtlarına geçen bir ödemenin bulunmadığını, davalı ... ise, davacının bu ödemeyi 9686 nolu abonelik borcu nedeniyle yaptığını, bilgisayar sistemindeki arıza nedeniyle makbuz verilemediğini, ancak arıza giderildiğinde kurum kayıtlarına işlendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacı ödemesinin dava dışı ödeme kaydından borç düşülmek suretiyle kayda geçirildiği ve ödeme dönemi itibariyle o abonelik için gecikme tahakkuk ettirilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, ecrimisil talep edilemeyeceğinin ve haksız şagil olmadığının tespiti suretiyle çekişmenin giderilmesi isteğine ilişkin olup, Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı üzerine hüküm kurulmuştur. O halde, hükmü temyizen inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun .... maddesi ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun ....01.2013 tarih ve 2013/... sayılı kararı uyarınca Yargıtay .... Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak dosya anılan Daire tarafından Dairemize gönderildiğinden görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 31.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi....
Açıklanan ilkeler çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde; ecrimisil talep edilen her bir dava konusu parselde davacıların kullanabileceği yer olup olmadığının tespiti, yine söz konusu her bir parsel için kiraya verilip kullanma durumunun olup olmadığının gösterilen deliller ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, parselin tamamının kiraya verilip verilmediği, kiraya verildiyse davacı paydaşların kullanabileceği yerin olup olmadığı, tamamının kiraya verilerek kullanım olduğunun belirlenmesi durumunda ise ecrimisile karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı ve müşterek çocuğun banka hesaplarına tüm nafaka borçlarını ödediğini, icra müdürlüğünce 28/07/2016 tarihinde yapılan hesapta müvekkilinin 5.645,94 TL borcu olduğunun tespit edildiğini, aylık toplam 350,00 TL nafaka borcu olmasına rağmen birikmiş nafaka borcu varmış gibi müvekkilinin maaşından 700,00 TL kesinti yapıldığını belirterek, müvekkilinin birikmiş 5.645,94 TL nafaka borcu olmadığının ve aylık 350,00 TL nafaka dışında borcu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği cevap dilekçesinde özetle, davacının iddialarını kabul etmediklerini, nafaka ödemelerinin tam ve düzenli olarak yapılmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
Kira geliri üzerinden ecrimisil belirlenmesinde; gösterilen emsaller dikkate alınmalı yada gerekirse keşif esnasında bilirkişilerce re'sen emsal araştırmaları yapılmalı, sonrasında bilirkişi kurulu ile birlikte davaya konu taşınmaz ve emsaller incelenmeli, taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak dava konusu ilk dönemde arsa olarak serbest koşullarda getirebileceği kira parası rayice göre belirlenmeli, sonraki dönemler için ise, ilk dönem için belirlenen miktara TÜİK tarafından yayımlanan ÜFE artış oranının tamamının yansıtılması suretiyle bulunacak miktardan az olmamak koşuluyla ecrimisil hesabı yapılmalıdır. Kural olarak ecrimisil isteğini içeren davalarda talep olması halinde, bilirkişi tarafından her yıl için saptanan ecrimisil miktarına, tahakkuk tarihleri olan dönem sonlarından itibaren yasal oranda işleyecek kademeli faize hükmedilmesi gerektiğinde şüphe yoktur....
Böylece; davacıların murisi aleyhine davalı tarafından açılan ecrimisil davasında ecrimisil bedelinin kesinleşmiş mahkeme kararı ile 55.582,00 TL olarak tespit edildiği, ecrimisil bedelinin hesaplanmadığına ilişkin davalı istinafının yerinde olmadığı , dava açılmadan önce davacılar murisi tarafından Mahkemeden tevdii mahalli talep edilerek Mahkemece belirlenen hesaba toplam 67.480,00 TL ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemenin sözkonusu borca ilişkin olması, başka ecrimisil borcu olup olmadığının bu davanın konusu olmaması sebebiyle, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı , böylece mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararda maddi vakıa ve hukuki denetim yönlerinden usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Kural olarak, men edilmedikçe paydaşlar birbirlerinden ecrimisil isteyemezler. intifadan men koşulunun gerçekleşmesi de, ecrimisil istenen süreden önce davacı paydaşın davaya konu taşınmazdan ya da gelirinden yararlanmak isteğinin davalı paydaşa bildirilmiş olmasına bağlıdır....