Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/62 D.İş sayılı delil tespiti dosyasında yaptırılan delil tespiti sonucu inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, inşaata başlanılan beş adet villa blokunun mevcut hali ile imalât değeri 145.217,00 TL hesaplanmış ise de davacı vekili ....07.2009 tarihli dilekçesi ile hem yapılan villa sayısına hem de inşaatın gerçekleşme oranına karşı çıkarak rapora itiraz etmiştir. Davacının delil tespiti raporuna açık itirazı bulunduğundan raporun ve rapordaki miktarın aleyhine kesinleştiğinin kabulü mümkün değildir. İşin yapıldığı yıllar ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı BK’nın 366. maddesi hükmünce imalât bedelinin işin yapıldığı yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre saptanması gerekmektedir....
Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 04/02/2016 gün ve 2016/4-2016/7 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Delil tespit talep eden vekilince 6100 sayılı HMK'nın 400 ve devamı maddeleri gereğince delillerin tespiti talep edilmiş, mahkemece hukuki yarar yokluğundan bahisle tespit talebinin reddine karar verilmiş, karar tespit isteyen vekilince süresinde temyiz edilmiştir. Delillerin tespiti, 6100 sayılı HMK'nın 400 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, ilerde açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp emniyet altına alınmasını sağlamak amacıyla kabul edilmiş geçici hukuki koruma tedbirinin bir türüdür. Delillerin tespiti yargılama sürecini içermediğinden ve bu konuda verilecek karar nihai karar niteliğinde bulunmadığından temyizi değil itirazı kabil bir karardır....
Kusur oranının ve gerçek zarar miktarının tespiti için uzman bilirkişi incelemesi yaptırılması gerekir. Somut olayda gerçek zararın araştırılması yönünde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmadan tek taraflı olarak yaptırılan delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur. Davalının açıkça itiraz ettiği davacı tarafından tek taraflı olarak yapılan tespit sonucu alınan rapora dayanılarak hüküm kurulmaması gerekir. Eksik incelemeyle hüküm kurulması doğru değildir....
Mahkemece hasar bedelinin tespiti bakımından yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu yerine davalı tarafça alınıp, davacı tarafından kabul edilmeyen ve itiraza uğrayan tek yanlı delil tespiti raporuna dayalı olarak hüküm kurulmuştur.Bu durumda yargılama aşamasında alınan bilirkişi raporu ile delil tespiti raporu arasında hasar miktarı konusunda çelişki giderilmeden ve itibar ediliş gerekçesi de belirtilmeksizin delil tespiti raporu esas alınarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Eldeki dosyada, davacı 01.12.2009-08.11.2012 arasında aylık en son 2.000,00 TL net ücretle çalıştığının tespiti istemli açılan davada mahkemece, istem aynen hüküm altına alınmıştır. Mahkemenin verdiği karar eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır. Hizmet tespiti davalarının niteliği gereği tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği gözönünde bulundurulmalıdır. Bu tür davalarda çalışma olgusunun tanık dâhil her türlü delille ispatlanabilmesi nedeniyle delil serbestliği söz konusudur....
KARŞI OY: Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... haklarında silahlı örgüt üyesi olma suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, mahkumiyete yeterli delil olmadığından beraatlerine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasına ilişkin sayın çoğunluğun kararına aşağıdaki gerekçelerle katılmak mümkün olmamıştır. Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... haklarında alınmış iletişimin tespiti kararı dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılıyorsa da haklarındaki mahkumiyet hükmü onanan diğer sanıklar hakkında alınmış, iletişimin tespiti, dinlenilmesi, kayda alınması kararına dayanılarak yapılan dinlemelerde ortaya çıkan ve suç teşkil eden ilk iletişim tespitin, tesadüfü delil olarak hükme esas alınmasında hukuka aykırılıktan söz edilemeyeceği gibi, sanıkların ilişkili olduğu davanın diğer sanıkları ..., ..., ..., ..., ...'...
Delil tespiti masrafları yönünden yapılan incelemede ise somut olayda ----- delil tespiti talebinde bulunan davacı olmayıp dava dışı kaza anındaki ---- plakalı aracın sürücüsü ---- Dolayısıyla davacı tarafından yapılan bir delil masrafı olmadığı gibi dava dışı ---- tarafından yapılan masraflardan olan alacağın davacıya devrine ilişkin de bir bilgi ve belge olmadığından delil tespiti masrafı yönünden davacının talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2013/5 D.iş sayılı dosyası ile yapılan delil tespiti neticesinde maddi hasarın 12.126,28 TL olarak belirlendiğini, davalıya %85 kendisine ise %15 kusur izafe edildiğini, davalı kuruma başvurmasına rağmen zararının giderilmediğini belirterek, 10.307,33 TL maddi zarar ve delil tespiti dosyasında yaptığı yargılama giderlerinden davalıya düşen kısmının yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Asliye Ticaret Mahkemesince dosyanın esas sırasına kaydedilerek açılması gerektiği gerekçesiyle dosyanın tevzi bürosuna gönderildiği dosyanın esas numarası ile mahkememize geldiği 07/02/2022 tarihli dilekçesinde tarafların uzlaşma görüşmelerinin olduğunu, istedikleri hususun ayrılma akçesinin belirlenebilmesi bakımından delil tespiti niteliğinde olan şirketin makine ve ekipmanlarının değerinin tespit edilmesinin talep edildiği görülmüştür. Talep delil tespiti niteliğinde olduğundan değişik iş esasına kaydedilmesi için tevzi bürosuna yollanmıştır. Bursa 3. Asliye Ticaret Mahkemesince dava öz sermaye tespiti olarak değerlendirilerek esasa kaydedilmesi için tevzi bürosuna gönderilmiştir ve mahkememizin eldeki esasını almıştır. Talepte bulunanın 07/02/2022 tarihli dilekçesi açık bir biçimde taleplerinin özünde delil tespiti olduğunu ortaya koymaktadır....
Delil tespiti işleminin davanın eki niteliğinde olması (HMK m.405) nedeniyle delil tespiti giderleri yargılama giderleri kapsamında yer aldığından, bu konuda ayrıca bir karar verilmemiştir. Bu açıklamalar ışığında aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....