Öncelikle mahkemece gerekçeli kararda belirtildiği üzere davacının hizmet tespiti talebi olmadığı kabulüne karşın, bu yönde hüküm kurulması yanlıştır. Ayrıca kurulan hüküm de hizmet tespiti yönünden davacının böyle bir talebinin olmadığı belirtilirken, davacının hizmet döküm cetvelinde herhangi bir çalışmasının görünmediği bazı süreleri de kapsar şekilde, 01/02/1998-01/10/2011 tarihleri arasında davalı yanında asgari ücretle çalıştığı şeklinde, talebi aşan ve hizmet tespitini de içeren kendi içinde çelişkili hüküm kurulması da isabetsizdir. Gerçek ücretin tespiti sırasında yukarıdaki esaslar dahilindeki deliller celp edilip, değerlendirildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, herhangi bir yazılı delil veya yazılı delil başlangıcına dayanmayan yetersiz tanık ifadeleri doğrultusunda ve eksik araştırma sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
Somut olayda, Mahkemece yargı çevresindeki istasyonlar bakımından delil tespiti istemini kabul edildiği, yargı çevresi dışındaki istasyonlar bakımından ise reddine karar verildiği, karara karşı delil tespiti isteminde bulunan davacının istinaf kanun yoluna başvurduğu, tarafların aralarındaki Sözleşmenin Anlaşmazlıklarının Çözümü başlıklı 31. Maddeye göre, sözleşme ve eklerinin uygulanmasından doğabilecek her türlü uyuşmazlığın çözümünde İzmir mahkemeleri ve İcra daireleri yetkili olduğu düzenlemesinin yer aldığı, şirketin tüm İzmir Banliyö taşımacılığı yaptığını, usul ekonomisi yönünden tek bir mahkemede delil tespiti yaptırması uygun olacağını verilen yetkisizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğu kararının kaldırılmasını istemiştir....
Bu hüküm uyarınca iddianame düzenlenebilmesi yeterli delil elde edilmiş olmasına bağlıdır. Bu nedenle soruşturmanın amacı, işlendiği iddia olunan eylem ve bu eylemi gerçekleştirdiği ileri sürülen fail hakkında delil araştırmaktır. İletişimin denetlenmesi de, ceza yargılamasında delil elde etmek amacıyla başvurulan koruma tedbirlerinden birisidir. 1412 sayılı Yasada, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, denetlenmesi ve kayda alınması koruma tedbirine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamakta idi....
Bu hüküm uyarınca iddianame düzenlenebilmesi yeterli delil elde edilmiş olmasına bağlıdır. Bu nedenle soruşturmanın amacı, işlendiği iddia olunan eylem ve bu eylemi gerçekleştirdiği ileri sürülen fail hakkında delil araştırmaktır. İletişimin denetlenmesi de, ceza yargılamasında delil elde etmek amacıyla başvurulan koruma tedbirlerinden birisidir. 1412 sayılı Yasada, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin tespiti, denetlenmesi ve kayda alınması koruma tedbirine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamakta idi....
Davalı vekili, davalının ticaret ünvanında yer alan "..." ibaresinin davalı ortaklarının baş harfi olduğunu, davacı tarafından yaptırılan delil tespiti sonrası anılan ibarenin ticaret ünvanından çıkarıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davalının tescilli ticaret unvanını kullanmasının davacının marka hakkına tecavüz oluşturmayacağı, davalının "..." ibaresini markasal kullandığına dair delil bulunmadığı gerekçesiyle markaya tecavüzün tespiti, men'i ve tazminat taleplerinin reddine, "..." ibaresinin ticaret unvanından terkini talebi hakkında ise davalının davadan önce ticaret unvanında değişiklik yaparak dava konusu ibareyi ticaret ünvanından çıkardığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Davacı vekili icra takibinde araç hasarı, ikame araç bedeli ve delil tespiti gideri toplamının tahsili için takip talebinde bulunmuş ancak ikame araç bedeli ve delil tespiti giderinin davalı ... şirketinden talep edilmediğini belirtmiştir. Mahkemece anılan husus gözardı edilerek davalı ... şirketinin ikame araç bedeli ve delil tespiti giderinin sorumluluğuna hükmedilmesi HUMK'nun 74. (HMK'nun 26) maddesine aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili icra takibinde araç hasarı, ikame araç bedeli ve delil tespiti gideri toplamının tahsili için takip talebinde bulunmuş ancak ikame araç bedeli ve delil tespiti giderinin davalı ... şirketinden talep edilmediğini belirtmiştir. Mahkemece anılan husus gözardı edilerek davalı ... şirketinin ikame araç bedeli ve delil tespiti giderinin sorumluluğuna hükmedilmesi HUMK'nun 74. (HMK'nun 26) maddesine aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, 2 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 2,75 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 12.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/144 Esas KARAR NO: 2022/71 DAVA: Delil Tespiti DAVA TARİHİ: 13/06/2022 KARAR TARİHİ: 13/06/2022 Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan delil tespiti dosyasının yapılan dosya incelemesi sonucunda; İSTEM / Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alanında başarılı yatırımları ile öncü adımlar atan ve sektörel çevresinde tanınan bir tüzel kişilik olduğunu, müvekkili ile şirket ile ---- tarihli Lisans Sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşme ile müvekkili şirkete----isim ve logosunun kullanımına ilişkin münhasır yetki tanındığını, davalı şirketin ise ----kurumlarının bir parçası olduğunu, davalı şirketin şubelerinde kullanılan kaynak ve yardımcı kaynak mahiyetindeki kitapların müvekkili şirketin --- tarihli sözleşme ile münhasıran kullanım hakkına sahip olduğu --- adı ve logosu kullanılarak basıldığını, bu nedenlerle ----adresindeki iş yerinde keşif yapılarak ------marka ve logosunun kullanılıp kullanılmadığının...
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Dosyanın ---- sayısı ile -------- ile ----------- edildiği, bu mahkemece -----Karar sayılı değişik iş kararı ile delil tespiti talebinin reddine dair karar verildiği, delil tespiti isteyen vekili tarafından kararın istinaf edilmesi üzerine dosyanın ---- ------Karar sayılı kararı ile, dosyanın mahkemeye tevzi edilirken esas üzerinden kaydedilmesi gerekirken sehven delil tespiti olarak değişik iş üzerinden tevzi edildiği anlaşıldığından ve mahkemece dosyanın esas üzerinden kaydı yapıldıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle; "------- tarihli kararının HMK' nun 353/1.a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE" şeklinde kesin olarak karar verildiği ve dosyanın mahal mahkemesine iade edildiği, mahal mahkemece dosyanın esas numarası alıp ------- edilmesi için ---- gönderilmesine ilişkin...
Dava dilekçesinde davacı tarafından 8.000,00 TL tazminat ile yargılama giderlerinden olan 223,90 TL delil tespiti gideri olmak üzere toplam 8.223,90 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesi istenmiştir. Yapılan yargılama sonunda 223,90 TL delil tespiti giderinin yargılama giderinden sayılarak davacıdan tahsiline karar verildiği gibi aynı tespit giderinin müddeabihe dahiliyle ikinci defa tahsiline karar verilmiştir. Bu durumda mahkemece delil tespiti gideri olarak istenen miktarın yargılama giderleri arasında değerlendirilip hükmedilmesi ile yetinilmesi gerekirken ayrıca müddeabihe katılarak faiz işletilmek suretiyle tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalı ...Ş.’nin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 02.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....