HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle, A-) Davalının, davanın kabul edilmiş olmasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, B-) Davalının, çocuklarla kendisi arasında kurulmuş olan şahsi ilişkiye yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1- b-2 maddesi uyarınca KABULÜ ile; İlk Derece Mahkemesi kararının hüküm fıkrasının çocuklarla anne arasında kurulmuş olan şahsi ilişkiye yönelik 2. Bendinin KALDIRILARAK, şahsi ilişki yönünden YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, BUNA GÖRE, -Velayeti davacı babaya verilen tarafların müşterek çocukları EMİNE TÜLİN TAŞPINAR ve BELİNAY TAŞPINAR ile davalı anne arasında kişisel ilişki tesisine, buna göre; "Her ayın 1. ve 3. haftası cumartesi günleri saat 09.00'dan pazar günü saat 17.00'ye kadar, her yıl okulların Kasım ayındaki ara tatillerinin ilk cumartesi günü saat 09.00'dan takip eden cumartesi günü akşam saat 17.00'ye kadar, her yıl sömestr tatilinin 1. günü saat 09.00'dan 7....
Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı kadının kusurunun bulunmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK m. 4, TBK m. 50,51,52,58) dikkate alınarak davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönün dikkate alınmaması doğru görülmemiştir. 3-Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde aslolan çocuğun yararıdır. Tarafların müşterek çocuklarından...12.2.2014 doğumlu olup, yaşı nazara alındığında ana bakım ve şefkatine muhtaç olduğu açıktır. Müşterek çocuk...ve davalı baba arasında uzun süreli kişisel ilişki tesisi, çocuğun bedeni ve fikri gelişimine mani olabileceği gibi, davacı annenin velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine de engel olacaktır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili yasal süresinde sunduğu 06.01.2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin ortak çocuğa her konuda yardımcı olmak istediğini, ortak çocuğun sağlığı, eğitim, sosyalleşmesi için elinden geleni yaptığını, kişisel ilişki sürelerinin kısa olduğunu, uzman raporlarının dikkate alınmadığını, talep gibi karar verilmesini istemiştir. GEREKÇE: Dava; çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı, davacı vekili süresinde hükmün tamamı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
Kişisel ilişki konusunda idrak çağında bulunan küçüğün görüşünün sorularak ve davalı baba ile de görüşülerek, değişen durum ve koşullara göre ortak çocuk ile uygun bir kişisel ilişki kurulması konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılması (4787 sayılı Kanun m.5), dosyaya konu ceza dosyasının da getirtilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.(Yargıtay 2....
Kişisel ilişki konusunda idrak çağında bulunan küçüğün görüşünün sorularak ve davalı baba ile de görüşülerek, değişen durum ve koşullara göre ortak çocuk ile uygun bir kişisel ilişki kurulması konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılması (4787 sayılı Kanun m.5), dosyaya konu ceza dosyasının da getirtilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek ve davacı annenin kişisel ilişkinin kaldırılması yanında kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da talep ettiği dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.(Yargıtay 2....
Açıklanan nedenlerle, her ne kadar davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmamış ise de; baba ile çocuk arasında babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, yatılı da olacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki tesisi gerekirken, kişisel ilişkinin kademeli olarak kurulması doğru olmamıştır. Öte yandan; Dosya kapsamından, velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması veya azaltılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmış ise de; Serik Aile Mahkemesinin 2020/254 esas ve 2020/229 karar sayılı ilamı ile velayeti anneye verilen müşterek çocuk ile baba arasında her hafta sonu olacak şekilde kişisel ilişki kurulması diğer ebeveyni tüm hafta sonları eve bağımlı hale getirecek ve velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacaktır. Bu sebeple, davacı kadın kişisel ilişkinin düzenlenmesi davası açmakta haklıdır....
Davacı-karşı davalı erkeğin müşterek çocuklarla tesis edilen kişisel ilişki belirlemesine yönelik istinaf taleplerinin incelenmesine gelince; Çocuk ile kişisel ilişki tesisi sırasında çocuğun üstün yararı öncelikli olup ,anne ve babanın bu husustaki talepleri çocuğun üstün menfaati ile çelişmedikçe dikkate alınır. Somut olayda müşterek çocuklardan Alperen karar tarihi 7 ,Mücahit ise 6 yaşındadır ve dosya kapsamına göre babaları ile yatılı kişisel ilişki kurmalarına engel bir durum ispatlanmış değildir. Boşanma sürecinin çocuklarda yarattığı travmaların bir an önce atlatılması da ,süreç sonunda her iki ebeveyn ile kuracakları düzenli ve sağlıklı ilişkiler ile mümkün olup netice olarak çocukların üstün yararınadır....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; toplanan delillerle davacı kadının başka bir erkekle birlikte yaşadığı, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, davalı kocaya atfı kabil kusur kanıtlanmadığı gerekçesiyle davacının boşanma, tedbir, yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, müşterek çocukları için dava tarihinden geçerli olmak üzere müşterek çocuklardan Oğuzhan'ın reşit olduğu 06/08/2019 tarihine kadar aylık 300’er TL tedbir nafakası bağlanmasına, müşterek çocuklarla babanın tedbiren her ayın 3. haftası cumartesi günü saat 10:00'dan pazar günü saat 20:30 kadar, her yıl 10 Temmuz saat 09:30'dan 20 Temmuz 22:00'ye kadar görüşmek suretiyle şahsi ilişkisinin düzenlenmesine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı asil istinaf dilekçesi ile; çocukları için takdir edilen tedbir nafakası ve kişisel ilişki süresi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;tarafların boşandıklarını, boşanma kararıyla müşterek çocuğun velâyetinin anneye verildiğini, her ne kadar kişisel ilişki tesis edilse de davalının çocuk henüz 3 aylıkken evi terk ettiğini, müşterek çocuğu aradan geçen 5 yıl içerisinde görmeye yanaşmadığını, bunca zaman içerisinde sadece bir defa davalının babası tarafından çocuğun görülmek istendiğini, çocuğun nafakası için icra takibi başlatılmasına sebep olduğunu, kesinleşen ilam doğrultusunda çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun üstün yararlarına aykırı olduğunu belirterek ortak çocuk ...ile davalı baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına mahkemece aksi kanaatte olunur ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenerek refakatçi eşliğinde gerçekleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Davalı annenin boşanma davasından sonra yeniden evlendiği, yeni evlendiği eşi hakkında müşterek çocuk Beren'e karşı işlediği ileri sürülen cinsel istismar suçundan cezalandırılması talebi ile açılan bir ceza davasının bulunduğu ve yargılamasının devam ettiği de anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında boşanma hükmü ile verilen kişisel ilişki tedbiren durdurulmuş, çocuk ile anne arasındaki iletişimin devamı açısından yatılı olmayacak şekilde uzman nezaretinde haftada bir gün kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Tedbiren ara karar ile kurulan kişisel ilişkinin tesisi sırasında görevli uzmanlar tarafından tutulan tutanaktan; müşterek çocuğun davalı anneye tepkili olduğu, kişisel ilişki süresince ağladığı ve anne ile görüşmek istemediği anlaşılmaktadır. Ayrıca yargılama sırasında görüşü alınan uzman bilirkişi de raporunda; çocuğun anneye karşı tepkili olduğu ve görüşmek istemediği belirtilmiştir....