Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesinin 2018/175 Esas, 2018/245 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, müşterek çocuk ...'ın velâyetinin davalıya verildiğini, müşterek çocuk ile davacı arasında kişisel ilişki kurulduğunu, müvekkilinin bekçi olarak görev yaptığını, davalının ...'ya yerleştiğini, çocukla kişisel ilişki kurmasının zorlaştığını bildirerek, koşulların değişmesi nedeniyle kişisel ilişkinin her ayın 1. ve 3....

    Mahkemece belirlenen kişisel ilişki dönemleri yanında, ayrıca baba ile müşterek çocuk arasında babalık duygularını tatmin edecek yeterlilikte, ayın belirli hafta sonlarında yatılı kişisel ilişki kurulmaması doğru olmadığı gibi, çocuk 6 yaşını tamamladıktan sonra her yıl Temmuz ayında kurulan kişisel ilişkide, kişisel ilişkinin başlayış ve bitiş saatlerinin hükümde gösterilmemesi de infazda tereddüt yaratacak niteliktedir. Bu bakımdan mahkemece müşterek çocuğun okul durumunu etkileyemeyecek ve infaza elverişli şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi yapılması gerekirken, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru değil ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....

      Yukarıda belirtilen nedenlerle, davacı-karşı davalı kadının şahsi ilişki tesisine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk derece Mahkemesinin itiraz edilmeyerek kesinleşen Boşanma, velayet, iştirak ve yoksulluk nafakası, karşı davanın feragat nedeni ile reddine dair hüküm kısımları hariç İnfazda karışıklığa yol açılmaması için ilk derece Mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm kısmının 1 no’lu bendinde yer alan kişisel ilişkiye dair kısmının tamamı ile kaldırılarak müşterek çocuk ile baba arasında kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmek sureti ile velayeti anneye verilen müşterek çocuk Barış Boran ile baba arasında; her ayın 1. ve 3....

      Müşterek çocuk Furkan ergin olması sebebi ile velayet konusu olmaktan çıkmış ise de, sosyal hizmet uzmanına babası ile birlikte yaşamaya devam etmek istediğini, velayetinin annesine verilmesini istemediğini söylemiştir. Her iki çocuğun da uzun zamandan beri babanın yanında yaşadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında,mahkemenin küçük Cemre'nin velayetinin babaya verilmesine yönelik kararının dosya kapsamına göre uygun olduğu anlaşılmakla, davacının bu yöne ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Kişisel ilişki yönünden; Yukarıda da açıklandığı üzere müşterek çocuklardan Furkan ergin olması sebebi ile velayet konusu olmaktan çıktığından anne ile kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm de konusuz kalmıştır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır....

      Somut davada, müşterek çocuğun yaşı, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, düzenlenen sosyal inceleme raporu dikkate alındığında, davalı baba ile müşterek çocuk arasında var olan kişisel ilişki süresinin çocuğun üstün yararını olumsuz etkilediği hususunda bir delil bulunmadığı, kaldı ki çocuğun yatılı kalmak istemediği zamanlarda babanın zorlayıcı olmadığı dosya kapsamından anlaşıldığından yerel mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

        Dinlenen davacı tanık beyanları ile davalının müşterek çocuk üzerinde psikolojik baskı yaptığı, çocuğun gerek yaşı gerekse üniversiteye hazırlık sürecinde kişisel ilişkinin devamının çocuğun üstün menfaatine ters düştüğü gözetilerek çocuk ile davalı babası arasında tesis edilen kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verilmiştir. İştirak nafakasının artırılması talebi bakımından ise; tarafların gerek sosyal ekonomik durum araştırmaları gerekse çocuğun okul süreci ile hükmedilen nafakanın 2012 tarihinden itibaren uzun bir zaman geçmesi, paranın satın alım gücündeki değişikliği baz alınarak, müşterek çocuk lehine hükmedilen 100 TL iştirak nafakasının 650 TL arttırılması..."...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından, vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiş, mahkemece temyiz talebinin süre aşımı sebebiyle reddine karar verilmiş bu karar da temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dava, boşanma ile velayeti davacıya bırakılan müşterek çocuk ile davalı baba arasında tesis edilmiş olan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin olup, basit yargılama usulüne (HMK.md.316-322) tabi işlerden değildir. Kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine ilişkin davalar adli tatilde görülemeyeceği gibi (HMK.md.103), süreler de adli tatilde işlemeye devam etmez....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından reddedilen davası ve davalı lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden; davalı kadın tarafından ise müşterek çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kadının kişisel ilişkinin düzenlenmesine ilişkin harcı yatırılarak usulüne uygun şekilde açılmış bir davasının bulunmadığının anlaşılmasına göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00'şar TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına...

            İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin, davacı tarafın tutum ve davranışları nedeniyle müşterek çocukla görüşmesini yıllar boyunca engellediğini, müşterek çocukla istese dahi görüşemeyen müvekkil için şartlar oluşmadığı halde çocukla olan kişisel ilişkinin kaldırılması hususunda tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, müşterek çocuğun baba ilgisi ve şefkatine, müvekkilinin de çocuğuna duyacağı özlemin ve göstereceği sevgi ve şefkatine ihtiyacı olduğunu, müşterek çocuk ile müvekkili arasındaki şahsi ilişkinin sık kullanılamama sebebinin davacının sebep olduğunu, çocuğun ebeveyni ile görüşmek istemediğine ilişkin beyanının tek başına kişisel ilişkinin kaldırılması için yeterli olmadığını da belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir....

            Yaşları itibarıyla idrak çağında bulunan müşterek çocuklar hakkında anne ve babanın barınma ve yaşama koşullarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınıp, beyanları da tespit edildikten sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, velayetleri hususunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı tarafın ortak çocuklarla kişisel ilişkinin süresine ilişkin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 14.12.2022 (Çrş.)...

              UYAP Entegrasyonu