Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVACI-DAVALIDAVALI-DAVACI :......

    DAVA Davacı- karşı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların anlaşmalı boşandıklarını, ortak çocukların velâyetinin anneye verildiğini, annenin çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasını engellediğini belirterek iddia ederek, baba ile ortak çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin hafta sonlarının tamamına tekabül edecek şekilde yatılı olarak yeniden düzenlenmesine, aksi halde görüş günlerinin artılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından velayetin değiştirilmesi talebinin reddi, vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuğun velayetinin davalıdan alınarak kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuklar ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir....

        Aile Mahkemesi'nin 2020/635 esas ve 2020/614 karar sayılı kararı ile anlaşmalı olarak boşanmış olup 2014 doğumlu Mira DOĞAN ve 2015 doğumlu Eylül DOĞAN isimli müşterek çocukların velayetinin davalı T3 verildiğini, müşterek çocuklar ile müvekkil arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, tarafların boşandıktan sonra aradan geçen 1,5 yıl boyunca davalı tarafça, davacı müvekkile müşterek çocukların gösterilmediğini, müvekkilin çocuklarını ancak icra yoluyla görebildiğini, davalının, müşterek çocukların müvekkili ile görüşmesini sistematik olarak engellediğini, davacı müvekkili ile müşterek çocuklar arasındaki kişisel ilişkinin hafta sonlarının tamamına tekabül edecek mahiyette yatılı olarak şeklinde yeniden düzenlenmesine, aksi halde görüş günlerinin artılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

        B-Kişisel ilişki kurma hakkı, anne/baba ile çocuğa belirli gün ya da saatlerde görüşme, birbirlerinden haberdar olma, birbirlerinin yaşamında olma, karşılıklı etkilenme yetkisi veren bir haktır. Bu hak, anne/baba için olduğu kadar çocuk için de bir haktır (2003 tarihli Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi m.4/1). Ana ve babadan her biri, velâyeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK.m.323). Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını birinci fıkrada öngörülen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddî olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki kurma hakkı reddedilebilir veya kendilerinden alınabilir (TMK.m.324)....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı baba, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuğun velayetinin davalı anneden alınarak kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini istemiştir. Davacı babanın velayetin değiştirilmesine ilişkin talebi reddedilmiş, ancak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik talebi kabul edilerek karar verilmiştir. Davada kısmen kabul söz konusu değildir....

          Mahkemece, davalı babanın halen cezaevinde olup olmadığı cezaevinde ise cezaevinin görüş günleri ile cezaevinde çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulması için bir ortamın sağlanıp sağlanamayacağı hususları araştırılarak, baba ile ortak çocuklar arasında çocukların yaşları ve üstün yararları da göz önünde bulundurularak, kişisel ilişkinin buna göre düzenlenmesi gerekirken, herhangi bir araştırma yapılmadan ve infazda sıkıntıya yol açacak şekilde düzenlenen kişisel ilişki doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

            GEREKÇE; Dava; başlangıçta çocuk ile baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması istemi ile açıldıktan sonra yargılama sırasında davacı talebini kişisel ilişkinin yatısız olarak yeniden düzenlenmesine dönüştürmüştür. Mahkemece yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. HMK.nun 355.maddesine göre; inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. Her şeyden önce kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması talebi "çoğun içinde azda vardır" prensibi gereği kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını da içerir. Bu nedenle davacının daha sonra talebini kişisel ilişkinin yatısız olarak yeniden düzenlenmesine dönüştürmesi iddianın genişletilmesi veya değiştirilmesi mahiyetinde değildir. Dosyanın incelenmesinden; tarafların Menderes 1....

            Boşanma tarihi ile işbu dava tarihi arasında geçen süreçte müşterek ... çocuklarla davalı ... arasında mevcut kişisel ilişkisinin değiştirilmesini gerekli kılar nitelikte bir somut olgu bulunmadığından öncelikle davanın reddinin gerektiği kanaatimi ifade ve muhafaza etmekle birlikte; çoğunluk görüşü doğrultusunda geçen zaman ve değişen şartlara göre ... bir kişisel ilişkinin tesisinin gerekli görülmesi durumunda dahi, bunun yolunun öngörülen ancak somut olaya uygun düşmeyen, çözüm üretmekten uzak klasik kişisel ilişkiden geçmediği aşikârdır. Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 31/12/1976 tarihli ve 1976/9370 Esas, 1976/13138 Karar sayılı ilamında da da veciz bir şekilde ifade edildiği üzere; “Hakim, insana, tabiata, gerçeğe, olağana sırt çevirmeden, ... kalıplar içinde sıkışıp kalmadan uyuşmazlığa insan kokusu taşıyan bir çözüm getirmek zorundadır.”...

              Ana ve babaları ayrılan çocukların, ana ve babalarıyla düzenli şekilde kişisel ilişki kurma ve sürdürme hakları mevcuttur. Asıl olan çocuklarla ebeveynleri arasında 3.kişilerin gözetimi olmaksızın ve mekan sınırlaması bulunmaksızın doğrudan kişisel ilişki tesisidir. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayeti anneye bırakılan küçükle baba arasında kurulan kişisel ilişki küçüğün fikri ve bedeni ilişkisinin gelişmesi ile babalık duygularının da tatminini gerektirir....

              UYAP Entegrasyonu