Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

görüşü değerlendirildiğinde çocuğun üstün yararı gereği velâyetinin anneye verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu, müşterek çocuk ile baba arasında yargılama sırasında tedbiren kurulan kişisel ilişki en son 25.11.2016 tarihli duruşma ara kararı ile kaldırıldığı ve sonrasında İlk Derece Mahkemesince tedbiren kurulan kişisel ilişki kararı bulunmadığı, İlk Derece Mahkemesi kararı ile verilen kişisel ilişki, kararının kesinleşmesi ile uygulanabileceği, müşterek çocuk ile baba arasında kurulan bir tedbiren kişisel ilişkinin yargılama sırasında kaldırılması ve sonrasında kurulan tedbiren kişisel ilişki kararı bulunmadığından müşterek çocuk ile babanın bu zamana kadar görüşememesi nedeniyle müşterek çocuk ile baba arasındaki ilişkinin ve güven duygusunun yeniden kurulabilmesi için tedbiren yatılı olmaksızın kişisel ilişki kurulmasının çocuğun menfaatine olacağı, kadının sabit gelirinin bulunduğu, bu yüzden boşanma ile yoksulluğa düşmeyeceği, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat...

    anneye verilmesinin doğru olduğu, talep olmasa bile iştirak nafakası takdirinin doğru ve yerinde olduğu, baba ile şahsi ilişki kurulmasının doğru ve yerinde olduğu, ancak cezaevinde bulunan baba ile çocuklar arasında kurulan şahsi ilişkinin süresinin fazla olduğu, velayetin eki niteliğinde olan kişisel ilişkinin de kamu düzenini ilgilendirmesi gözetilerek re'sen çocuklar ile babası arasında infazı kabil olacak şekilde yeniden kişisel ilişki tesisine, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

    Mahkemece müşterek çocuk ile davalı babası arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiş, kişisel ilişki kurulurken çocuğun 14 yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı düzenlenerek, kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı, eğitim ve sağlık durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi ileriki yıllarda her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden müşterek çocuk ile davalı baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir....

      olduğu ve reddedilen boşanma davasında dinlenilen tanıklardan bir kısmı da bu iddialarını destekler mahiyette beyanlar bulunduğunu, Boşanma davasının reddine ilişkin karar gerekçesinde davalı eş evden ayrılırken bir daha dönmemek üzere ayrıldığını, davacısı olduğu davanın boşanma gerekçelerini ise bahane olarak ileri sürdüğünü, müvekil eş müşterek çocuklara anne olamadığını, Davalı eş müşterek çocukları çok yaşlı olan anne ve babası, boşanmış bir kız kardeşi ile birlikte tuvaleti dahi bahçede olan ufacık bir gecekonduda oldukça uygunsuz koullarda yaşattığını, anneanneleri müşterek çocukları hiç girmemeleri gereken inşaat alanlarına hurda toplatmak için gönderdiğini, bakımlarıyla ise hiç ilgilenilmediğini, kişisel ilişki kurulan tarihlerde bitlenmiş olan çocukların kafaları yara bere içinde müvekkilin yanına geldiklerini burada temizlenip eli yüzü açılan çocuklar hiç ayrılmak istemediklerini, ancak annelerine duydukları büyük korku dolayısıyla fazla ses çıkarmadan davalı annenin yanına...

      Davalar, boşanmayla baba ve velayeti anneye verilen çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesiyle; davalının muvafakati yerine geçmek üzere hakimin müdahalesi ile müşterek çocuğun yurt dışına çıkmasına izin verilmesi taleplerine ilişkindir....

      AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 09/12/2021 NUMARASI : 2021/357 ESAS, 2021/868 KARAR DAVA KONUSU : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların Kayseri 5. Aile Mahkemesinin 2019/617- 2020/94 E-K sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararında belirtilen kişisel ilişki süresinin yeterli olmadığını, davalının müşterek çocukla baba arasındaki kişisel ilişkiyi engellemeye çalıştığını, çocuklarla baba arasında her hafta Cuma ve Pazar arasında, bayramların tamamında kişisel ilişki kurulmasını, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Sayılı dosyası ile 19.01.2016 tarihinde boşandığını, müşterek çocuklar 03.01.2002 doğumlu Ayşegül ve 01.10.2007 doğumlu Ömer'in velayetlerinin müvekkiline verildiğini, davalı tarafın müşterek çocuklara karşı ilgisiz olup uzun süredir çocuklarla görüşmediğini, bu zamana kadar müşterek çocukların her türlü ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, müvekkilinin müşterek çocuklarla ilgili resmi kurumlarda yaptığı işlemlerde zorluk yaşadığını, müşterek çocukların müvekkili ile soyadlarının farklılığından dolayı yöneltilen sorulardan ötürü psikolojik olarak olumsuz etkilenmelerine sebep olduğunu bu nedenlerle davanın kabulü ile müşterek çocuklar Ayşegül ve Ömer'in soyadının ''ERBEN'' olarak değiştirilmesine, yargılama giderlerinin ve karşı vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

      Katılma yoluyla istinaf yasa yoluna başvurduğu değerlendirilen davalı erkek vekili hükmün; boşanma kısmı hariç olmak üzere; kusur belirlenmesi, aleyhine hükmolunan nafakalar, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi gerektiği ve reddedilen kendi tazminat talepleri yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Davalı erkek vekili; kusur belirlenmesi, davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddi, aleyhine hükmolunan nafakalar, kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi gerektiği ve reddedilen kendi tazminat talepleri yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuş, davalı erkeğin hükmü katılma yoluyla istinaf ettiği anlaşılmıştır....

      Cumhuriyet Başsavcılığında dosyalarının olduğunu, davalının müşterek çocuğu kaçırdığını, getirmediği için ... Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğunu, davalının kendisine karşı ahlak dışı, onur kırıcı, rencide edici mesajlar attığını, kendisinin şikayet etmesi üzerine davalı hakkında koruma tedbirinin uygulandığını belirterek davalı ile müşterek çocuk arasında ... Aile Mahkemesinin 2015/1027 Esas, 2016/870 Karar sayılı ilamı ile düzenlenen kişisel ilişkinin kaldırılmasına, aksi yönde bir karar verilecek ise davalı ile müşterek çocuğun uzman nezaretinde ve icra memuru vasıtasıyla yeniden kişisel ilişki düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti anneye bırakılan müşterek çocuklarla baba arasında, bir uzman aracılığı ile kişisel ilişki kurulmuştur. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi, bundan beklenen amaca aykırı düşer. Dosyada, bu şekilde düzenlemeyi çocuğun yüksek yararı bakımından haklı ve gerekli kılan bir olgu ve delil bulunmadığına göre, uzman aracılığıyla kişisel ilişki tesisi doğru değildir....

          UYAP Entegrasyonu