Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

KARAR Davacı, davalının tarımsal sulama abonesi olduğunu, taşınmazlarına ektiği pamuk ürününün voltaj düşüklüğü ve elektrik kesintileri nedeniyle yeterince sulanamaması sonucu pamukta verim kaybı olduğunu zararının delil tesbiti ile belirlendiğini ileri sürerek , delil tespiti için yaptığı gider dahil zararına karşılık 5.328,544.000 TL nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

    KARAR Davacı, delil tespiti olarak karşı taraftan 06/04/2015 tarihinde satın alınan... marka ... tipi ... model binek araçtaki ayıpların, çıplak gözle saptanan kusurların, mevcut diğer kusurların, değer kaybının, imalat hatasının aracın sıfır km olup olmadığının üretim aşamasından sonra davacıya tesliminden önce servis işlemi uygulanıp uygulanmadığı hususlarının tespitini istemiştir. Davalı, delil tespiti isteminden tensiple haberdar olmuştur....

      HMK’nın 145. maddesinin birinci cümlesinde “Taraflar, Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremezler.” şeklinde yaptırıma bağlanarak davayı uzatmaya yönelik kötü niyetli davranışların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Dolayısıyla dilekçelere eklenip sunulmamış ve daha sonra ön incelemede ek olarak bildirilen kesin süre içinde de verilmemiş delillere tahkikat içerisinde kural olarak dayanılamaz. Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 145. maddesinde belirtilen ve tarafın etki alanı dışında kalan çok özel durumlar dışında, sonradan delil sunulması hâlinde bu deliller dikkate alınmamalıdır (Pekcanıtez H./ Atalay, O./ Özekes,M.: Medeni Usul Hukuku Ders Kitabı, 3. Bası, Ankara 2015, s. 328, 332). Belirtilen hükümlerden de anlaşılacağı üzere gerek davacı gerekse davalı bakımından delil gösterme ile delil sunma ayrı kavramlar olarak ele alınmıştır....

        HMK.’un gider avansına ilişkin 120. maddesi ile delil avansına ilişkin 324. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; gider avansının yatırılmamasının ve delil avansının yatırılmamasının farklı hukuki sonuçlara bağlandığı dikkate alındığında; gider avansının tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderleri kapsayacak şekilde yorumlanmasına olanak yoktur. Bu durumda; dava şartı olan gider avansının delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderlerini ifade ettiği kabul edilmelidir. Delil avansına yönelik ara kararında mahkemece, hangi delil için ne miktarda avans yatırılacağı açıkça belirtilmeli ve avansın kesin süre içinde yatırılmaması halinde bu delilin ikamesinden vazgeçildiğinin kabulü ile dosya kapsamındaki delillere göre karar verileceğinin ihtar edilmesi gerektiğinden bu hususlar yerine getirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, Doğru görülmemiştir....

          Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek, gerektiğinde yerinde uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla keşif yapılmak suretiyle TBK’nın 481. maddesi hükmüne uygun şekilde yüklenici davacının hakettiği iş bedeli tutarını belirlemek, kanıtlanan 10.000,00 TL ödemeyi mahsup ederek sonucuna uygun karar vermek olmalıdır. 3-Davacı tarafından davadan önce “delil tesbiti” isteminde bulunulmuş ve istemi kabul edilerek ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nce delil tespiti yapılmış ve mahkemenin 2013/21 Değişik iş esas sayılı dosyasına bilirkişi kurulu raporu sunulmuştur. Delil tespiti dosyası kapsamından; davacı tarafından 541,00 TL delil tespiti gideri yaptığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacı yanca yapılan delil tespiti gideri yargılama giderlerine katılmamış, aksine dava konusu iş bedeli alacağına katılarak hüküm altına alınmıştır....

            Hor kullanma tazminatı yönünden, hükme esas alınan delil tespiti sonucu düzenlenen bilirkişi raporu tek taraflı düzenlenmiş olup, davalıya tebliği üzerine itiraz edilmiş, yargılama sırasında da davalı delil tespit raporuna karşı koymuştur. Tek taraflı olarak yapılan delil tespiti sonucu düzenlenen bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Mahkemece davalının da itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla kiralananın tespit tarihinden sonra kiraya verildiği, tahliye anındaki durumunun korumadığı anlaşıldığından delil tespiti raporunun yeniden değerlendirilerek dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gibi, talep edilen diğer alacak kalemlerinden kabul edilen miktarların dayanaklarıyla birlikte denetime elverişli şekilde tek tek gösterilmemesi ve davalının mahsup talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir....

              , dinlenmesi ve kayda alınması kararlarına istinaden gerçekleştirilen telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında tespiti yapılan katalog suçlardan örgüt kurma suçuna ilişkin görüşme içeriklerinin 5271 sayılı CMK'nın 138. maddesi uyarınca tesadüfen elde edilen delil niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında, ilgili maddenin ikinci fıkrasında yer alan “Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi sırasında, yapılmakta olan soruşturma veya kovuşturmayla ilgisi olmayan ve ancak, 135 inci maddenin altıncı fıkrasında sayılan suçlardan birinin işlendiği şüphesini uyandırabilecek bir delil elde edilirse; bu delil muhafaza altına alınır ve durum Cumhuriyet Savcılığına derhal bildirilir” şeklindeki düzenleme uyarınca, söz konusu görüşmelerin Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilme şekli ve zamanı araştırılıp kanıt değerinin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, söz konusu iletişimin tespiti tutanaklarının hukuka aykırı delil niteliğinde olduğunun anlaşılması halinde...

                Somut olayda davalı şirkete sigortalı araç ticari araç olup, davacının talebi de gözetilerek reeskont faize hükmedilmesi gerekirken, yasal faize hükmedilmesi doğru değil bozma nedenidur. 3-Davacı vekili dava dilekçesi ile dava açılmadan önce yapılan delil tespiti dosyasında yapılan giderler ve vekalet ücretinin de hüküm altına alınmasını talep etmiştir. Mahkemece delil tespiti dosyası yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiş ise de vekil aracılığı ile yapılan delil tespitinde yargılama giderlerinden olan vekalet ücreti hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru değil bozma nedeni ise de belirtilen yanlışlıkların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 Sayılı HMK.nun Geçici 3/2.maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7. maddesi gereğince hükmün düzetilmesi uygun görülmüştür....

                  Kuruma ödenmesi gereken sigorta primlerinin hesabında gerçek ücretin/kazancın esas alınması gerekmekte olup hizmet tespiti davalarının kamusal niteliği gereği, çalışma olgusu her türlü kanıtla ispatlanabilmesine karşın ücret konusunda aynı genişlikte ispat serbestliği söz konusu değildir ve değinilen maddelerde yazılı sınırları aşan ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret tutarı maddede belirtilen sınırları aştığı takdirde, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe sahip olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, sigortalının imzasını içeren aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle kanıtlanması olanaklıdır....

                    ihtiyati tedbir kararı uygulanan adresler ile delil tespiti yapılan adresin farklı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bir an için delil tespiti yapılan adres ile tedbir kararının uygulandığı adresin aynı olduğu kabul edilse dahi, davacı tarafından delil tespiti istenen adreste yapılan yerinde inceleme, ihtiyati tedbir kararının uygulanmasından yaklaşık 1,5 ay sonra yapıldığını, ------------- sayılı dosyasında yer alan tutanaklardan ve bilirkişi raporundan da görüleceği üzere, muhafaza işlemleri sırasında, davacı ofisine herhangi bir zarar gelmemesi adına gereken özen gösterildiğini ve herhangi bir zarar meydana gelmediğini, zararın somut bir şekilde ispat edilmesi gerektiğini, ----------- sayılı dosyasından gerçekleştirilen yerinde inceleme, sadece davacının tek taraflı katılımıyla gerçekleştirildiğini, bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilmeden, söz konusu bilirkişi raporunun davacı tarafından icra takibine konu edilmesinin hukuka aykırıd olduğunu ve ayrıca...

                      UYAP Entegrasyonu