Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu'nun 325. maddesinde "Olağanüstü haller mevcutsa, çocuğun menfaatine uygun düştüğü ölçüde çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı diğer kişilere, özellikle hısımlarına da tanınabilir" denilmektedir. Davacılar küçüğün büyük annesi ve büyük babası olup, torunlarını sevme, onunla kişisel ilişki kurulmasını isteme, en doğal haklarıdır. Annenin ailesi ile davacılar arasında anlaşmazlık bulunması, davacıların torunları ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemelidir. Babasını kaybetmiş çocuğun bu eksikliğini gidermesi için büyükanne ve büyükbaba ile vakit geçirmesi onun yararına olacaktır. O halde ilk derece mahkemesince kişisel ilişki süresinin düzenlenmesine, karar verilmesi doğru ise de; davacılar ile 2008 doğumlu Süleyman ve 2009 doğumlu Selin arasında kurulan kişisel ilişki süresinin kısa olduğu anlaşılmaktadır....

    Mahkemece alınan 12.10.2015 tarihli bilirkişi raporu içeriğinde de müşterek çocuk ile babanın davanın devamı sırasında 30 gün yatılı kişisel ilişki kurduğu ancak çocuğun baba ile uzun süreli yatılı kişisel ilişki kurmak istemediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Velayeti anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğu 14.07.2009 doğum tarihli ... ile davalı baba arasında mahkemece kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini yaşayacağı yeterlilikten uzaktır....

      Mahkemece kişisel ilişkinin kaldırılmasına yönelik bir dava olmadığı halde müşterek çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.06.2016(Prş.)...

        HMK'nun 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebepler ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesinde; İlk derece mahkemesince," 23/06/2021tarihli SİR raporu, davacının 28/03/2022 tarihli sağlık raporu, dinlenen tanık beyanları, çocuğun uzun zamandır babası ile görüşmemesi nedeniyle babasını tanımadığı, çocuğun yaşı göz önüne alındığında, davacı baba ile tarafların müşterek çocuğu arasında sosyal inceleme raporunda da belirtildiği üzere yaşı küçük çocuk ile baba arasında yatılı olmayacak şekilde şahsi ilişkinin düzenlenmesinin küçüğün yararına olacağı" gerekçesi ile yukarıda belirtilen şekilde küçük ile baba arasında kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır....

        çocuk ile müvekkilinin kaliteli zaman geçiremediğini, müşterek çocuğun üstün yararı için kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep ve dava etmiştir....

        dikkate alınmadığını bu nedenlerle ilk derece mahkeme kararının müşterek çocuklar Ecem ve Eren Efe yönünden kişisel ilişkinin değerlendirilmesine dair kararın kaldırılmasına ,çocukların üstün yararı gereği baba ile bu çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        Anne ile müşterek çocuk arasında kişisel ilişki düzenlemesi yapılırken, öncelikle çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerekir. Çocuğun üstün yararı olumsuz etkilenmeyecekse, analık-babalık duygularının tatmini dikkate alınır. Somut olayda, dinlenen tanık beyanlarına göre, davacının müşterek çocuk olduğu halde cafeye gittiği, gece 12-01'e kadar farklı erkeklerin masalarında vakit geçirdiği ve yine müşterek çocuk olduğu halde, mezarlıkta müşterek çocuğun biraz yukarısında bir erkekle öpüşürken görüldüğü, davacının para karşılığı erkeklerle birlikte olduğu kanıtlanmıştır. Kişisel ilişki düzenlenmesi konusunda Türk Medeni Kanununun 182/2. fıkrası "velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararı esas tutulur" hükmünü getirmiştir....

          Dava; müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesi bunun mümkün görülmemesi halinde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi istemlerine ilişkindir. Davacı kadın vekilinin; vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Davacı anne, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuğun velayetinin davalı babadan alınarak kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir. Davacı annenin velayetin değiştirilmesine ilişkin talebi reddedilmiş, ancak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik talebi kabul edilerek karar verilmiştir. Davada kısmen kabul söz konusu değildir. Dava terditli olarak açılmış olup; iki ayrı dava değil, tek dava vardır....

          Aile Mahkemesinin 19/10/2018 tarih, 2018/619 Esas ve 2018/838 Karar sayılı ilamı ile velayetleri davalı babaya bırakılan müşterek çocuk Şüheda Aksa Cırıtcı'nın velayetinin davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk Ahmet Yusuf'un reşit olduğu anlaşılmakla velayetinin değiştirilmesi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuk Şehaddet'in reşit olduğu anlaşılmakla velayetinin değiştirilmesi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuk Harun'un velayetinin değiştirilmesi talebinin reddine, velayeti anneye verilen çocukile babaları arasında şahsi ilişki tesisine yer olmadığına, velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk için nafaka talep edilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince 17.06.2022 tarihli tashih şerhi ile; Mahkememizin 14/06/2022 tarih ve 2021/195 Esas - 2022/605 Karar sayılı ilamının hüküm fıkrasının 1....

          Somut olayda davacının dava dilekçesinde müşterek çocuğun velayetinin değiştirilmesini talep ettiği, 01.12.2015 havale tarihli ıslah dilekçesiyle velayet isteğinin reddedilmesi halinde çocukla davacı baba arasındaki kişisel ilişki günlerinin tarafların farklı yerlerde yaşamaya başlamaları sebebiyle yeniden düzenlenmesini belirtilerek işbu talep yönünden ıslah yoluna gittiği anlaşılmaktadır. Şu hale göre, davacının kişisel ilişki yönünden ıslah talebi usul ve yasaya uygundur. Ancak, 01.12.2015 tarihli davacı tarafın ıslah dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmeden ıslah talebinin yasal şartlarını taşımadığından reddine karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu