Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı dava dilekçesinde delil tespit gideri olan 3.560,55 TL'nin de tazminine karar verilmesini istemiş olup, mahkemece kısa kararda ve gerekçeli kararda tespit giderine ilişkin bir hüküm kurulmamış, yargılama giderleri hesaplamaya dahil edilmemiştir. Delil tespiti dosyası, asıl dava dosyasının eki sayılır ve onunla birleştirilir (HMK 405/1). Bu nedenle dava ile ilgili olan delil tespiti dosyası nedeniyle yapılan ve HMK'nın 323. maddede sayılan giderler de yargılama giderine dahil olup dava değerine (müddeabihe) dahil değildir. Dava değerine dahil olmadığından dava açılarak istenmesine gerek olmadığı gibi, buna rağmen istenmesi halinde de asıl alacak olarak hükmedilmesi mümkün değildir....

    Dava, delil tespiti ve ihtiyati tedbir talebine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda özetlenen gerekçe ile her iki talebin reddine karar verilmiş; bu karar tespit ve tedbir talep eden vekili tarafından temyiz edilmiştir. Delil tespiti HMK'nın 10. kısım 2. bölümünde 400. ve devamı maddelerinde düzenlenen geçici hukuki korumalardan olup, ileride açılacak veya açılmış olan bir dava ile ilgili delillerin bazı şartlar altında zamanından önce toplanıp emniyet altına alınmasını sağlamak için kabul edilmiş bir kurumdur. 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi gereğince, bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı HUMK'nın 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacaktır. HUMK'nın 427. maddesine göre ise ancak mahkemelerce verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir....

      Delil tespitinin konusunu maddi vakıalar oluşturur ve bilirkişi raporunda belirtilen zarar miktarı davacı lehine kazanılmış hak doğurmaz. Yani, delil tespiti kesin delil niteliğinde değildir. Somut olayda; davacı vekili tarafından, davadan önce yaptırılan delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporlarında; davacının evinin ve eşyalarının yangın nedeni ile zarar gördüğü ve zararın miktarı bildirilmiştir. Delil tespiti dosyasının içeriğinden, bu raporun davalı yana tebliğ edildiği, davalı vekilinin yargılam aşamasında yapılan delil tespitini kabul etmediklerini belirttiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu, davalılar aleyhine bir delil olarak kabul edilemez. Mahkemenin, yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmaksızın, delil tespiti dosyasına sunulan bilirkişi raporlarına dayanarak hüküm oluşturması anılan nedenlerle isabetli bulunmamıştır....

        "İçtihat Metni"Delil tespiti isteyen ... ile karşı taraf ... aralarındaki tespit davasına dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 13.09.2013 günlü ve 2013/126 D.İş sayılı hükmün temyiz dilekçesinin reddi kararı hakkında dairece verilen 30.01.2014 günlü ve 2014/1302 E.-2014/1347 K.sayılı ilama karşı delil tespiti isteyen vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir....

          "İçtihat Metni" Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delil tespiti ve mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda alınan raporlara göre ayıpların kullanım sonucu ortaya çıkan gizli ayıp niteliğinde olup, yaptırılan delil tespiti ve raporunun davalıya tebliğ edilerek ayıp ihbarında bulunulduğunun anlaşılmasına göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 313,80 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi. ....

            de 1 ve 6 numaralı iş mahkemeleri bu yetkiye haizdir.), alacak ve tazminat davası kapsamında hizmet tespitine yönelik araştırma yapılmasının işin ruhuna aykırı olduğu gibi görev aşımını da beraberinde getireceği, görev bölümüne rağmen yapılacak böyle bir araştırma sonunda verilecek karar da hizmet tespiti için kuvvetli delil teşkil edeceği, usul ve yasaya uygun olan hizmet tespiti davası ile fiili ve gerçek çalışmanın kesinleşmesi, bu davanın alacak tazminat davasına bekletici mesele yapılması olacağı, davaya konu olayda davacı taraf davanın görüldüğü zaman ve şartlarda fiili ve gerçek çalışmayı ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davacı temyiz etmiştir. E) Gerekçe: Taraflar arasında iş ilişkisinin olup olmadığı ile bu olgunun nasıl ispatlanması gerektiği hususlarının açıklığa kavuşturulması gereklidir. Davacı işçi iş ilişkisini her türlü delil ile ispatlayabilir....

              Talep eden vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; talep dilekçesindeki istemin delil tespiti ve ihtiyati tedbir istemine ilişkin olduğu halde sadece ihtiyati tedbir yönünden görülüp karar verildiğini, davanın henüz açılmadığını ileri sürerek, davalının mal kaçırdığından delil tespiti ve tedbire karar verilmesi istemiştir. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda: Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçesinde belirtilen hususlarla sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine ilişkin hususlar resen dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde; Talep: Eser sözleşmesine konu makinenin davalının evinde olduğunun tespiti ile tedbiren yediemine teslimine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nun 341/1.fıkrasına göre İlk Derece Mahkemesinden verilen istinaf kanun yoluna başvurulabilecek olan kararlar; nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilecek kararlar olarak gösterilmiştir....

              Nitekim Yargıtaya göre işçilik alacakları davasında -açılmış ise- kural olarak hizmet tespiti davasının sonucu beklenmelidir. Yine Yargıtay kararlarında her iki davanın birbirlerini etkilemesi mümkün ise de davaların niteliği gereği farklı sonuçlara varılabileceğinin kabul edildiği görülmektedir. Zira hizmet tespiti davalarında -kamu düzenine ilişkin olduğundan- resen araştırma ilkesinin, işçilik alacaklarıyla ilgili davalarda ise taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu kabul edilmektedir. Bu nedenle işçilik alacakları davasında verilen karar hizmet tespiti davasında kesin delil değil güçlü delil olarak kabul edilmektedir. Hemen belirtmek gerekir ki delil değerlendirmesi derece mahkemelerinin takdirinde olup bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu değildir....

                sunulan bilgi ve kayıtların öncelikle denetçi tarafından incelenmesi gerektiği, sunulan belgeler ve bilirkişi raporuna göre, davanın delil tespiti içeriği taşıdığı gerekçesiyle tespit isteminin kabulüne karar verilmiştir....

                  Davacı icra dosyasında 15.09.2012 tarihli faturaya dayanmış ve dosyaya bu fatura örneği girmiş ise de davacı delil tespitinde bulunurken bu kez 21.09.2012 tarihli irsaliyeli faturaları sunmuştur. Davaya konu iş nedeniyle mükerrer fatura düzenlenmesinin nedeni açıklanmadığı gibi hangi faturaların asıl fatura olduğu da anlaşılamamıştır. Davacının yaptırdığı tespitte alınan bilirkişi raporu davacıya ait malların okulda satışının yapıldığına dair bir tespiti içermemektedir. İrsaliyeli faturaya rağmen teslim alan imzası bulunmaması, teslimin davalı tarafın açık iradesiyle yapılmadığını, teslim alacak yetkililer okulda bulunmadığı sırada bu malların okula bırakıldığının kabulü gerekir. İmza bulunmayan irsaliyeli fatura düzenlendikten kısa süre sonra delil tespiti yaptırılmış olup davalı tarafça formaların okula bırakılmış olmasına dayalı teslime karşı çıkıldığı ve bu nedenle ihtilaf çıktığı için delil tespiti yaptırılmış olduğunun da kabulü gerekir....

                    UYAP Entegrasyonu