Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"....... ... tarafından açılan delil tespiti davasının reddine dair .......verilen 05.11.2012 gün ve 2012/86 D.İş. sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi tespit isteyen vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili dava dilekçesinde; mevki ve sınırlarını açıkladığı taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığını, bu taşınmazın sınırlarının belirlenerek kadastral krokisinin çıkartılmasını hasımsız olarak mahkemeden istemiştir. Mahkemece, HMK'nun 400/2. maddesi uyarınca, hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle delil tespiti talebinin itiraz yolu açık olmak üzere reddine karar verilmiştir. Bu hüküm, her ne kadar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de, bu tür kararların temyizi olanaklı bulunmadığından davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4....

    Ancak, mahkemece hükümde yargılama giderlerinden olan 403,80 TL delil tespiti masrafının müddeabihe dahil edilmesi ve tespit tarihinden faiz yürütülmesi ve mükerrer olarak delil tespiti giderinin yargılama giderleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru değilse de; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün .... fıkrasından “403,80 TL'nin 24.01.2011 tarihinden” ifadesinin çıkartılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, 798,00 TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 31.01.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi. ....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde ihtiyati tedbir kararı ile delil tespiti istenilmiştir. Mahkemece ara karar ile ihtiyati tedbir ve delil tespitine ilişkin talebin reddi cihetine gidilmiş, redde ilişkin ara karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I HUMK.nun 101 ve sonraki maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararları ile tevdi yeri tayini ve 368 ve sonraki maddelerde yer alan delil tesbiti ve bu nitelikteki işin esasını çözümlemeyen kararlar temyiz yolu ile incelenemezler.Bu itibarla temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 22.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Yazılı delil ya da yazılı delil başlangıcı niteliğinde belge bulunmadığına ilişkin mahkemenin gerekçesini oluşturan tespit gerçeğe aykırıdır. Dosyaya ücret bordroları, müvekkilin banka hesap hareketleri ve işveren tarafından verilen ücret yazısı sunulmuştur. Bu belgeler yazılı delil ve yazılı delil başlangıcı niteliğindedir. Dosyada mevcut ücret bordrolarında müvekkilin aylık asgari ücret aldığı yer almaktadır. Müvekkile ait banka hesap hareketleri de dosyaya ilgili banka tarafından sunulmuş, burada da müvekkile asgari ücret ödemesi yapıldığı görülmüştür....

          Somut olayda iskanın 02.07.2012 tarihinde alındığı dikkate alınarak bilirkişiden alınacak ek rapor ile belirlenen eksik imalâtların bedellerinin bu tarihe tamamlanması için gereken makul surenin eklenerek bulunacak tarihteki rayiç bedellerinin hüküm altına alınması gerekirken hangi tarih rayicine göre hesaplandığı denetlenemeyen bilirkişi raporundaki miktara hükmedilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de hüküm altına alınan alacağa dava ve ıslah tarihine göre faiz uygulanması gerekirken tümüne dava tarihinden itibaren faiz uygulanması da doğru olmamış kararın bu nedenlerle temyiz eden davalı yararına bozulması gerekmiştir. 3-Delil tespiti dosyası, asıl dava dosyasının eki sayılır ve onunla birleştirilir (HMK 405/1). Bu sebeple dava ile ilgili olan delil tespiti dosyası sebebiyle yapılan ve HMK'nın 323. maddesinde sayılan giderler de yargılama giderine dahildir. Delil tespiti giderleri yargılama gideri olduğundan dava değerine dahil edilemez....

            Zira hizmet tespiti davalarında -kamu düzenine ilişkin olduğundan- resen araştırma ilkesinin, işçilik alacaklarıyla ilgili davalarda ise taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle işçilik alacakları davasında verilen karar hizmet tespiti davasında kesin delil değil güçlü delil olarak kabul edilmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki delil değerlendirmesi derece mahkemelerinin takdirinde olup bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu değildir. Bununla birlikte bağlantılı davalarda birbirine aykırı karar verilmesi hâlinde bu aykırılığın -taraflarca ileri sürülmesi durumunda- gerekçesinin açıkça ortaya konması anayasal bir yükümlülüktür ve bu husus Anayasa Mahkemesinin inceleme alanı kapsamındadır” gerekçesi ile hizmet tespit davasında işçilik alacaklarına ilişkin ücret tespitinin delil olarak dikkate alınmamasını, gerekçe yapılmamasını hak ihlali olarak kabul etmiştir(B....

              Dava, TTK 342 ve 343 maddeleri gereği; davacının sahibi bulunduğu hisse paylarının kurulacak şirkte ayni sermaye olarak konulmasına karar verildiğinden bahisle, ayni sermaye olarak konulan payların değerinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkememizce davacı vekilinin istemi üzerine, ayni sermaye olarak konulacak pay değerinin tespitine yönelik inceleme yapılmasına dair karar verilmiş, incelemeye yönelik bilirkişi ücreti yatırılması ara kararı kurulmuş ve ücreti yatırılmadığı halde mevcut delil durumuna göre karar verileceği tensip tutanağı ile ihtar olunmuştur. Davacı vekilince verilen kesin süre içinde bilirkişi ücreti yatırılmadığı gibi keyfiyete ilişkin herhangi bir mazeret de sunulmamıştır. Hisse değerinin tespiti uzmanlık gerektirip bilirkişi incelemesine yönelik delil avansı da yatırılmamış olmakla sübut bulmayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....

                Ürünleri Ltd.Şti'nin yaptığı sağım sisteminin çalışır hale gelip gelemeyeceği, çalışır hale gelirse gerekli parçaların neler olduğu, mevcut haliyle sözleşmedeki bedelden ne kadar eksik kalacağı, eksik ve hataların bedelinin ne olacağının tespiti istenilmiştir. Talep 07.05.2012 tarihli olup o tarihte yürürlükte bulunan 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 76. maddesi hükmünce maddi vakıalar ileri sürmek taraflara, hukuki vasıflandırma hakime ait olduğundan davacının talebi 1086 Sayılı HUMK'nın 368. ve devamı maddelerinde düzenlenen delillerin tespiti istemi niteliğinde olduğu kabul edilmelidir. Delil tespiti davalarında da mahkemenin gerekirse tarafları dinleyip keşif ve bilirkişi incelemesi yaptıktan sonra raporu alıp muhafaza ederek tespit işlemini sonuçlandırması gerekir....

                  E sayılı dava dosyasında genel kurul kararının iptali davasının lehine sonuçlanması ihtimalinde dosyamıza konu hisse iptali ve tespit talebinin de bu iptal kararının doğal sonucu olarak ortaya çıkacağı dolayısıyla salt tedbir ve delil tespiti talebi için ayrı bir dava ikamesinde hukuki yararının bulunmadığı, genel kurulda alınan sermaye artırımı kararının yürütmesinin durdurulmasının genel kurul kararının iptaline bakan asıl Mahkemeden istenebileceği, yine HMK 390/1 maddesi gereği bu tedbir talebinin sadece asıl davanın görüldüğü Mahkemeden istenmesi gerektiği, davacının delil tespiti talebi ile de netice olarak kar dağıtımının yapılmamasından ziyade gerçek olmayan kayıtlara rağmen sermaye artırımı yapılamayacağının ispatına yönelik olup bu talebin de HMK 401/3 maddesi uyarınca asıl davanın görüldüğü Mahkemeden istenmesi gerektiği, netice olarak davacının dosyamızda talep ettiği tedbir ve delillerinin değerlendirilmesini genel kurul kararının iptaline dair açtığı dava dosyası kapsamında...

                    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun m. 288'de (HMK m.200) 'de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarının, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıcı sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa, yazılı delille ispatlanması gerektiği açıktır. Hal böyle olunca, asgari ücretin üzerinde HUMK m.288 (HMK m.200) 'de belirlenen sınırı aşan aylık ücretin kabulüne tanık sözlerine dayanılarak yasal olanak bulunmadığı ortadadır. Somut olayda, davacının aylık ücreti hususunda dosyada ücret. bordrosu ve yazılı bir delil bulunmadığı gibi, tespiti istenen sürenin öncesi ve sonrasında yazılı belge veya beyyine başlangıcı sayılabilecek nitelikte bir delil de bulunmamaktadır. Her ne kadar alacak davasıında tanık beyanlarına dayanılarak aylık net ücretin 1.000.00 TL olduğu sonucuna ulaşılmış ise de, bu dava hizmet tespiti davası için kuvvetli delil olup, kesin delil niteliği taşımamaktadır....

                      UYAP Entegrasyonu