Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece delil tespiti raporu esas alınarak hüküm verildiği görülmüştür. Mahkemece taşınmazın tamir edildiği ve yeniden kiraya verildiği beyan edildiğinden keşif yapılmamıştır. Davalılar, tespit bilirkişi raporuna itiraz etmiştir. İtiraza uğrayan delil tespiti bilirkişi raporunun hükme esas alınması doğru değildir. Bu durumda Mahkemece, konusunda uzman bilirkişi ya da bilirkişilerden rapor alınarak, tespit raporu, fotoğraflar ve taşınmazın tamir edildiğine dair faturalar da incelenerek normal kullanımdan kaynaklı yıpranmalar dışında hor kullanma bedellerinin belirlenip yıpranma payı da düşülüp hor kullanma bedeline hükmedilmesi gerekirken itiraza uğrayan tespit raporu ile yetinilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kabüle göre de delil tespiti dosyalarında yapılan (2013/72 D. İş ) tespit masrafları yargılama giderine eklenmesi gerekirken esas alacak miktarın eklenmesi de doğru değildir....

    Davalılar vekili, müvekkillerinin yerleşim yerinin .... olduğunu, bu sebeple mahkemenin yetkisiz olduğunu, delil tespiti dosyasındaki raporun hükme esas alınamayacağını, müvekkillerine ait ürünlerin davacının ürünlerinden farklılığı sebebiyle müvekkillerine atılı eylemin tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet yaratmayacağını ayrıca davacının isteminin fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir....

      Davalı vekili, davacının taşınmazında dolu hasarı olduğunu belirterek ihbarda bulunduğunu ve sigortalı tarlada yapılan ekspertiz incelemeleri neticesinde dolu hasarına ilişkin bulgulara rastlanılmadığını, teminat kapsamında bir hasar belirlenemediğinden davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, yokluklarında yaptırılan delil tespiti ve raporunu kabul etmediklerini, raporun delil niteliği de taşımadığını, hiçbir teknik bilgi ve sayıma dayanmadığını, bitkisel ürün sigortalarında aşırı yağış teminatı yer almadığını, tespit raporu ve hesaplama şeklinin tamamen hatalı olup, müvekkilinin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, tazminat hesabı yapılacak ise, poliçe muafiyet ve müşterek sigorta hükümlerinin de uygulanması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir....

        Hukuk Dairesi Delil tespiti davasından dolayı yerel mahkemece verilen gün ve sayısı yukarıda yazılı kararın; Dairemizin 12/04/2018 gün ve 2018/773-2018/2966 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmiştir. Süresi içinde delil tespiti isteyen tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla HUMK’un 440-442. maddeleri uyarınca tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Temyiz ilamında bildirilen gerektirici nedenler karşısında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun değişik 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin reddine ve aynı kanunun 442/3. ve 4421 sayılı Kanunun 2. ve 4/b-1. maddeleri gereğince takdiren 370,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak hazineye gelir kaydedilmesine ve aşağıda yazılı ret karar harcının karar düzeltme isteyene yükletilmesine 03/07/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

          İş sayılı dosyasında zararının belirlenmesi için delil tespiti yaptırmış ve davasını yaptırmış olduğu delil tespitine dayandırmıştır. 6100 sayılı HMK'nun 323. maddesi gereğince geçici koruma tedbirlerinden olan delil tespiti için yapılan giderler yargılama giderlerinden olup 332. madde gereğince mahkemece resen hükmedilmesi gerekir. Asıl davayı karara bağlayan mahkemece diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi, delil tespiti giderlerinin ve bu arada vekalet ücretinin de davada haksız çıkan tarafa yükletilmesine karar verilmelidir. 22.03.1976 gün ve 1/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereği delillerin tespiti işlemlerinde ilerde haksız çıkacak taraftan alınmak üzere takdir edilecek vekalet ücretinin HMK'nun 323/1- ğ maddesinde yer alan vekalet ücretinden ayrı tutmaya imkan yoktur....

          Hükmü, davalı temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Gerçekten, dava tarihinden önce davacı tarafından delil tespiti suretiyle zarar miktarı bilirkişiye tayin ettirilmiş, bunun 270.00 TL olduğu saptanmıştır. Bilirkişi raporu davalıya gönderilmiş, delil tespiti dosyasında rapora itiraz edilmemiştir. Ne var ki; davaya cevap dilekçesinde bilirkişi raporu davalı tarafından kabul edilmemiş, bu nedenle mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi 20.11.2008 tarihli raporunda zarar miktarını 150.00 TL olarak hesaplamıştır. Davalının delil tespiti suretiyle alınan bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olması bilirkişi raporunu kesinleştirmez....

            Davacı, 24.10.2011-12.03.2012 tarihleri arasında aylık 5.000 TL ücretle davalı ... nezdinde hizmet akdine tabi olarak geçen sürekli çalışması nedeniyle gerçek prime esas kazanç tutarının tespiti ile 24.10.2011-25.11.2011 tarihleri arasında davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda, kanıtlanamadığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir. 1-)Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve özellikle davacının ücret iddiasına ilişkin yazılı delil veya yazılı delil başlangıcı teşkil edecek bir delil sunamamış olmasına göre, davacının sigorta primine esas kazanca ilişkin hüküm yönünden ileri sürdüğü temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-)Hizmet tespitine ilişkin istem yönünden ileri sürülen temyiz itirazları bakımından yapılan incelemede ise, Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki...

              Maddesine göre taraflar akdedilen sözleşme uyarınca; sözleşmeye konu ayıplı malların tespiti ve davacının sözleşme konusu siparişleri iptal etmesinin haklı olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkememizin 19/04/2022 tarih 2021/363 esas 2022/281 sayılı kararı, ... Bölge Adliye Mahkemesi 31 Hukuk Dairesi'nin 03/01/2023 tarih 2022/1196 esas, 2022/1228 karar sayılı ilamıyla; "...Davacı vekilince; 19/10/2021 ve 26/10/2021 tarihli celselerde özetle, taleplerinin HMK'nun 403.maddesi uyarınca delil tespitine ilişkin olduğunu, tevzi bürosunda esas numarası alınmak suretiyle dosyanın kaydedildiğini, tespiti konu yapının tamamlandığını belirterek, dava dilekçesindeki talep sınırlandırılmıştır....

                Davacı kiracının talebi üzerine ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/237 Değişik İş sayılı dosyasında 27/10/2010 tarihinde İnşaat mühendisi bilirkişi ile yapılan delil tespiti sonucu dosyaya sunulan bilirklişi raporunda; kiralanan binanın bodrum katı 3 cephesinin zemin kata kadar toprak dolgu olarak yapıldığını, binada içine girilemeyecek rutubet ve küf kokusu tespit edildiğini, duvarlarda oluşan boya ve sıva hasarlarının ve binadaki rutubet ve küf kokusunun giderilebilmesi için duvarlara gelen suyun engellenmesi gerektiğini, rutubetin giderilmesi için binanın 3 cephesindeki toprak dolguların temel alt seviyesine kadar açılması, gerekli drenaj ve yalıtım yapıldıktan sonra bu kısımların kapatılması neticesinde ancak içeri giren suyun önlenebileceği belirtilmiştir. Geri çevirme kararı sonucunda getirtilen delil tespiti dosyası incelendiğinde delil tespitinin davalı kiralayanın yokluğunda yapıldığı, bilirkişi raporunun da kiralayana tebliğ edilmediği anlaşılmıştır....

                  Hasar miktarının tespiti bilirkişi incelemesini gerektirmekte olup, tek yanlı yapılan ve itiraza uğrayan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporu hükme esas alınamaz. Öte yandan HMK’nun 400 ve devamı maddelerine dayanılarak yaptırılan delil tespitine ilişkin bilirkişi raporları aynı yasanın 405. maddesi hükmü uyarınca asıl dava dosyasının eki sayılmakla birlikte, söz konusu raporlara karşı belirli sürede itiraz edilmemesi halinde kesinleşeceği veya aleyhine tespit yaptırılan kişi hakkında kesin delil niteliği kazanacağına dair yasal bir düzenlemeye de yer verilmemiştir. Bu nedenle delil tespiti yolu ile alınan bilirkişi raporuna itiraz etmemiş olan taraf bu itirazını hüküm verilinceye kadar mahkemeye bildirebilir. Kaldı ki tespit raporunun iddiayı ve savunmayı karşılayıp karşılamadığı, hüküm kurmaya yeterli olup olmadığını denetleme işi hakime ait bir görevdir....

                    UYAP Entegrasyonu