Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosyanın incelenmesinde davacı vekilinin talep ettiği delil tespitinde davalının taraf olarak gösterilmediği ve delil tespit dilekçesinde talebe konu eser sözleşmesinin sözlü olarak yapıldığının belirtildiği bu sebeple dosyaya sunulan yazılı bir eser sözleşmesinin bulunmadığı, davalı şirketin dosyaya sunduğu kira sözleşmesine göre sözleşmenin 12/11/2020 tarihinde imzalanıp 01/12/2020 tarihinden itibaren başlayan bir yıllık kira sözleşmesi olduğu davacı vekili her ne kadar hem dava dilekçesinde hem ... 25 AHM'nin ... d iş sayılı dosyasında talep ettiği delil tespiti dilekçesinde davaya konu ettiği eser sözleşmesinin tarihini belirtmemiş ise de delil tespiti talebinde 27/11/2020 tarihinde bulunduğu, davalının kira sözleşmesinin 01/12/2020 tarihinde başladığı, aleyhine delil tespiti talep edilen kişiler arasında davalının olmadığı ve davalının davaya konu eser sözleşmesini kabul etmediği böylelikle davacının davalı ile aralarında bulunduğu iddia ettiği eser sözleşmesinin varlığını ispatlayamadığı...

    HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/09/2020 NUMARASI : 2020/26 D.İŞ ESAS 2020/26 D.İŞ KARAR DAVA KONUSU : Delil Tespiti ve İhtiyati Tedbir KARAR : İhtiyati tedbir talep eden tarafından karşı taraflar aleyhine Konya 8....

    Zira hizmet tespiti davalarında -kamu düzenine ilişkin olduğundan- resen araştırma ilkesinin, işçilik alacaklarıyla ilgili davalarda ise taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle işçilik alacakları davasında verilen karar hizmet tespiti davasında kesin delil değil güçlü delil olarak kabul edilmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki delil değerlendirmesi derece mahkemelerinin takdirinde olup bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu değildir. Bununla birlikte bağlantılı davalarda birbirine aykırı karar verilmesi hâlinde bu aykırılığın -taraflarca ileri sürülmesi durumunda- gerekçesinin açıkça ortaya konması anayasal bir yükümlülüktür ve bu husus Anayasa Mahkemesinin inceleme alanı kapsamındadır” gerekçesi ile hizmet tespit davasında işçilik alacaklarına ilişkin ücret tespitinin delil olarak dikkate alınmamasını, gerekçe yapılmamasını hak ihlali olarak kabul etmiştir(B....

      birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, kararın özetinin karar kesinleştiğinde Türkiye çapında satışı en yüksek beş gazeteden biri ile ilanına, davacının 7.471,25 TL'lik maddi tazminat talebi ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına, delil tespiti dosyası nedeniyle delil tespiti tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre davacılar vekiline takdir edilen 245,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, davacılar tarafından delil tespiti dosyası kapsamında yapılan toplam 2.464,30 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir....

        İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir isteyen vekili, delil tespiti talebinin , asıl davadan ayrı bir vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, dava açılmadan önce delilin tespitinin talep edilmesi halinde, bu dosyada yapılan yargılama giderlerinin asıl davada verilen kararla hüküm altına alınacağı, Ankara 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nde 2023/36 D. İş sayılı dosyasında karşı tarafın başka bir adresinde tespit edilen ürünlerin müvekkilinin markalarını taşıyan taklit ürünler olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının karşı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE : Talep, delil tespiti ve ihtiyati tedbir istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır....

          Maddesinde belirtilen ve delil tespiti dosyasında hiç hesaplanmamış, dikkate alınmamış olan zarar gören giysi, eşya, elektrik cihaz ve temel ev eşyaları için şimdilik 1.000,00TL' nin, müvekkili davacının, yapı sahibi sıfatını haiz davalının kusurlu eylemi ile kişilik haklarına zarar verildiğinden, ailenin bir dönem birbirlerinden ayrı kalması, barınma hakkının ihlal edilmesi, müvekkilinin iş hayatının etkilenmesi ve dilekçede belirtilen diğer sebeplerden dolayı 5.000,00TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkilim davacıya verilmesine, karşı delil ve ek delil sunma hakları saklı kalmak üzere delil listelerinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, dava, haksız fiilden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir....

          Somut olayda, davacı dava açılmadan önce Bolu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/7 D.iş sayılı dosyasında delil tespiti yaptırmış ve davaya konu alacağını bahse konu delil tespitine dayandırmıştır. Davacı taraf , gerek asıl davada gerekse de birleşen davada, dava dilekçesinde, delil tespiti için yaptırdığı masraflara da hükmedilmesini talep etmiştir. Hal böyle olunca, mahkemece; dava açılmadan önce davacı tarafından yaptırılan delil tespiti dosyasında yapılan giderlerin yargılama giderlerine dahil olduğu ve yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiği göz önüne alınarak, davanın kabulüne karar verilen davalı ... ve birleşen dosyadaki davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, bu konuda bir karar verilmemiş olması usul ve yasaya uygun görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir....

            Mahkemece; davanın kabulü ile 10/03/2016 havale tarihli ziraat bilirkişi tarafından hesaplanan 14.260 TL ile 26/11/2014 tarihli inşaat bilirkişi tarafından hesaplanan 8.629,01 TL olmak üzere toplam 22.889,01 TL'nin maddi tazminatın haksız fiilin meydana geldiği tarih olan 19/08/2014 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline dair verilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; Dairece verilen 01/11/2018 tarihli ve 2017/1007 E. 2018/10929 K .sayılı kararla; "sair temyiz itirazları reddedilerek, delil tespiti dosyasında yer alan inşaat mühendisi ve ziraat mühendisi bilirkişi raporlarına dayanılarak, yeniden bilirkişi incelemesi yapılmaksızın, yalnızca delil tespiti dosyasında rapor sunan ziraat mühendisi bilirkişiden bedele yönelik ek rapor alınarak karar verildiği, delil tespit dosyasında yer alan bilirkişi raporlarının ise davalıya tebliğ edilmediği, gerçek zarar miktarının tespiti için delil tespiti dosyasında rapor hazırlayan bilirkişilerden farklı, konusunda uzman bilirkişilerden...

              Ücret miktarı HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288. maddesinde belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür. Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar için, yine, HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK’nun 289. maddesi gereğince tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile, varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa, tanık dinletilmesi mümkündür. 506 sayılı Kanunun 78. maddesinde prime esas günlük kazançların alt ve üst sınırlarının ne olacağı gösterilmiştir....

                hakkında dava açılarak 4733 sayılı Yasanın 8/4. maddesi uyarınca mahkumiyet hükmü verildiği, sanıklar ..., ..., ... (...) ..., ..., ..., ... hakkında ise iletişimin tespiti, kayda alınması, dinlenmesi ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesiyle ilgili 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135. maddesindeki iletişim tespiti kararı gereği dosyada bulanan TAPE kayıtları uyarınca bu suça iştirak ettiği iddiasıyla; daha sonra ayrıca kamu davası açıldığı, İletişimin tespiti, kayda alınması, dinlenmesi ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesiyle ilgili 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 135. maddesindeki iletişim tespiti karar tarihinde yürürlükte olan düzenleme; "Bir suç dolayısıyla yapılan soruşturma ve kovuşturmada, suç işlendiğine ilişkin kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesi imkânının bulunmaması durumunda, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısının kararıyla şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişimi tespit...

                  UYAP Entegrasyonu