Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/405 esas sayılı dosyası UYAP üzerinden incelendiğinde; davacı tarafından 3A Taahhüt İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhinde 16.03.2020 tarihli satış sözleşmesi kapsamında, eksik malzeme teslim edildiğinden bahisle 29/06/2021 tarihinde dava açıldığı, 07/10/2021 tarihli duruşmada davalı şirketin ihyası için davacı vekiline yetki ve süre verdiği görülmüştür. Uyuşmazlık, birleşen davada davalı tasfiye memuruna TTK'nın 547. Maddesi uyarınca şirketin ihyası istemiyle açılan davada tasfiye memuruna husumet yöneltilip yöneltilemeyeceği ve birleşen davada hüküm altına alınan yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulup tutulamayacağı, davalı tasfiye memuru vekili tarafından davanın kabulü halinde sorumlu tutulması gereken vekalet ücretinin miktarı noktalarında toplanmaktadır....

Şirketi ile ticari ilişki nedeniyle alacaklarının bulunduğunu, davalı şirketin borçlarını ödememesi üzerine icra takibine giriştiklerini, borçlu şirketin takibe itirazı sonucu itirazın iptali davası açıldığını, mahkemenin takibin devamına ve 26.118,80 TL miktarındaki %40 İcra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiğini, kararı müteakiben borçlu şirket hakkındaki icra takibine kaldığı yerden devam edildiğini, borçlu şirketin tasfiye memuru ve ortağı...İİK 89/1 ve 89/2 maddelerine göre birinci ve ikinci haciz ihbarnameleri gönderdiklerini ve ihbarnamelerin kendisine tebliğ edildiğini, tasfiye memurunun müvekkili şirketin alacaklarını tasfiye işlemlerine dahil etmediğini ileri sürerek, şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir." hükmünü içermektedir. Ticaret sicilinin cevabına göre söz konusu şirketin tasfiyeye bağlı olarak -----olduğu ve Mahkememizin yargı alanı içinde kaldığı, şirketin tasfiye memurunun davalı ----olduğu, münferiden temsile yetkili olduğu---- temin edilen nüfus kaydına göre bu şahsın hayatta olduğu belirlenmiştir. Gerekli kısımlarının örneği celp edilen-------- dosyaları üzerinden işlem gören takiplerin davacı tarafından söz konusu davalı şirketin de yer aldığı takip borçluları aleyhine yürütülen takipler olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir....

      Somut olayda davalı şirket 04/04/2016 tarihinde tasfiye kararı almış, dahili davalı ... tasfiye memuru olarak atanmış ve şirketin 24/05/2017 tarihi itibariyle tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de davacının, ihyası istenen şirket hakkında rücuen tazminat davası açtığı, dava tarihi terkin tarihinden sonra ise de davaya konu iş kazasının 2013 yılında gerçekleştiği, dahili davalı tasfiye memurunun bu iş kazasından haberdar olmamasının kabul edilemeyeceği, davacının şirketin ihyasını istemekte hukuki yararının bulunduğu, dahili davalı tasfiye memurunun iş kazası sonucu oluşacak borçlar için gerekli parayı ayırmadan tasfiye işlemlerini bitirerek ticaret sicilinden terkin ettirdiği için davanın açılmasına sebebiyet verdiği, bu nedenle yargılama giderleri ve vekalet ücretininden sorumlu tutulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, istinaf başvuru sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından, dahili davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1.b.1 maddesi gereğince...

        Mahkemece uyulan bozmaya göre, davacının davalı şirket aleyhine açmış bulunduğu davada davalı şirketin terkin edilmiş olması nedeniyle taraf teşkilinin sağlanamadığı bu nedenle verilen süre içerisinde ihya davasının mahkememizce açıldığı ve davacının şirket ihyası davası açmada haklı nedenlerinin mevcut olduğu gerekçesiyle, davacının davasının kabulü ile... Ticaret Müdürlüğü'nün 234854 sicil numarasında kayıtlı tasfiye halinde ... Matbaacılık Sanayi Ticaret Limited Şirketi'nin yeniden ihyasına, tasfiye memuru olarak ...'in yeniden atanmasına, takdiren ücret verilmesine yer olmadığına, karar verilmiştir. Kararı tasfiye memuru temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, tasfiye memurunun bütün temyiz itirazları yerinde değildir....

          Davacının iş bu davayı açmasında, terkin olan şirketle ilgili devam eden icra takibi kapsamında yasal işlemlerin yapılabilmesi için yeniden tescilini talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır Mahkemece, TTK'nın 547. maddesi uyarınca tasfiye sonucu terkin olan şirketin ihyasına karar verilmiş olmakla, anılan madde hükmü uyarınca son tasfiye memuru olduğu anlaşılan davalı tasfiye memurunun ek tasfiye işlemleri için de tasfiye memuru olarak atanmasında da yasa ve usule aykırılık bulunmamaktadır. Tüm bu nedenlerle davalı tasfiye memurunun aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalı tasfiye memurunun istinaf başvuru nedenleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesi karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1.b.1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki hüküm verilmiştir....

            den emlak vergisi alacağının bulunduğunu, söz konusu şirketin tapuda kayıtlı taşınmazların tahakkuk eden emlak vergisi borçlarını ödemediğinden 6183 sayılı Yasa uyarınca cebri tahsil işlemlerine başlandığını, İzmir Ticaret Sicil Memurluğunca yapılan yazışmalar sonucunda, şirketin tasfiye işlemlerini tamamlamak üzere görevlendirilen tasfiye memurlarının görev süresinin 27.03.2006 tarihinde sona erdiğini yeni tasfiye memuru atanmadığı ve tasfiyenin tamamlanmadığını ileri sürerek davalı şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Kanun, şirket mukavelesi veya iş görme şartlarını tespit eden diğer hükümlere aykırı hareket ederek üçüncü şahıs veya ortakları zararlandıran tasfiye memurları kusursuz olduklarını ispat etmedikçe müteselsil olarak sorumludurlar. 6762 sayılı TTK'nun da tasfiye memurlarının sorumluluğu ayrı olarak düzenlenmiştir. Tasfiye memurunun tasfiye kurallarına uymayarak ortak veya 3.kişiyi zarara uğratmasında şahsi sorumluluğu bulunmaktadır. Tasfiye memurunun davacının açtığı dava ve bu davanın sonuçlanması neticesinde alacağın tasfiye işlemlerine dahil etmesi gerekir. Bu işlemlerin yapılmamasında tasfiye memurunun kusurunun bulunup bulunmadığının veya tasfiye memurunun kusursuz olup olmadığı yapılan yargılama ile belirlenecektir. Tasfiye memurunun sorumluluğu davalarında tazminatın şirkete ödenmesi şeklinde bir düzenleme de mevcut değildir....

                Müdürlüğünden ihyası talep edilen şirketin sicil kaydı celp edilmiş, incelemede Tasfiye Halinde ... Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin tasfiye sonu 27/05/2020 tarihinde terkin olduğu, tasfiye memurunun ... olduğu belirlenmiştir. İzmir .... İş Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyasında davacının ..., davalının ... Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi olduğu, mahkemece 09/12/2020 tarihli duruşmada davalı şirketin tasfiye sonunda ticaret sicilinden terkin edildiği anlaşılmakla davaya münhasır olmak üzere şirketin ihyası yönünde dava açılması için davacı vekiline süre verildiği belirlenmiştir. Toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi sonunda; Davacı tarafından Tasfiye Halinde ... Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ihyasına yönelik olarak iş bu davanın açıldığı, ihyası talep edilen şirketin tasfiye sonu 27/05/2020 tarihinde sicilden terkin olduğu, tasfiye memurunun davalı ... olduğu, İzmir .... İş Mahkemesinin Müdürlüğünün ......

                  Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11/05/2016 tarih ve 2015/154-2016/394 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %50 hissesine sahip olduğunu ve davalı ...'ün davalı şirkete tasfiye memuru olarak atandığını, fakat davalı tasfiye memurunun görevini gereği gibi ifa etmeyerek tasfiyeyi sürüncemede bıraktığını, alacakları tahsil etmediğini, davalı şirketin taşınmazında haksız şekilde bulunan dava dışı şirketi tahliye etmediğini, diğer ortağı koruyucu şekilde hareketlerde bulunduğunu ileri sürerek davalı tasfiye memuru ...'...

                    UYAP Entegrasyonu