"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVACI-DAVALIDAVALI-DAVACI :......
Bu bakımdan kişisel ilişki tesis edilirken çocuğun bedeni, fikri ve ruhsal gelişimi esas alınarak amacı gerçekleştirici bir düzenleme yapılmalıdır. Çocuğun menfaati bu yönde bir düzenlemeyi gerekli kılmadıkça, uzman aracılığı veya gözetiminde kişisel ilişki tesisi bundan beklenen amaca aykırı düşer. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. İlk derece mahkemesince müşterek çocuklar ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişki kararında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı erkek ile davalı vekilinin bu yöndeki istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
Somut uyuşmazlıkta yapılan yargılama ve toplanan deliller, dosyada yer alan bilgi ve belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacı baba her ne kadar kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması yönünde talepte bulunmuş ise de çocuklarla anne arasında kurulan kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta bir olgunun ispatlanamadığı, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasının anne ile çocuklar arasındaki bağı tamamen koparacağı, böyle bir durumun da öncelikle çocukların üstün yararına uygun düşmeyeceği, ne var ki azın içinde çoğun da bulunduğu ilkesi gözetildiğinde talebin kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da kapsadığı, toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; annelik duygularının tatmini ve çocukların üstün yararı dikkate alınarak kişisel ilişkinin tümden kaldırılması yerine yatılı kişisel ilişkinin kaldırılması suretiyle yeniden yatısız olacak şekilde kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması doğru görülmemiş ve bozmayı...
Sosyal inceleme raporunda da kişisel ilişkinin daha uzun süreli düzenlenmesinin küçüğün yararına olacağı rapor edilmiştir. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir. Bu sebeple çocuk ile baba arasında daha uzun süreli ve yatılı olacak şekilde yeniden kişisel ilişki düzenlenmesi gerektiği anlaşılmakla; davalı/birleşen dosya davacısı erkeğin müşterek çocuk ile kurulan kişisel ilişkinin arttırılması talebinin KABULÜNE karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davacı kadının manevi tazminat talebi yönünden usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından Karar Verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir." şeklindeki gerekçe ile "iştirak nafakasının artırılması talepli asıl davanın kısmen kabulü ile; tarafların müşterek çocuğu 15/01/2015 doğumlu Yusuf Ziya Kurtuluş lehine Mahkememizin 2018/15- 2018/155 Esas-Karar sayılı ilamı ile aylık 325,00....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece; davacının müşterek çocukla davalı baba arasında kurulan şahsi ilişkinin kaldırılması talebine ilişkin davasının reddine, davacının terditli talebi olan kişisel ilişkinin değiştirilmesi davasının kısmen kabulüne, velayeti davacı annede bulunan tarafların müşterek çocukları 01/09/2007 doğumlu Nazlı Nur Oral ile davalı baba arasında Bodrum 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2011/182 Esas, 2011/298 Karar sayılı 15/07/2011 kesinleşme tarihli ilamı ile kurulan şahsi ilişkinin kaldırılarak yeniden aşağıdaki şekilde düzenlenmesine; velayeti davacı annede bulunan müşterek çocukla davalı baba arasında; dini bayramların 2. günleri sabah saat 10:00'da teslim alınıp, akşam saat 18:00'de teslim edilmek, her ayın 1. ve 3....
kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir....
T2 DAVALI T3 VEKİLİ :Av. T4 KARAR TARİHİ :25/06/2021 KARAR YAZIM TARİHİ :25/06/2021 TARAFLARIN İDDİA, SAVUNMA İLE YARGILAMA SÜRECİ: Davacı taraf dava dilekçesinde özetle; davalı ile müşterek çocuk Çınar Mete 'nin arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasını, talebin reddedilmesi durumunda ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine, davalı baba yanında gece kalma olmayacak şekilde ve davacı annenin bulunduğu bir ortamda ayda bir defa davacının öğretmen olarak çalışması nedeniyle hafta sonu uygun görülecek bir günde sınırlandırılmasına karar verilmesi amacı ile çocuğun fiziksel ve ruhsal zarar gördüğü gerekçeleri ile tedbirende baba ile kişisel ilişkinin kaldırılmasını aksi durumda gece kalmalı olmayacak şekilde sınırlandırılmasını talep ve dava etmiştir....
DAVA KONUSU : Velayet (Velayetin Değiştirilmesi) KARAR : Dairemizce yapılan dosya üzerinden inceleme sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İSTEM:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalının yaşadıkları beraberlikten müşterek dört çocuklarının olduğunu, müvekkilinin doğumundan itibaren müşterek çocukları tanıdığını, nüfus kaydını aldığını, davalı ile yaşadıkları süre boyunca müşterek çocukların bakımını beraber üstlendiklerini, taraflar arasında herhangi bir evlilik olmadığını, çocukların velayetinin davalıda olduğunu, davalının müşterek çocukları ve müvekkilini terk ettiğini, müşterek çocukların müvekkilinin yanında 2012 yılından beri müvekkilinin yanında yaşadığını, davalı annenin müşterek çocukları yanında istemeyerek arada sırada canı istediği takdirde çocukları ile iletişim kurduğunu, davalının müşterek çocuklarla devamlılık arz eden bir görüşmesi olmadığını belirterek müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, adli yardım...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından kişisel ilişkinin süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Müşterek çocuk 16.12.2003 doğumlu... idrak çağındadır. Mahkemece aldırılan uzman raporunda "çocuğun babaya karşı olumsuz tutumunun olduğu, baba ile görüşmeme konusunda ısrarlı tavır sergilediği, babasına yönelik duygusunu psikolojik destek alarak aşmasının faydalı olacağı, çocuk ile baba arasında gün içinde ve yatılı kalmaksızın kişisel ilişki düzenlenmesinin menfaatine olacağı" belirtilmiştir. Bu yön ve davacının talebi de gözetilmeden, yazılı şekilde kişisel ilişki tesisi doğru görülmemiştir....
İncelenen aile nüfus kayıtlarına göre tarafların; 23/05/2009 tarihinde evlenmiş oldukları, bu evliliklerinden müşterek 05/05/2010 doğumlu Hatice Duru, 23/01/2012 doğumlu Doğuş Erol isimli çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece; davacı karşı davalı kadının güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, davalı karşı davacı erkeğin kusurlu bir davranışının ispat edilemediği gerekçesi ile asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile, tarafların TMK.nun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına karar verilmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır....